Jean-Luc Godard’ın ardından: Ne izlemeli?

Fransız ve Avrupa sinemasınınn önemli isimlerinden Jean-Luc Godard, 92 yaşında hayatını kaybetti. İşte usta yönetmenin izlenmesi gereken fimlerinden öne çıkanlar.

BAHAR ERİŞ 18 Eylül 2022 KÜLTÜR

Jean-Luc Godard, (FOTOĞRAF: AFP)

Fransız Yeni Dalga akımın öncüsü ve Avrupa sinemasının en önemli yönetmenlerinden Jean-Luc Godard 92 yaşında hayatını kaybetti. İlk yönetmenliğini 1960 yılında yapan Godard, sinema hayatı boyunca 100’den fazla film çekti. İşte, modern sinemanın temellerini atan Godard’ın izlenmesi gereken filmlerinden öne çıkanlar…

Une Femme est Une Femme (1961)

Godard’ın filmografisindeki ilk renkli film olma özelliğini taşıyan Une Femme est Une Femme, yönetmenin ikinci uzun metraj filmidir. Yönetmenin filmdeki göndermelerle ve en eğlenceli filminden biri olma özelliğini taşıyan Une Femme est Une Femme, bir çocuğu olsun isteyen dansçı Angela’nın öyküsünü anlatır.  Bu romantik müzikalin oyuncu kadrosunda Jean-Paul Belmondo, Anna Karina, Jean-Claude Brialy ve Henri Attal yer alıyor.

À bout de Souffle (1960)

Fransız Yeni Dalga Sineması’nın en önemli filmi olma özelliğini taşıyan À bout de Souffle, Jean-Luc Godard’ın 1960 yılında çektiği ilk uzun metraj filmidir. Hollywood sinemasının gerektirdiği kuralların dışına çıkarak modern sinemanın bilinen öncü filmlerinden biri olma özelliğini taşımaktadır. Bir suç filmiymiş gibi gözüküp aslında iki ana karakterin arasındaki ilişkiye odaklanmasıyla seyircinin karşısına aşina olmadığı bir hikâye anlatıcılığına sahip olan filmimiz yedinci sanata getirdiği yeniliklerle günümüz sinemasının temellerini atmıştır. Başrolünde Jean-Paul Belmondo ve Jean Seberg’ kariyerini zirveye taşımış ve Fransız Yeni Dalga hareketinin önemli oyuncuları arasına sokmuştur.

Vivre sa Vie (1962)

Parisli genç bir kadın olan Nana’nın yaşamından oluşturulan 12 bölümlük kesitlerden oluşan Vivre sa Vie, Nana’ya başarılı oyuncu Anna Karina hayat verir. Godard’ın en dikkat çekici yapımlarından birisi olarak karşımıza çıkarken, hem alt metinde yer vermiş olduğu sembolik anlatımlarla hemde Karina’nın oyunculuğu ile Avrupa Sineması’nın en önemli filmlerinden biri olmuştur.

Alphaville (1965)

Kelimeler üzerine denemelerin yoğun olduğu Alphaville, duyguların tamamen yasaklandığı bir gezegenin toplumunu ele alan bir distopik bilimkurgu ile kara film harmanlayan Gordard’ın en dikkat çekici filmlerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. 1965 yapımı filmin oyuncu kadrosunda Eddie Constantine, Anna Karina, Howard Vernon ve Akim Tamiroff gibi isimler yer alıyor.

Made in U.S.A (1966)

Godard sineması’nda pek fazla adı geçmeyen filmlerin başında yer alan Made in U.S.A, Godard sinemasında sıklıkla gördüğümüz modern toplumda cinselliğin bir metaya dönüşmesini anlatır. Film, Godard sinematografisinin önemli filmi olarak söylenebilir. Filmde, kocasının ölümünü araştıran karakteri usta oyuncu Anna Karina oynuyor.

Pierrot le Fou (1965)

Amerikalı yazar Lionel White’ın Obsession adlı romanından eserinden uyarlanan Pierrot le Fou, Godard’ın sinematografisinin önemli bir yer tutan oyuncuları Jean-Paul Belmondo ve Anna Karina’nın başrolleri paylaşıyor. Godard’ın en şiirsel filmlerinden biri olma özelliğini taşıyan Pierrot le Fou, kendine has anlatım tekniğiyle Fransız Yeni Dalga Sineması denilince akla ilk gelen filmlerden biri. Romantik dramın yoğun olduğu filmin konusu Paris’ten Fransa’nın güneyine doğru kaçan bir çiftin dramatik öyküsünü konu alır.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram