Kopenhag Kriterleri’nden ‘Polis Devleti’ne, birkaç sene…

Beliren 'Polis Devleti'nden siyasette dinin masaya sürülmesine, Bolton'ın kitabındaki Türkiye'ye dair ilginç bölümlerden yaşanmakta olan yoksulluk öykülerine...

KRONOS 23 Haziran 2020 PODCAST

Mehmet Yılmaz, T24: TC Anayasası’na göre (34. Madde) “Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” 2911 Sayılı Kanun, “önceden izin alınması” şartını eklemiş. Sınırını bilmeyen bir yönetici, haddini bilmeyen bir kanun ile el ele verince, ortaya böyle görüntüler çıkıyor işte.

Celal Başlangıç, Artı Gerçek: Aslında Saray kendi ayağına kurşun sıktı. Parlamentoyu etkisizleştirerek, Türkiye’nin pek alışkın olmadığı farklı zeminlerde hak arama yöntemlerini daha da meşrulaştırdı. İlk adımı HDP attı. Ardından baro başkanları Ankara’nın kapısına dayandı. Sırada bekleyen çok farklı toplum kesimleri var.

Elif Çakır, Karar: Dün işler iyiye giderken “dinin siyasete alet edilmesine” karşı çıkan, bunun kırmızı çizgileri olduğunu söyleyen bir siyasi parti liderinin son yıllarda İslami kavramları siyasette sıkça kullanıyor olmasıdır. Ülkenin canını yakan ekonomik krizin üstünün örtülmesi için Ayasofya’nın “siyasete açılması” gündemdi.

Cansu Çamlıbel, Gazete Duvar: Berman’ın görevden alınmasının dolaylı sonucu Halkbank davasının düşmesi olabilir mi? Bunu öngörmek kolay değil ancak dava pekâlâ ertelenebilir. Daha önce de başsavcılığın Türkiye söz konusu olduğunda siyasi gelişmelere paralel zaman ayarlı adımlar attığına tanık olduk. Ancak Amerikan yargı sisteminin -Trump ne kadar üzerlerine giderse gitsin- Halkbank dosyasını külliyen tarihe gömeceğini hiç sanmıyorum.

Ayça Söylemez, Birgün: Yazılanlar kadar yazılmayı bekleyen öyküler de var. Yoksulluğun değil insanca bir yaşamın öyküsü mesela. Çünkü hapisteki avukat Selçuk Kozağaçlı’nın yedi yıl önceki savunmasında söylediği gibi: “İktidarlar en güçlü oldukları anda yıkılırlar.”

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com