Kadın hakları ve iklim değişikliği BM gündeminde

Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonu, dünyanın dört bir yanından on binlerce kadın hakları aktivistini New York ana merkezinde ve dijital ortamlarda bir araya getirmeye devam ediyor. BM Kadının Statüsü 66. oturumunda kadın hakları ve iklim değişikliği konuları ele alındı.

CEMRE ÜLKER 22 Mart 2022 HABER İZLENİM

Fotoğraf: Cemre Ülker

Birleşmiş Milletler’in “17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı”, 193 üye ülke imzası ile 2015 yılında kabul edilen evrensel bir işbirliği çağrısı. Cinsiyet eşitliğinden, yoksulluğun azaltılmasına, kaliteli eğitime erişim hakkından, sürdürülebilir şehirleşmeye, adaletsizliklerin son bulmasına kadar birçok hedefin yer aldığı bu kalkınma ajandasının 2030 yılı itibariyle tüm alt başlıklarıyla uygulanması hedefleniyor. Ana sloganı “Kimseyi Geride Bırakma” olan bu ajandada insanlık, refah, çevre, barış ve uluslararası işbirlikleri olmak üzere 5 tematik çalışma alanı bulunuyor. Bu denli global ölçekli bir sosyo-ekonomik kalkınma planının belirlenen stratejiler doğrultusunda başarılı ve kapsayıcı bir şekilde uygulanabilmesi için üye ülke ve uluslararası organizasyonların resmi işbirliklerinin yanı sıra, özel sektöre ve sivil toplum kuruluşlarına da rol düşüyor.

HEDEF 2030

BM Kadının Statüsü Komisyonu toplantı serileri toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ve kız çocuklarının kalkındırılmasında bölgesel ve yerel öncelikler, her türlü şiddet ile mücadele gibi konularda gerekli uluslararası sivil-devlet işbirlikleri için zemin hazırlıyor. Her sene Mart ayında toplanan komisyon, üye ülke temsilci heyetlerini ve BM ofislerini dünyanın dört bir yanından sivil toplum önderleri, kadın hakları aktivistlerini bir araya getirmeye devam ediyor. 1945 yılında Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan hemen sonra devreye giren bu komisyon, tarihinde ilk kez 2020 senesinde COVID-19 krizi nedeniyle görüşmelerini iptal etmek durumunda kalmıştı. Son iki yıldır dijital platformlarda gerçekleşen BM Kadının Statüsü Komisyonu, sivil toplum örgütlerinin en aktif ve etkin katılım sağladığı uluslararası arenaların başında geliyor. Geçen yılki iki haftalık dijital toplantı serisi 150’den fazla ülkeden, 27.000 kadın hakları aktivistini, 5.000’den fazla kurumu bir araya getirdi. Her ne kadar COVID-19 krizi birçok kalkınma amacının mesafe kat etmesinde yeni engeller çıkarsa da, BM’nin sivil toplum toplantılarına sadece New York’a gelebilenlerin değil, dijital teknolojilere ve internete erişimi olan tüm kadın hakları örgütlerinin ücretsiz katılabilmesi birçok farklı temsiliyet adaletsizliğinin de önüne geçmiş oldu.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın en önemli özelliği tüm hedeflerin birbiri ile etkileşim halinde olması. Hedeflerin tümünün 2030 itibariyle gerçekleşebilmesi için her bir amacın BM’nin dört temel odak noktası olan barış ve güvenlik, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve kalkınma alanlarına vurgu yapan politikalar üretilmesi gerekiyor. Bu perspektifte Kadının Statüsü Komisyonu BM çalışma alanları ile entegre olmak için her yıl farklı bir tema altında toplanıyor ve üye ülkeler, sivil toplum işbirliği ile kadın hakları ve toplumsal cinsiyetin sağlanması adına kalkınma politikaları üretiyor.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ, KADINLARIN VE KIZ ÇOCUKLARININ GÜÇLENDİRİLMESİ

14-25 Mart 2022 arasında gerçekleşen 66. Komisyonun ana konusu ise “İklim Değişikliği, Çevresel ve Doğal Felaketlerin Azaltılması Bağlamında Cinsiyet Eşitliği, Kadın ve Kız Çocuklarının Güçlendirilmesi”. Dünyanın her yerinde kadınlar ve kız çocukları birçok farklı ekonomik, sivil, politik alanda olduğu gibi iklim krizinden de toplumun en çok etkilenen kesimini oluşturuyor. İklim, çevre, şehirleşme ve temiz suya erişim hedefleri için üretilen politikalarda kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldıracak çözüm odaklı perspektifler, kadınların ve kız çoçuklarının hususi ihtiyaçlarını dikkate alan kalkınma stratejileri üretmek gerekiyor.

İKLİM KRİZİNİN ETKİSİ

Araştırmalar iklim krizinin ağırlıklı etkisinde olan, özellikle tarım ekonomisinin önde olduğu coğrafyalarda kadınların %14 oranında her türlü çevresel şiddetten daha fazla etkilendiğini gösteriyor. Gıda güvensizliği yetersiz beslenme, temiz su kaynaklarına erişimdeki adaletsizlikler kadın ve kız çocuklarını daha büyük oranda etkisi altına alıyor. Kadınlar için toprak hakkı güvencesinin olmadığı, sosyo-ekonomik kalkınmalarının tarım üretimlerine bağlı olduğu ülkelerde, çevresel krizlerin kadın haklarına olan yan etkileri artarak devam ediyor. Çocuk gelin oranlarında, aile içi şiddette ve insan kaçakçılığında iklim değişikliği nedeniyle kadınların daha fazla tehdit altında olduğu gözlemleniyor.

Bütün bu kalkınma zorlukları ve iklim değişikliği kesişiminde BM Kadın Birimi Direktörü Sima Bahous, Kadının Statüsü Komisyonu açılış töreninde yapmış olduğu konuşmasında üye ülkelere iklim ve çevre ile ilgili hedeflerin zamanında, etkin bir şekilde uygulanabilmesi için daha fazla kadın karar vericinin toplumun her seviyesinde söz hakkı olmasının öncelik hale gelmesi çağrısında bulundu. Direktör Bahous aynı zamanda iklim krizine karşı üretilen stratejilere kadınların adil ve eşit katkıları sayesinde dünya barışının ve birlikte yaşama kültürünün sürdürülebilir hale geleceğinin altını çizdi.

 

*İnsan hakları uzmanı Cemre Ülker, Gazeteciler Yazarlar Vakfı’nın Birleşmiş Milletler temsilcisi ve Set Them Free sivil insiyatifinin kurucu eş başkanıdır. BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için global işbirlikleri yürüten Ülker, kadın hakları, sivil toplum katılımı, sürdürülebilir barış konularında çalışıyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com