Meclis, 35 gün yatağa kelepçelenen KHK’lı polisin ölümünde ihlal görmedi

İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, iki yıl önce koronavirüse yakalanan ve 35 gün yatağa kelepçelenerek tedavi edilen polis memuru Veysel Atasoy’un ölümünde ihlal olmadığı sonucuna vardı. HDP'li Gergerlioğlu, "İhlalleri örtbas etmekle meşguller" dedi.

KRONOS 13 Eylül 2022 GÜNDEM

Türkiye’deki insan hakları ihlallerini incelemekle sorumlu olan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Kütahya Tavşanlı Cezaevi’nde koronavirüse yakalanan, gecikmeler ve ihmaller nedeniyle tedavileri de geciken KHK’lı polis memuru Veysel Atasoy’un hastanedeyken 35 gün boyunca yatağa kelepçelenmesinde herhangi bir “ihlal” olmadığını savundu.

Hasta tutuklular ya cezaevlerinde ya da tahliyesinden çok kısa bir süre sonra yaşamını yitiriyor. Tedavi hakkı engellenen hasta tutuklular, götürüldükleri hastanelerde kelepçeli tedaviye maruz kalıyor. Kelepçeye bağlı yaşamını yitiren tutuklulardan biri olan ve KHK’yle ihraç edilen Veysel Atasoy, Tavşanlı Devlet Hastanesi ve Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversite Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gördüğü 35 günlük tedavinin ardından yaşamını yitirmişti.

Atasoy’un kelepçeli bir şekilde 35 gün yatağa bağlanmasına dair ailesinin yaptığı suç duyurusu ise kamu görevlileri hakkında soruşturma açılması engellenerek, reddedildi.

BİR YIL SONRA GELEN YANIT

Mezopotamya Ajansı’ndaki habere göre; Veysel Atasoy hakkında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 13 Eylül 2021 tarihinde Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) yaptığı başvuruya tam bir yıl sonra yanıt verildi. İHİK tarafından gönderilen cevapta Adalet Bakanlığı’nın gönderdiği yazı iliştirildi.

‘YETKİ ALANIMIZDA DEĞİL’

Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in imzasıyla gönderilen yanıtta, covid-19’a yakalanması ve entübe şekilde yoğun bakımda kelepçeli tutulmasında cezaevi kurumunun herhangi bir ihmali olmadığı savunuldu. Yanıtta, hastanede yapılan tedavi için güvenliği sağlayanın Jandarma olduğu ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğu, doktorun da Sağlık Bakanlığı’na bağlı olduğu savunularak, yetkileri dışında kaldığı öne sürüldü.

Atasoy’un hastaneye kaldırılması ve yaşamını yitirmesi sürecinde ailenin başvurusu üzerine konuyu yakından takip eden HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir yıl sonra gelen kararı ve ölüm olayında yaşanan ihmalleri anlattı.

35 GÜN BOYUNCA YATAĞA KELEPÇELİ TEDAVİ

Kelepçeli muayene, kelepçe ile yatağa bağlamanın insan haklarına aykırı ve kabul edilemez olduğunun altını çizen Gergerlioğlu, “Biz bunları maalesef çok görüyoruz, dramatik vakalarla karşımıza çıkıyor. Mesela Koçer Özdal, Abdo Baran ve Veysel Atasoy kelepçeli bir şekilde 35 gün yatağa bağlı kaldı. Ağır bir covid hastasıydı ve hiçbir şekilde kelepçeleri çıkarılmadı. Bu kabul edilecek bir durum değil” dedi.

‘İKİ HAFTA GECİKİLMİŞ’

Atasoy’un ailesinden edindiği bilgiye göre iki haftalık bir gecikmenin ardından Kovid-19 testi yapıldığı ve koğuşta bulunan tutukluların testlerinin pozitif çıkmasının ardından Tavşanlı Devlet Hastanesi’ne yatırıldığını anımsatan Gergerlioğlu, “Ailenin başvurusundan öğrendiğimiz kadarıyla Atasoy, Kovid olmuş, ateşi düşmemiş, iki haftalık gecikme ardından 7 Ağustos 2020’de test yapılmış ve 8 Ağustos’ta da anlaşılan durumu iyi görülmeyince hastaneye yatırılmış. O dönemde oğlu başvurusunda babasının günlüğünü bize gösterdi. Günlüğüne yazmış, ‘İnsan her gün bir ateş düşürücü, antibiyotik ister de verilmez, ateşimize bakıp, gidiyorlar. Bu insanların hastası olsa evlerinde hastalarına böyle mi yaparlar’ diye sitem dolu yazılar yazmış” ifadelerini kullandı.

