Yeni dünya savaşı petrol değil mikroçip rekabetinden mi çıkacak?

Amerikan mikroçip üreticisi Intel’in CEO’su Pat Gelsinger “Geçen yarım asırda küresel jeostratejiyi petrol kaynaklarının nerede bulunduğu belirliyordu, önümüzdeki yarım asırda ise mikroçip fabrikalarının nerede bulunduğu belirleyecek” diyor.

ÖMER MURAT 09 Nisan 2023 HABER ANALİZ

Türkiye seçim atmosferinde iyice içine gömüldü. Deprem ve yüksek enflasyon gibi kendi büyük dertleriyle boğuşan kamuoyu kafasını kaldırıp dünyada ne olup bittiğine bakmaya mecal bulamıyor. Ama “dışarıdaki” dünyada yaşananlar, en az içeride yaşananlar kadar Türkiye’nin geleceğine, insanımızın yaşamına etki edecek… Bu hafta oldukça kritik konulardan biri olan “mikroçip savaşlarına” dikkatinizi çekmeye çalışacağım.

1990’lardan itibaren Batılı uluslararası şirketler, ucuz işgücünün cazibesine kapılarak mikroçip üretimini Uzak Doğu Asya ülkelerine kaydırdılar. Çin’in yükselişinden endişe eden Tayvan, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeler de, ABD’nin güvenlik şemsiyesini devamlı üstlerinde görebilmek için bu süreci hararetle desteklediler. Bu ülkeler, Batılı şirketlerin büyük yatırımlarını çekmeleri halinde, ABD’nin onları korumak için saldırgan bir Çin’e karşı kendilerine destek vermek zorunda kalacağının bilincindeydiler.

Günümüze geldiğimizde, mikroçip üretimi dünya ekonomisi için petrolden bile önemli hale geldi, artık dünyanın en stratejik endüstrisi addediliyor. Bu endüstriyi kontrol eden, dünya sanayisinin de önemli bölümünü kontrol eder duruma gelmekle kalmıyor, aynı zamanda istihbarat teknolojisi ve askeri endüstride de rakipleri karşısında üstün duruma geçiyor. Amerikan mikroçip üreticisi Intel’in CEO’su Pat Gelsinger “Geçen yarım asırda küresel jeostratejiyi petrol kaynaklarının nerede bulunduğu belirliyordu, önümüzdeki yarım asırda ise mikroçip fabrikalarının nerede bulunduğu belirleyecek” diyor.

Dünyada en gelişmiş mikroçipleri üreten üç firma var, bunlar TSMC (Tayvan), Samsung (Güney Kore) ve Intel (ABD). Bunlardan açık ara önde olan TSMC’dir: akıllı telefonlarda, bilgisayarlarda, veri merkezlerinde, yapay zeka teknolojilerinde kullanılan en gelişmiş mikroçiplerin yüzde 90’ını tek başına üretmektedir. Bu tür mikroçiplerin üretimi, uzun yıllar uzmanlık yoğunlaşması gerektiren oldukça ileri bir teknoloji olduğu için yakın dönemde dördüncü bir firmanın çıkması beklenmemektedir.

İlk bakışta Avrupa mikroçip üretim zincirinden dışlanmış gibi görünse de öyle değil. Hollandalı ASML firması, mikroçip üretiminin en kritik aşamalarından biri olan litografi alanında tamamen tekel konumunda bulunuyor, dünyada rakibi bile yok… ASML, en gelişmiş çipleri üretmek için kullanılan litografi makinelerinin dünyadaki tek tedarikçisi. 2023 itibariyle, yaklaşık 270 milyar dolar ile Avrupa’da piyasa değeri açısından en yüksek değere sahip teknoloji şirketi. Hollanda hükümeti, ABD’nin baskıları üzerine, ASML’nin gelişmiş litografi makinelerini Çin’e satmasını 2019 yılından itibaren durdurdu. Geçtiğimiz Şubat ayında ASML, Çin’deki eski bir çalışanının şirketten bazı teknolojik bilgileri çaldığını duyurdu, ama “bu hırsızlığın kritik önemde olduğuna inanmadığını” da ekledi.

Sadece düşük teknolojili çipler üretebilen Çin gelişmiş çiplerin üretiminde tamamen dışa bağımlı. Bu nedenle yıllık petrol ithalatına ödediği kadar parayı mikroçipleri almak için harcıyor. İlginç ama tesadüf olmayan bir şekilde mikroçip üretiminde Çin’in payı yadsınacak kadar az düzeyde… Çinli şirketler mikroçip üretim zincirinin yüzde 7’lik bir kısmını oluşturuyorlar, fakat çok kritik öğelerin üreticisi değiller, onların zincirden çıkması halinde bu öğeler rahatlıkla başka ülkelerde de üretilebilecek yapıdalar. Çin’in mikroçip üretiminden bu denli dışlanmış olması ABD’nin izlediği siyasetin bir neticesi… Bu durumun ekonomisinin en yumuşak karnını oluşturduğunu gören Pekin gelişmiş mikroçipleri kendi ülkesinde üretmeye başlamak için geçtiğimiz on yılda giderek artan oranda çabalarını yoğunlaştırdı, bu hedef doğrultusunda on milyarlarca dolarlık yatırımı seferber etti. Çin’in hedefi bir şekilde mikroçip üretim zincirinin kritik parçalarını üreten ülkeler arasında yer almak…

