Kılıçdaroğlu’nun ‘pis işler’ uyarısında bahsettiği Cambridge Analytica olayı nedir?

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Fahrettin Altun ve ekibine yaptığı "pis işler" uyarısında bahsettiği Cambridge Analytica skandalı, Amerika'da patlak veren dikkat çekici bir olay. Şirketin, sosyal medya manipülasyonları ile siyasi tercihleri etkilemek için çalıştığı ortaya çıkmıştı.

KRONOS 02 Mayıs 2023 GÜNDEM

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Son 10 günde girişilecek pis işler” açıklamasında “Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica’cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!” dedi.

Peki nedir bu Cambridge Analytica skandalı? Neler yaşanmıştı?

Gazete Duvar’dan Funda Başaran’ın yazısında aktardığına göre; Cambridge Analytica, ABD seçimlerini etkilemekle suçlanmıştı.

SOSYAL MEDYA VERİLERİYLE SİYASİ DEĞİŞİKLİKLER…

Tüm operasyonlarını durdurduğunu ve iflas başvurusunda bulunacağını açıklayan şirket 2017 başında Donald Trump’ın seçim kazanmasındaki payı ile adını duyurmuş, daha sonra Brexit ile de ilişkisinin olduğu ortaya çıkmıştı. 2013 yılında faaliyet alanı “stratejik iletişim” ve askeri operasyonlar olan SCL Group’un altında kurulan Cambridge Analytica, sosyal medya ve diğer kaynaklardan topladığı büyük veriyi analiz ederek, hem siyasi hem de ticari müşterileri için “veriye dayalı davranış değişikliği” teknikleri kullanarak hizmet veriyordu.

İş tanımı böyle yapılınca bile kulağa son derece şaibeli gelen şirket, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in ABD Senatoso önünde ifade vermesine kadar uzanan karmaşık ve fırtınalı skandalın da bir parçası olmuştu.

BİRÇOK ÜLKEYLE ÇALIŞTILAR 

Cambridge Analytica, ABD başkanlık seçimleri ve Brexit dışında Meksika ve Malezya’dan Brezilya, Kenya, Avustralya ve Çin’e kadar dünyanın dört bir yanındaki siyasi ve ticari kampanyalarda çalışmıştı ve en son Türkiye’de de AKP ile anlaşmış olduğuna dair iddialar vardı.

Cambridge Analytica hakkındaki temel soru ise şu: Şirket bugüne kadar uygulanan reklamcılık ve propaganda tekniklerini teknolojik gelişmeler sayesinde kişiselleştirerek genişleten bir operasyon mu yürütüyor, yoksa temsili demokrasinin en önemli unsuru olan seçimleri bir takım şaibeli yöntemlerle manipüle mi ediyor?

50 MİLYON KİŞİNİN VERİSİNİ ALDI 

Daha önce az sayıdaki örneklemden yola çıkarak elde edilen verilerle profil çıkaran ve kampanyalarını ve mesajlarını bu profillere dayandıran geleneksel siyasi reklam ve propaganda işleyişinin yerine, Cambridge Analytica muazzam bir örneklemle çalışıyor. Trump’ın seçildiği ABD başkanlık seçiminde Facebook’tan edindiği 50 milyon kişisel hesabın verisi ile profilleme işini gerçekleştirdi. Elinde 50 milyon insanın verisi olunca, propaganda mesajlarını kısa süreler içerisinde oluşturabildi. Ayrıca yine sosyal medyanın sağladığı olanaklarla bu mesajlara tepkiyi hızlı bir biçimde değerlendirebilme ve bir sonraki mesajı tasarlayabilme şansı buldu.

Cambridge Analytica’yı dükkan kapatmaya götüren skandal, 50 milyon Facebook kullanıcısının profilinden izinsiz olarak toplanan kişisel bilgileri, ABD seçimlerinde psikolojik profillemeye dayalı bir kişiselleştirilmiş siyasi reklamcılık sistemini kurmak için kullanmış olması üzerinde yükseliyor.

Yani siyasi reklamcılık ve propaganda normalleşiyor, ama Cambridge Analytica’nın kişiselleştirilmiş siyasi reklam ve propaganda içeriğini üretmek için kullandığı kişisel verileri izinsiz toplaması sorunsallaştırılıyor.

FACEBOOK CEZA ALDI 

Skandalı araştıran, Temmuz 2019’da ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) dünyanın en büyük sosyal medya ağı Facebook’u, ABD’li 87 milyon seçmenin bilgilerini Cambridge Analytica adlı şirketle paylaşması sebebiyle 5 milyar dolar para cezasına çarptırmıştı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com