‘AİLEYE 19 GÜN SONRA HABER VERİLDİ’

Atasoy’un durumunun ağırlaşması nedeniyle Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversite Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakım servisine alındığını ve burada da jandarmanın “güvenlik” gerekçesiyle Atasoy’a yatağa bağlamak için kelepçe taktığını aktaran Gergerlioğlu, “Ailesi cezaevinde kovid vakaları olduğunu duyunca Tavşanlı Devlet Hastanesi’ne gidiyor. Sonrasında da süreci takip ediyor. Ancak cezaevi Atasoy yoğun bakıma alındığı gün yani 19 gün sonra aileye haber veriyor. Aile kendi çabalarıyla öğrenmezse durumdan haberdar olmayacak. Cenazeyi alana kadar hasta yakınlarına eziyet ediliyor. Cenazeye bir süre yaklaştırılmıyor. Gayri insani muamele devam ediyor” dedi.

‘TALİMATI SEN VERMİYOR MUSUN?’

Atasoy’un hastanede tedavi edildiği 35 gün boyunca kelepçelenmesine dair yapılan suç duyurularına ise takipsizlik verildiğini anımsatan Gergerlioğlu, “Çok önemli ihlaller var. Kelepçeli bir şekilde bir insanın 35 gün boyunca yatırılması insan haklarına aykırı bir olay. KHK’li genç bir polis ve kurtulması daha kolayken iki haftalık gecikme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Günlüklerine yansıyor. Bunu dikkate alan, kelepçeli yatışı dikkate alan bir savcı yok ortada peki Adalet Bakanı var mı? O da yok ortada. Adalet Bakanlığı da her şey usule uygun yapılmıştır, diye bir cevap veriyor. Jandarma’nın kelepçelemesine dair de ‘o benim uhdem de değildir, gidin İçişleri Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na sorun’ diyor. Jandarma personeli senin idarende çalışmıyor mu? Sen güvenlik önlemleri arttırılması için onlara talimatlar yağdırmıyor musun?” diye sordu.

‘ADALET BAKANLIĞI TOPU BAŞKASINA ATIYOR’

Gergerlioğlu, şöyle devam etti: “Madem İçişleri ve Sağlık Bakanlığı sorumluluğunda İHİK neden onlardan cevap istemedi. O da işini eksik yapmış. Adalet Bakanlığı da topu başkasına atıyor. İHİK neden Sağlık ve İçişleri Bakanlığı’na sormuyor. İki yıl sonra Veysel Atasoy vakasının sonu da budur. Kimse işini yapmamış. Komisyon insan haklarını inceleme değil, örtbas etme komisyonu. İnanılmaz bir şekilde bu örtbasları yapıyor. Cevapları ciddiyetsiz, birçok ihmal de ‘yargısal işlemlere karışamayız’, diyor. Yapması gereken işlemleri yapmıyor. Daha önceki insan hakları inceleme komisyonu, raporlar, suç duyuruları, ani karakol ziyaretleri yaparak, işkence aletlerini bulmuştur. Tarihin en vasıfsız dönemi bu dönemdir.”

‘İHMALLERİ ÖRTBAS ETMEKLE MEŞGÜLLER’ 

Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu için “Kurumların ihmallerini örtbas etmekle meşguller” diyen Gergerlioğlu, şunları söyledi: “İktidarın istediği hususlarda hemen heyetler oluşturup, rapor düzenlemekteler. Azerbaycan-Ermenistan savaşında bir heyet oluşturup, rapor hazırlamıştır. İşin ironik tarafı şudur; sen ülkendeki ihlalleri tespitle uğraşmıyorsunuz. Senin görevin bu ülkedeki ihlallerdir. Hasta mahpusların durumu, işkence, zorla kaçırma bir sürü ihlaller var. Bunlarla ilgili çalışma yapmıyorsun. Bir şey yapmak istemeyen, makam aracında dolaşan bir komisyon başkanı var. Hasta mahpuslar hayatını kaybediyor, İHİK işini yapmayan, savsaklayan bir komisyondur.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram