Sanatçı Ferhat Tunç, video yoluyla katıldığı etkinlikte yaşadığı baskı ve sosyal medya tacizlerine anlattı. "Özgürlükten vazgeçilmez" diyen Ferhat Tunç, "İktidar ceza verdikçe tehditler artıyor" ifadelerini kullandı.
Küresel Sanatsal Özgürlük Eylem Ağı (GAN), hakkında açılan sayısız dava ve aldığı hapis cezaları nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan Sanatçı Ferhat Tunç’u konuk etti. Tunç, video yoluyla katıldığı etkinlikte, yaşadığı baskı ve sosyal medya tacizlerini anlattı.
‘VAZGEÇMEYE NİYETİM YOK’
WOMEX ve Oslo World’un bugünkü oturumunda Tunç, “Ülkemizde güçlü muhalefet olmadığı veya her kendini ifade eden büyük baskıyla karşılaştığı için dijital ve küresel desteklerin sonuç verici olacağına inanıyorum” diyerek, konferans katılımcılarına şöyle seslendi:
“Türkiye’de özgür sanat yapmaya çalışan bir Kürdüm. Hem Kürt hem de muhalif kimliğim kırk senedir baskıya, hapis cezalarına, konser yasaklarına uğramama neden oluyor. Size bu videoyu hazırlarken Kürtçe bir tiyatro oyunu “kamu düzenini bozacağı” iddiasıyla yasaklandı mesela. Ana dilim Kürtçe fiili olarak yasakken Kürtçe seslendirdim, devrimci marşlar yasakken bunları seslendirdim. Bedelini hapis ve sürgünle ödesem de bu kararlılıktan vazgeçmeye niyetim yok. Özgür olmayabilirsiniz ama özgürlükten vazgeçtiğinizde asla sanat yapmış olmuyorsunuz.”
‘İKTİDAR CEZA VERDİKÇE TEHDİTLER ARTIYOR’
Çok sık çevrimiçi tehditlere, tacizlere uğradığına dikkat çeken Tunç, bunun Türk yargısının hakkında verdiği hapis cezalarından sonra arttığını belirtti.
Bu haber de ilginizi çekebilir:
Sanatçı Ferhat Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tweetlerim birkaç tane iddianamenin konusu oldu, hapis cezalarıma gerekçe yapıldı. İktidar yanlıları da bu hukuksuzluğu referans alarak ölümle tehdit etmeye başladı. Kendimizi sahnede de dijital ortamda da ifade etmemizin önüne geçmeye çalışıyorlar. Ben tweetlerim nedeniyle duruşma gününü beklerken, beni dijital ortamda ölümle tehdit edenler için hiçbir işlem yapılmıyor. Albüm kapağımı dijital ortamda paylaştım ve bu durum savcıların dava açmasına yol açtı çünkü kapakta Türkiye’nin kırk yıl önceki devrimci önderlerinin fotoğrafları vardı.
Çevrimiçi alanlar daha özgürlükçü ifade kanalları olmasına rağmen Türkiye gibi ülkeler bunu tanımıyor ve hatta muhalif avı için bir saha olarak görüyor.”