Çin’in mikroçip endüstrisinde ilerlemek için böyle atağa kalkması ABD ve Uzak Doğu’daki müttefikleri Tayvan, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeleri endişeye sevk etti. Çok bilinmese de, Batı’nın Soğuk Savaş’ta Sovyetler karşısında askeri açıdan üstün duruma gelmesini sağlayan ve Rus askeri stratejistlerin artık ABD’yi yakalamalarının mümkün olmadığını kabullenerek havlu atmalarına yol açan en önemli gelişme mikroçip alanında yaşanmıştı. Bugün de mikroçip endüstrisine hakimiyet, askeri ve istihbarat alanında üstün konuma geçme avantajını sağlıyor. Silahlar ve istihbarat araçlarında ne tür çiplerin kullanıldığı, onların etkinliğini, gücünü belirleyen en kritik öğe… Geleceğin teknolojisini belirleyen yapay zeka (AI) alanında ilerlemek için gelişmiş mikroçipler hayati bir role sahip… Örneğin geleceğin savaşlarında SİHA’ların (drone’ların) çok daha fazla önem kazanacağı öngörülüyor, bir SİHA’nın uzaktan komuta edilmesine gerek kalmadan kendi kendine bazı kritik görevleri ifa edebilmesi için ihtiyaç duyulan en kritik öğeler arasında gelişmiş mikroçipler var. Bundan dolayı ABD bu alanda Çin’in kendisini yakalaması veya geçmesini kesinlikle istemiyor, bunu çok büyük bir stratejik tehdit olarak algılıyor.

Bu arada yaşanan Korona salgını mikroçip üretimini birdenbire Batı kamuoyunda hararetle tartışılan konulardan biri haline getirdi. Salgın sonrası dünyada akıllı tablet ve bilgisayar satışlarında ciddi bir artış yaşandı, bu ise mikroçip talebini patlattı. Oysa yine salgın yüzünden tedarik zincirlerinde kesilmeler olduğundan aynı dönemde arzda kaçınılmaz bir düşüş görüldü. Yani talep hızla artarken, arz birdenbire hızla düştü. ABD ve Avrupa’da çip tedarik edemeyen otomobil fabrikaları üretime zorunlu ara verdi, üretim süreci 2022’ye gelindiğinde bile pek çok fabrikada tam olarak normale dönmedi, küresel otomobil endüstrisinin bu nedenle yaşadığı toplam kayıp 200 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Keza Apple’ın çip temin edemediği için 2021 ve 2022’de toplam 10 milyar dolardan fazla kaybı oldu. Tüm bunlar Batı’da adeta şok etkisi yaptı, en kısa zamanda mikroçip üretiminde Uzak Doğu’ya bağımlılığın azaltılması çalışmalarına hız verildi.

Biden Yönetimi, mikroçip alanında Çin’in ABD’yi yakalayabilmesini önlemek için geçen yıl (Ağustos 2022) karşı bir program başlatarak çip üretimini artırmak ve geliştirmek amacıyla ABD’li şirketlere toplamda 280 milyar doları bulan yeni fon sağlamayı kararlaştırdı. Dünya gelişmiş mikroçip üretiminin yüzde 10’unu, tüketiminin ise yüzde 25’ini gerçekleştiren ABD dışa bağımlılık oranını daha da azaltarak Tayvan’ın dünya üretimindeki payını yüzde 50’lere düşürmeyi planlıyor.

Beyaz Saray bu önlemle de iktifa etmedi, ayrıca mikroçip üretimindeki kritik bazı yazılım ve donanımların Çin’e satışını yasakladı. ABD’nin Çin’e verdiği mesaj açık: “Mikroçip alanında bana yetişmeni engellemek için elimden gelen her şeyi yapacağım.”

Çin bir kaç yıl içinde gelişmiş mikroçipler üretmeyi hedefliyordu. Mikroçip endüstrisinin farklı aşamalarının ABD’li şirketlerin yazılım ve donanımlarına tamamen bağımlı olduğu, bunların sıfırdan üretilmesinin çok uzun zaman alacağı dikkate alındığında artık bunun gerçekleşme ihtimali pek kalmadı. ABD’nin Çin’e yönelik teknoloji alanında yaptırımlara başlaması sonrası bazı Çin şirketleri iflas noktasına geldi; Japon, Güney Kore ve Tayvan’daki mikroçip üretim zincirinin parçası olan şirketler Çin’de yaptıkları yatırımlara son verdiler.

