Kritik dava öncesi İmamoğlu’nun avukatı: Yeni hakime baskı yapılıyor mu?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözlerine verdiği yanıt üzerine Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla açılan hakaret davasının kritik duruşması yarın İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Önceki hakime “İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirecek oranda ceza verilmesi” yönünde bazı savcıların baskı yaptığı iddialarına ilişkin Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, “Yarınki duruşmaya bu polemiği taşımayı düşünmüyorum. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun müfettiş görevlendirerek incelemeye alması lazım. Yargı üzerindeki şüphenin kalkması lazım. Yeni hakime baskı yapılıyor mu? Bir sürü ihtimal tartışılıyor. Bunun netleştirilerek yargı üzerindeki gölgenin kaldırılması lazım” dedi.

Eski YSK Başkanı Sadi Güven ve diğer YSK üyelerinin şikayetçi olmadığını belirten Kemal Polat, mahkemenin şikayetçi olup olmadıkları, duruşmaya katılmak isteyip istemedikleri konusunda davetiye çıkardığını söyledi. Polat, “Sayın Sadi Güven dahil 4 YSK üyesi ‘biz şikayetçi değiliz’ açıklaması yaptı. Diğer YSK üyeleri cevap bile vermediler. Şahsi şikayetleri yok şu ana kadar” diye konuştu.

‘MUTATAP SOYLU’

T24’e konuşan Kemal Polat, uzman görüşünün de İmamoğlu’nun sözlerinin muhatabının Soylu olduğunu açıkça ortaya konduğunu belirtti.

Polat, “Mahkemeye sunduk. ‘Savcı bir şey söylemiyorum’ dedi. Daha sonra görüşlerini açıklayacaktır detaylı inceleme konusu. YSK üyelerine yönelik bir söz yok. Sadi Güven bir demecinde ‘biz o dönem öyle düşünmüştük, takdirini mahkeme yapsın’ dedi. Hangi motivasyonla yaptıklarını anlamlandıramadığım bir suç ihbarında bulunmuş ama gördüğüm kadarıyla hiç kimse de bunun arkasında değil” ifadelerini kullandı.

‘KARAR ÇIKMASINI BEKLEMİYORUM’

Yarınki duruşmada bir karar çıkmasını beklemediğini belirten avukat Polat, şunları söyledi:

“Teorik olarak onu da dinlemiyorum, bunu da kabul etmiyorum diyerek karara giderse, o karar ne insanların ne kamuoyunun ne öyle bir karar verecek insanın ne de üst mahkemelerin vicdanında yer bulmaz. Ama yarın karar çıkması mümkün değil, çünkü tamamlanması gereken usulü süreçler var. Siyasi karar üretecek bir hapis cezası verilmesinin hiçbir hukuk vicdanı ve aklı ile bağdaştırabilmem mümkün değil. Geçmişte bunun çok örnekleri var.”