Hatay'da incelemelerde bulunan cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, "37 gün geçti hala molozlar var, 180 milyon ton enkaz. Bir yerlere taşındı. Asbesti düşünüyorlar mı acaba?" diye konuştu.
Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, depremin en ağır vurduğu kentlerden biri olan Hatay’da incelemelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, “37 gün geçti hala molozlar var, 180 milyon ton enkaz. Bir yerlere taşındı. Asbesti düşünüyorlar mı acaba?” diye sordu.
CHP lideri, depremzedelerin evlerini 5 kuruş almadan teslim edeceklerini de söyledi.
Millet Buluşması #Hatay https://t.co/HjB0bFySth
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) March 14, 2023
Hatay’da açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Depremin acısı tüm dünyada yankılandı.
Bayrağımıza sahip çıkmak namusumuzdur. Vatanımıza sahip çıkmak da namusumuzdur. Bir toplumu ayrıştırmak kadar tehlikeli bir şey yoktur. Benim ahlakım da vicdanım da herkesi kucaklamaya açıktır. Yüce yaradanın yarattığı en değerli varlık insansa ben kucağımı açmak zorundayım.
Bir bakan telefon edecek ‘indirin’ diyecek bayrakları. Ne günlere kaldık. Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Olağanüstü dönemlerde olağanüstü kararlar alınır. Evet olağanüstü dönem var. Olayı toparlamak en azından yaraları sarıp sarmalamak zorundasınız.
‘BU KENTİN RUHUNA GÖRE YENİDEN YAPILANDIRILMASI GEREKİYOR’
Görkemli tarihi olan bir kenttir. Bu kentin tarihine, ruhuna göre yeniden onarılması gerekiyor.
Devlet yönetiminde bir olayla karşılaştığınız zaman hemen planlama yaparsınız. Beşeri sermayede büyük kayıp var. Haberleri var mı acaba ya? Fabrikalarda çalışan nitelikli eleman kenti terk etmiş vaziyette. Bu insanların geri gelmesi lazım, esnafın dükkanını açması lazım. Esnaf geldi dükkan açmak istiyoruz yer yok dediler. Açın okulları, yapamıyorsanız bize söyleyin tamamını yaparız. Özel okullarda çalışan öğretmenler… Eğitim bitmiş parasız kalmışlar. Bir kenti kent yapanlardan biri de entelektüel birikimidir. Mimarı, öğretmeni, avukatıdır…
Olağanüstü dönemler de devletin olağanüstü fedakarlık yaptığı dönemdir.
DSİ bu işi yapamıyor deyin verin bize bizim belediye başkanlarımız süratli bir şekilde yapar. Çiftçi üretecek ki karnımız doysun.
‘HALA MOLOZ VAR’
Hatay’ın demografik yapısı da çok değerlidir. Yapının korunması lazım. Dışarıya göçün demografik sorun yaratacağını herkesin bilmesi lazım. Gereğini yapıyorlar mı? Devleti yöneten kişi devletin 100 yılını düşünmek zorundadır. 37 gün geçti hala molozlar var, 180 milyon ton enkaz. Bir yerlere taşındı. Asbesti düşünüyorlar mı acaba?
Afetten önce öyle önlemler almalıyız ki ya hiç can kaybı olmasın ya da çok az olsun. Elin oğlu yapıyor. Japonya yapıyor. Bizden büyük deprem oluyor kimsenin burnu kanamıyor. Biz afetten sakınmayı adeta defterimizden silmişiz.
Rapor öyle mükemmel yazılmış ki. Deprem olacak şu büyüklükte olacak, şu kadar can kaybı olacak, şu kadar bina yıkılacak. Deprem oldu hepsi oldu.
Gittiğim yerlerde sanayicilerle de konuşuyorum, esnafla da. Burada fabrikalar çalışmıyor diyorlar. Diyorum ki Hatay’da da Adıyaman’da çalışmıyor. Özel bir yasa çıkması lazım burayla ilgili. Buraya gelecek insanlara belli avantajların sağlanması lazım. Bunlar çalışmalar yapmıyor ama biz yapıyoruz. Bir rapor hazırladık bu işin uzmanlarıyla.
‘O BİNALARIN HEPSİNİ TAMAMLAYACAĞIZ’
Deprem sonrası temeller atıldı eyvallah. İnşallah o binaların hepsini biz tamamlayacağız.
O imzaların hiçbiri bana ait değil. Devlet olarak her teminatı verdin. Şimdi depremzedeyi borçlu çıkarıyorlar.
İmar affını çıkaran sensin vatandaş değil, denetleyen iktidar, imar rantını gözeten yine sensin. Hatay’da bütün depremzede kardeşlerime sözüm sözdür. Allah nasip eder iktidar olduğumuzda herkesin anahtarını teslim edeceğiz beş kuruş almayacağız. Zaten almak suç.
Ölen canlar için özür dileyeceksiniz, anahtarı teslim edecekseniz helalleşeceksiniz. Sen eve ruhsat veriyorsun, mühendisi mimarı imza atıyor, denetim sırasında her türlü imza yapılıyor. Vatandaşın evi yıkılıyor. Sen bina yapıyorsun bana para ver diyorsun. Olmaz.
Vatandaşın devlete borcu yok, devletin vatandaşa borcu yok. Devlet akılla, ilimle, irfanla yönetilir. Kinle, öfkeyle yönetilmez.
Herkesin evinin anahtarını 5 kuruş almadan teslim edeceğiz.”