Görüldüğü üzere bugün ABD-Çin kapışmasının “muharebe alanı”, gelişmiş mikroçiplerin üretilmesi için gereken makine, yazılım ve malzemelerin tedarik zincirlerini kontrol altına alma mücadelesidir. Oysa dünya ekonomisi için bu kadar stratejik bir üretim merkezine ev sahipliği yapan Tayvan klasik anlamda bağımsız bir devlet değildir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan özel koşullarda Tayvan’da Çin’den ayrı bir hükümet kuruldu, ABD (dünyanın geri kalanı gibi) Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak tanımamakla birlikte Çin’in statükoyu askeri güç kullanarak değiştirmeye kalkmasına karşı olduğunu duyurdu, bu doğrultuda da Tayvan hükümetine yazılı teminatlar verdi. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping geçen yıl Ekim ayında düzenlenen Komünist Parti konferansında yaptığı konuşmada “Tayvan, Çin’e aittir. Yarım asırdır yabancı ellerdedir. Tayvan’ın barışçıl şekilde anavatana katılması için elimizden geleni yapacağız ama hedefimizi gerekirse güç kullanarak gerçekleştirmekten de kaçınmayız” dedi. ABD Başkanı Biden ise “Tayvan’ı askeri açıdan savunmaya hazır mısınız?” sorusunu “Evet, bu yönde taahhüdümüz var. (Çin’in böyle bir hamlesi) Ukrayna’da yaşananlarla aynı duruma yol açar.” şeklinde cevapladı.

Gelişmiş mikroçipleri üreten bir merkez kurmanın maliyeti yaklaşık 25 milyar doları bulmaktadır, dünyada bundan daha pahalıya mal olan başka bir fabrika yoktur. Şu soru akla gelebilir: Madem o fabrika dünya ekonomisi için bu kadar kritik, neden Tayvan’dan başka yere taşınmıyor? Böyle bir operasyonun maliyetinin yüz milyarlarca doları bulacağı hesaplanıyor, kimse bu kadar büyük bir külfeti üstlenmeye hazır değil… Diğer yandan mikroçip endüstrisi Tayvan ekonomisinin belkemiğini oluşturuyor, bu endüstriyi ondan almaya kalkışmak, Tayvan’ı açıkça yüzüstü bırakmakla, askeri işgal gibi bir ekonomik çöküş yaşatmakla eşanlamlı olacaktır.

Peki ABD’nin gelişmiş mikroçip üretiminde önünü kapamasına bozulan Çin acısını Tayvan’ı işgal ederek çıkarmaya çalışabilir mi? Çin’in Tayvan’ı işgal ederek oradaki mikroçip endüstrisine el koyması, dünya ekonomisine Kovid-19 salgınının yaptığına benzer bir etkide bulunacaktır. Böyle bir işgal sonucu TSMC’nin çip üretiminin tamamen durması büyük olasılıktır. Çünkü TSMC üretim aşamasında gereken pek çok kritik öğeyi Batılı ülkelerden, Japonya’dan ithal etmektedir. İşgal sonrası bu ithalatın durdurulacağı tahmine müsaittir. Diğer yandan Çin’in adayı işgal edeceğinin anlaşıldığı anda, böyle kritik bir fabrikanın eline geçmesini önlemek için işletmenin çalışamaz hale getirilecek şekilde sabote edilmesi, belki bombalanması gibi senaryolar da muhtemeldir. TSMC’nin üretimi durunca, tüm dünyada akıllı telefon, otomobil, bilgisayar, bulaşık makinesi, fırın gibi ev aletlerinin üretimi de neredeyse tamamen duracaktır. Bugün bir otomobilin üretiminde bin kadar mikroçip kullanılıyor ve bunların en gelişmişleri TSMC tarafından üretiliyor. Dünya endüstrisinin büyük bölümü bu denli TSMC’ye bağımlı durumdadır.

Putin’in Rusya’nın bağımsızlığını zaten tanımış olduğu Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal harekatı sonrası artık kimse Şi Cinping’in uluslararası hukuk bakımından Çin’in toprağı sayılan Tayvan’a yönelik benzer bir hamlede bulunmayacağını kolaylıkla söyleyemiyor. Bir gün böyle bir şey yaşanırsa, bunun bir dünya savaşını tetiklemesi ihtimali hiç de düşük değildir. İşte o zaman, ülkenin ayağına sıkma uzmanı bir iktidarın açtığı bin bir sorunla ne kadar içine gömülmüş olursa olsun, Türkiye’nin çıkacak gümbürtüyle “Yahu ne oluyor?” diye irkilmesi kaçınılmazdır.

[Bu yazıdaki bilgilerin önemli bölümünün kaynağı, Tufts Üniversitesi’nde uluslararası tarih doçenti olan Chris Miller’in “Mikroçip Savaşı: Dünyanın En Kritik Teknolojisi İçin Yaşanan Kavga” adlı yeni çıkan kitabıdır.]

  • Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com