Karaca: “Yetti artık canıma, dua ediyorum, diyorum ki iyi ki ahiret var”

Kapatılan STV'nin mahpus Genel Müdürü Hidayet Karaca: "Bu kadar ceza verildi, ben usandım benle uğraşanlar usanmadı. Yetti canıma Sayın Başkan, yetti. Önüne gelen soruşturma açıyor. Öyle dua ediyorum, Allah benim canımı alsın, ben kurtulayım herkes kurtulsun. Diyorum ki ahiret var."

KRONOS 06 Aralık 2022 GÜNDEM

Hidayet Karaca

KHK ile kapatılan Samanyolu Televizyonu mahpus Genel Müdürü Hidayet Karaca, 18 Kasım’daki duruşmada kendisine açılan yeni soruşturmalara tepki gösterdi. ‘Önüne gelenin soruşturma açtığını’ kaydeden Karaca “Şimdi, örgüt yöneticiliğinden on sekiz yıl verdiler, iftiradan dört buçuk yıl verdiler, evrakta, resmi evrakta sahtecilikten dokuz yıl verdiler, yaptı otuz bir buçuk yıl. Otuz bir buçuk yıl bu davada bitmedi, bundan da artık ne kadar verilecekse bir de bu gelecek” dedi.

Tahşiye 2 davası savunmasında yargılama safhasında karşılaştığı hukuksuzlukları anlatan Karaca, “Ben öyle dua ediyorum, Allah benim canımı alsın diyorum, ben kurtulayım herkes kurtulsun diyorum. Yetti canıma Sayın Başkan, yetti. Önüne gelen soruşturma açıyor. Geçen gün gönderdiniz, gene 10-15 tane soruşturma var.” şeklinde konuştu.

Karaca, yargı organlarının kendisinin cebir şiddete karışmadığını tespit etmelerin rağmen sürekli dava açıldığına işaret ederek, “Birisi kovuşturma gerek yok kararı veriyor, biri açıyor. 16 Ceza, şimdi 3 oldu, 2 tane kararı var, ikisinde de benim cebir ve şiddet eylemlerimi tespit edememiş. Evet resmi medya yöneticisiyim ben. Sarı basın kartım var, sürekli basın kartım vardı. Başbakanlıktan akredite edilmiş kartım vardı, ben onu inkar etmiyorum ki, 14 tane televizyonu idare ettim ben” ifadelerini kullandı.


Kendisine ceza verilmesine gerekçe gösterilen dizinin sorumluların beraat ettiğini ve RTÜK’ün de onay verdiğini hatırlatan Karaca, savunmasına şöyle devam etti: “Şimdi RTÜK kararları var, bir de Kültür Bakanlığı kararları var. Şimdi RTÜK kararları var, bir de Kültür Bakanlığı kararları var. Ekte, Kültür Bakanlığı tescil belgeleri var. Ve benim suçlandığım diziler dahil olmak üzere hepsi Kültür Bakanlığından tescil alınmış. Yani diyor ki Kültür Bakanlığı, bunlar sanat eseri diyor. Hepsine tapusunu, sicilini vermiş. RTÜK diyor ki bu dizilerde problem yok diyor, bunlar dizidir diyor. Mahkeme kararları var, ek 5 nolu ekte mahkemenin verdiği kararlar var. Mahkemenin verdiği kararlara bakıyorsunuz, o gün zaten ben değilim. Sorumlu müdürle dizi yapımcıları yargılanmış hepsi beraat etmişler. Mahkeme kararları olarak bir tanesinde benim ismim yok. ”

‘TELEVİZYON DAHA SONRA İKİ YIL YAYINA DEVAM ETTİ’

“Gelelim, şimdi iddia edilen suç tarihi 2008-2009-2010 yıllarında ortada örgüt var mı? Yok. ” diyen Karaca, “Peki televizyon ne zaman kapatıldı? Temmuz ayı, Eylül veya Ağustos 2016’da kapatıldı. Eğer ben 2014 yılında cezaevine girdim, eğer televizyon terör örgütü yayınları yapıyorsa niye 15 Temmuz’dan sonra çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameyle kapatıldı? 2 yıl televizyonun yayınlarına niye müsaade ettiler? Ben tutuklandığımda o zaman hemen deselerdi, terör örgütünün propagandasını yapıyor. Ama ben 2014’te tutuklanıyorum, televizyon 2016’nın Ağustos veya Eylül’ünde çıkartılan KHK ile kapatıldı. O tarihe kadar yayınlara devam etti.” şeklinde konuştu.


‘DÖNEMİN BÜROKRATLARI TAHŞİYE SORUŞTURMALARINI KENDİLERİNİN YAPTIĞINI SÖYLEDİ’

Tahşiye soruşturmasını dönemin İstanbul Emniyet Müdürü, İstanbul valisi ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ın talimatı kendilerinin verdiği yönünde açıklamalarını hatırlatan Karaca, “E zaten burada yargılanan bütün emniyet mensubu sanıklar, (operasyonu) yaptıklarını söylüyorlar, niçin yaptıklarını söylüyorlar, hatta ilk yargılamada da eksik yapmışız, bugün olsa daha fazlasını yaparız dediler.” ifadesini kullandı.

‘BİR DAVADAN 40 YIL CEZA MI VERİLİR?’

Karaca şunları söyledi: Şimdi, örgüt yöneticiliğinden on sekiz yıl verdiler, iftiradan dört buçuk yıl verdiler, evrakta, resmi evrakta sahtecilikten dokuz yıl verdiler, yaptı otuz bir buçuk yıl. Otuz bir buçuk yıl bu davada bitmedi, bundan da artık ne kadar verilecekse bir de bu gelecek. Ben zaten buradan kesin bir hüküm çıkacağından da adım gibi eminim. Bu da gelecek buradan, ya kırk yıl ya Sayın Başkan, Sayın Heyet. Bir adama bir davadan kırk yıl ceza verilir mi? Burada tarihi yanlış yazmışlar, 2015 yılında içeri girdiğimi söylüyor, o dosya kapsamı tutmadı, ben 2014 yılında cezaevine girdim. Diyor ki, darbeden yaklaşık 1 sene önce tutuklanmış diyor. Darbe girişimi esnasında cezaevinde olduğu, darbe girişimine yönelik herhangi bir eylemlerinin tespit edilemediği.”

‘8 YILDIR BEN ESARET ALTINDAYIM’

Gazeteci olduğunu vurgulayan Karaca, savunmasına şöyle devam etti:”Ben gazeteciyim, terörist değilim. Terör örgütü yönetmedim, bir medya grubunu yönettim. Kanunların tanıdığı, Anayasal ve evrensel hukuk ve sözleşmeler teminatı alınmış gazetecilik mesleğini idare ettim. Kabul edin etmeyin sekiz yıldır ben esaret altındayım. Vicdanınıza bir danışın, akşam eve gittiğinizde çocuklarınızın yüzüne baktığınızda bu okulda 4’e giden çocuğu vardı bu sene liseyi bitirecek. Onların çektiği acı ve ıstırabı bir değerlendirin. Demek ki nasıl bir yürek varsa insanlarda otuz bir buçuk yıl verdiği yetmiyor, bir de bir tane daha bir tane daha. İşte Yargıtay kararları da ortada. Bu bölüme ait şunu söylüyorum, gerçek değişmiyor Sayın Başkan, Sayın Heyet.

‘BEN USANDIM AMA BENLE UĞRAŞANLAR USANMADI’

Çünkü bu insanlar tarafından hukuka tecavüz edildiğinden görmemek için utancından gözlerini kapatmış. 60 yaşında 60 kilo bir adamım. Benle bu kadar uğraşılmaz. Bu kadar cezalar verildi, ben usandım ama benle uğraşanlar usanmadı. Ben de diyorum ki ahiret var diyorum.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram