Kuran kursundan kaçıp intihar girişiminde bulundu

HDP'li Orhan, Kur’an kurslarının denetlenmediğini savunarak, Van’dan Rize’ye “yaz kursu” için götürülen bir kız çocuğunun intihar girişiminde bulunduğunu kaydetti.

KRONOS 17 Ağustos 2020 GÜNDEM

ANKARA – HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle TBMM’de verdiği soru önergesinde Türkiye’deki Kur’an kurslarının yeterince denetlenmemesi nedeniyle bu kurslarda yaşanan birçok istismar vakası olduğunu kaydetti.

Orhan, çocukların eğitimi; konusunda uzman, pedagojik eğitim almış, ruh ve beden sağlığı yerinde eğitmenlerce verilmesi gerektiğini kaydederek, “Türkiye’de ‘Kur’an kursları’ adı altında; birçok bölgede denetimsiz, kayıtdışı ve hak ihlallerine yol açacak şekilde, çocukların bir tür zorbalığa maruz bırakıldığı dönem dönem kamuoyuna yansımaktadır. 15 yaş altındaki kız ve erkek çocukların ailelerinden uzak bir şekilde yatılı tutulduğu bu yerlerde; çocukların ne tür bir muameleye maruz kaldığı, istedikleri takdirde aileleri ile iletişime geçip geçemediği, eğitmen adı altında ‘ders veren kişilerin’ niteliklerinin ne olduğu, ‘Kur’an eğitimi dışında’ neler öğretildiği belirsizdir. Öte yandan yaşam hakkının risk altında olduğu pandemi sürecinde yatılı okullarda çocukların toplu halde tutulması da birçok riski barındırmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

ENSAR VAKASI, ALADAĞ YANGINI…

Türkiye’de hâlâ birçok tarikat ve cemaatin kendilerine üye devşirme amacıyla “yaz okulu, Kur’an kursu, hafızlık eğitimi” vb. adlar altında programlar yaptığı ve kurumlar işlettiğinin bilindiğini kaydeden HDP’li Muazzez Orhan, bazı örnekler de vererek şunları kaydetti: “Genellikle yoksulların çocuklarının gönderildiği bu kurslarda ‘nasıl bir dini eğitim verildiği’ sürekli kamuoyunun gündemindedir. Ayrıca ‘Adana Aladağ’da çıkan yangın’, kamuoyunda ‘Ensar Vakası’ olarak bilinen tecavüz vakası, İstanbul Ümraniye’deki Fıkıh-Der adı altında işletilen yerdeki vaka ve dönem dönem kamuoyuna yansıyan diğer vakalar bu kapsamdaki yerlerin yeterince denetlenmediğini de göstermektedir. Bazı yatılı kurslarda eğitmenlerin çocuklara yönelik şiddet ve taciz içeren yaptırımlar uygulayabildiği, eğitim adı altında yapılan faaliyetin insan haklarına aykırı bir şekilde uygulanabildiği, ‘eğitmenlerin’ çocuklara yönelik yasakçı bir tutum sergileyebildiği birçok vakada görülmüştür.”

KURSTAN KAÇIP İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNDU

Van’dan Rize’ye “Kur’an Kursuna” getirilen bir kız çocuğunun kurstan kaçtığı ve intihar girişiminde bulunduğunun kamuoyunun bilgisine yansıdığını kaydeden Orhan, “Kurstan kaçan bu kız çocuğunun Rize’nin Güneysu ilçesinde bulunan Gürgen vadisinde intihar girişimi sonucunda ağır yaralandığı, ambulansın çok geç geldiği ve yaşam riskinin devam ettiği basına ve kamuoyuna yansımıştır. Benzer vakaların önceki dönemlerde de aynı yerde yaşandığı ancak konunun takip edilmediği ve örtüldüğü ifade edilmektedir” dedi.

HDP Milletvekili Muazzez Orhan’ın önergesinde MEB Bakanı Ziya Selçuk’a yönelttiği sorular şöyle:

1) Van’da yeterli sayıda Kur’an kursu bulunmadığı için mi Van’lı kız çocukları Rize ve başka yerlere yatılı gönderilmektedir? Van’dan Rize’ye kız çocuklarının gönderilme gerekçeleri nelerdir?

2) Van’dan Van dışına kaç kız çocuğu yatılı Kur’an kurslarına gönderilmiştir? Söz konusu çocukların ailelerine erişimi ve ulaşımı nasıl sağlanmaktadır?

3) Kur’an kursu eğitmenlerinin pedagojik formasyon eğitimi almadan eğitim vermeleri mümkün müdür? Pedagojik formasyonu olmayan bu eğiticiler, çalışmak için Bakanlığınızdan onay alıyor mu?

4) 15 yaş altı kız çocuklarının temel gelişim dönemlerinde, aile rehberliğinden uzakta tutulmasının pedagojik ve psikolojik açıdan yol açacağı sorunlar üzerine bir araştırmanız mevcut mudur?

5) 2019-2020 yılları itibariyle Türkiye’de kaç çocuk bu yatılı kurslarda kalmaktadır?

6) Türkiye’de pandemi sürecinde yatılı Kur’an kursları eğitime devam etmekte midir? Toplu kalınan bu yerlerde COVİD-19 riskleri nasıl minimize edilmektedir?

7) Güneysu ilçesindeki intihar girişi sonrasında ilgili Kur’an kursu hakkında bir soruşturma açılmış mıdır?

8) Türkiye’de Kur’an Kursu adı altında işletilen yerlerin mali, hukuki ve pedagojik denetimi nasıl sağlanmaktadır?

9) 15 Temmuz 2016’da sonra suçlu ilan edilen “F. Gülen Cemaati” yöntemiyle dini eğitim veren bu yapıların, benzer şekilde kamuda örgütlenmesinin önüne geçmek için hangi tedbirler alınmaktadır?

10) Türkiye’de Kur’an kursuna kayıt işlemleri hangi ölçülerle nasıl denetlenmektedir? Bu kurslarda “din istismarının çocuk istismarı” ile birleştiği vakaların önüne geçmek için hangi tedbirleri alıyorsunuz?

11) Dernek, vakıf, yurt, kurs vb. adlar altında faaliyet gösteren bu yapıların darbecilik, taciz, istismar, dolandırıcılık vb. suç mekanlarına evrilmesini hangi mekanizmalarla denetliyorsunuz? Son 5 yılda bu kapsamda kapatılan kurum ve kuruluş sayısı kaçtır?

12) Milli Eğitim Bakanlığı olarak çocuklara yönelik bu uygulamaları engellemek amacıyla bir çalışma başlatacak mısınız?

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram