Nobel Ödüllü Ekonomist: Korona krizi Trump’ı koltuğundan edebilir

KRONOS 26 Mayıs 2020 DÜNYA

KRONOS DIŞ HABER – ABD’de Başkanlık seçimleri yaklaşıyor. ABD Başkanı Donald Trump ve Demokratların tek adayı konumundaki Joe Biden, seçime koronavirüsü salgınının yarattığı kriz ortamında giriyor. Alman Die Zeit gazetesine bir söyleşi veren Nobel Ödüllü Joseph Stiglitz, korona krizinin Donald Trump’ı başkanlıktan düşüreceğini düşünüyor, ona göre bu sonuç krize rağmen ABD’yi kurtarabilir.

2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü alan Joseph E. Stiglitz, Columbia Üniversitesi profesörlerinden. Bill Clinton hükümetinin Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başkanı olan Stiglitz, Dünya Bankası Kıdemli Başkan Yardımcılığı görevinde de bulundu.

Stiglitz’in korona krizi, ABD ekonomisinin mevcut durumu ve geleceği ile başkanlık seçimleri hakkındaki söyleşisini kısaltarak yayınlıyoruz.

Korona salgını Amerika Birleşik Devletleri’ni özellikle sert vurdu. On yıllardır dünyadaki ekonomik krizleri analiz ediyorsunuz. Hiç böyle bir şey yaşadı mı?

Bu kriz en azından Büyük Depresyon kadar kötü. Bu krizi özellikle aldatıcı kılan şey ise şu: Aynı zamanda talep ve arz açısından bir şok yaşıyoruz. Bu daha önce hiç olmamıştı. İşsizlik sadece birkaç haftada yaklaşık 40 milyon arttı. Ayrıca salgının nasıl gelişeceğini de bilmiyoruz. Politikacıların ne gibi önlemler alacağını da bilmiyoruz. Belirsizlik çok büyük.

ABD’de birçok eyalet kısıtlamaları kaldırıyor ve ekonomide hızlı bir iyileşme umuluyor. Bu ne kadar gerçekçi?

Kimsenin hızlı bir iyileşmeye ciddi şekilde inandığını düşünmüyorum. Kısıtlamalar ABD’de Mart ayında başladı. O zamanlar birçok kişi bunun sadece kısa bir mola olacağını varsaydı. Kongre’de kabul edilen yasalar, en kötü durumda kısıtlamaların sekiz veya belki on hafta süreceğini varsayıyordu. Tüm kısıtlamalar 1 Haziran’a kadar sınırlandırıldı Şimdi bu tarihin gelmesine sadece bir hafta var. Ancak, salgın o zamana kadar bitmeyecek.

“TRUMP’IN KRİZ STRATEJİSİ BİR FELAKET”

Trump yönetiminin stratejisini şimdiye kadar nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu bir felaket. Kriz, işleyen bir devletin, bilim ve uzmanlığın demokraside ne kadar önemli olduğunu gösterdi. ABD’de son 40 yıldır devlet küçük tutuluyor. Bu da devletin böyle bir krize hazırlanma yeteneğini ciddi şekilde sınırlandırdı. Trump yönetimininse zaten bilim konusunda söylemleri kötü ve bilimsel alanda bütçeleri de büyük ölçüde kestiler. Örneğin 2018’de, salgınlarla mücadeleyle ilgilenen heyet tamamen ortadan kaldırıldı. Görevdeki hükümet, olduğumuzdan daha az hazırlıklı olmamızı sağlamak için büyük çaba gösterdi.

“İŞ DÜNYASI LOBİSİ PARANIN NEREYE GİDECEĞİNİ BELİRLEDİ”

Fakat büyük kurtarma programları da başlatıldı.

Evet, yaklaşık üç trilyon dolar ayrıldı. Buna FED’in önlemleri de eklendiğinde tutar iki katına çıkıyor. Ancak, ne yazık ki bu programların hedefi doğru belirlenmedi. Önlemler işsizlikteki artışı yavaşlatmalı ve para mümkünse en yoksullara ulaşmalı. Programlar bu hedeflerden hiçbirine yönelik değil. Gerçi Kongre daha çok para ayırmaya istekliydi, bunun için de övülmeliler. Ama sonunda iş dünyası lobisi paranın nereye gittiğini belirledi.

Muazzam iş kaybından bahsettiniz. Bazı uzmanlar, bu krizin ekonominin dijitalleşmesini ve otomasyonunu hızlandıracağına inanıyor. Şu anda sizce ne kadar iş alanı kaybediliyor?

Amerikan ekonomisi bir dönüşüm geçiriyor. 2008 mali krizinde de zaten durum böyleydi. Elbette, bu krizler yapısal değişimi hızlandırır. Örneğin perakendeyi ele alalım: Amazon gibi internet perakendecileri ile rekabet etmek zaten zor. Krizde birçok kişi işini kaybetti ve bunların çok azı geri dönebilecek. Havayollarına bakarsak, krize hakim olmaları uzun zaman alacaktır. Krizde birçok şirket, işleri yürütmek için video konferansın da kullanılabileceğini kabul etti.

“TRUMP KAZANIRSA SADECE ABD İÇİN DEĞİL, TÜM DÜNYAİÇİN ZOR OLACAK”

Bu gelişme, eşitsizliğin zaten çok yüksek olduğu bir ülke için ne anlama geliyor?

Eğer siyaset karşı önlemler almazsa, eşitsizlik artmaya devam edecektir. Bu yüzden Kasım’da yapılacak seçimler özellikle önemli bir rol oynuyor. Trump yönetimi eski endüstrileri korumaya çalışıyor. Gelecekte daha dinamik ve bilgiye dayalı bir ekonominin parçası olmayacak kömür endüstrisi gibi endüstrileri… Demokratlarsa ülkedeki sosyal adaletsizlik konusunda çok daha fazla endişe duyuyor, ekonominin dönüşümünü sosyal olarak şekillendirmek istiyorlar. Kasım seçimleri bu nedenle ne yöne gidileceğine karar verilen bir seçim olacak. Eğer insanlar Trump’ın yolunu seçerse, işsizlik ve eşitsizlik uzun vadede yüksek kalacaktır. Trump seçimi kazanırsa sadece ABD için değil, dünyanın geri kalanı için de çok zor olacak.

Tahmininiz nedir?

Kriz, Trump’ın seçimi kaybetme olasılığını önemli ölçüde artırdı. Birçok insan iyi bir hükümete ihtiyacımız olduğunu, bilimin önemli olduğunu, bir kesimin çıkarlarının genellikle bir bütün olarak toplum için tehlikeli olduğunu kabul etti. Buna Donald Trump’ın özel kişiliğini de ekleyin. Bu adamın böyle bir krizi yönetecek doğru kişi olmadığına dair farkındalık her gün artıyor. Vatandaşlara dezenfektan içmelerini veya Michigan yasalarını ihlal etmelerini öneren kişi bu.

Diyelim ki Trump seçimi kaybetti, ABD’nin gerçekten değişeceğine dair iyimserliğiniz nereden geliyor? ABD siyasetinde paranın gücünden daha önce bahsetmiştiniz. Beyaz Saray’da kim oturursa otursun bu durum şimdilik değişmeyecek. 

Doğru. Ancak, Demokrat Parti’de paranın gücü ve lobi gruplarından endişe duyan güçlü bir çoğunluk var. Buna ek olarak, Amerikalıların yaklaşık üçte ikisi değişim istiyor – örneğin, daha sıkı silah kontrolü, herkes için daha yüksek asgari ücret veya sağlık sigortası. Değişim isteği özellikle gençler arasında büyük.

Bu değişim isteği nereden geliyor?

Mevcut kriz, ABD pazarına olan inancı sarstı. Örneğin, pazar ihtiyaç duyulan maskeleri veya koruyucu ekipmanları üretemedi. Bunu, ABD’deki ortak fikirleri aşındıran sürekli bir düşüş olarak düşünmelisiniz. 2008’de vaat edildiği gibi, pazar insanların ihtiyaç duyduğu işleri yaratmadı.

Ancak ön seçimleri sol Bernie Sanders değil, ılımlı Joe Biden kazandı.

Joe Biden’in ön seçimleri kazanması, bazıları tarafından partideki ilerleyicilere karşı bir zafer olarak yanlış anlaşıldı. Ancak, birçok Amerikalı için şu anda tek bir öncelik var: Trump, Beyaz Saray’dan çıkmak zorunda. Çünkü Trump tehlikeli, hem ekonomimiz, hem demokrasimiz hem de ülkemiz için… Bu yüzden Demokratlar, Trump’a karşı kazanma şansı en yüksek olan adaya oy verdiler. Ülke çapında yaptığım birçok konuşmada bunu tekrar tekrar fark ediyorum. Unutulmaması gereken başka bir şey şu: Biden, Barack Obama tarafından partide solu temsil etmek üzere seçildi. Bu, partinin son yıllarda ne kadar değiştiğini gösteriyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram