İsrail’in Ankara Büyükelçisi: Kurtarma ekiplerimiz güvenlik riskine rağmen işini yaptı

İsrail'in Ankara Büyükelçisi İrit Lillian, depremden sonra birkaç saat içinde ekip gönderme kararı aldıklarını belirterek, "kipler ayrıldı, ama İsrail Türkiye’yi bırakmadı. Gelecek aşamalarda da yardımcı olacağız" dedi. Lillian, İsrail ekibinin Türkiye'den ayrılmasının "tehdit" yada "siyasi" bir karar olmadığını da söyledi.

KRONOS 23 Şubat 2023 DÜNYA

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremlerin ardından Türkiye’ye ilk yardım ve arama-kurtarma ekibi gönderen ülkelerden biri İsrail’di. Deprem bölgesinde ‘saldırıya uğradıkları’, “güvenlik” tehdidi nedeniyle ayrıldıkları gibi söylemlerle uğurlanan İsrail ekibiyle ilgili açıklama, 4 yıldır boş olan İsrail’in Ankara Büyükelçilik koltuğunda oturan İrit Lillian’dan geldi. Ekiplerin tehdit veya siyasi nedenlerle değil, yerel yöneticilerle alınan karar sonrası ayrıldığını belirten Lillian, ülkesinin yardımlarının devam edeceğini söyledi.

T24’te konuşan Büyükelçi Lillian, İsrail’in Türkiye’ye ekip gönderme kararının depremlerden haberdar olduktan hemen birkaç saat sonra alındığını söyledi. Lillian, “Henüz yıkımın büyük olup olmadığını bilmesek bile oraya bir delegasyon ve yardım göndereceğimiz İsrail açısından açıktı. Bu kararın arkasında tabii geçmiş tecrübeler de vardı. Siyasi durum ne olursa olsun biz bu tür durumlarda birbirimizin yanında oluruz. Şu anda ilişkiler çok iyi, ama ilişkiler kötü olduğunda da durum böyleydi. İki örnek vereyim: 1999’da ilişkiler fena değildi, İsrailliler depremden sonra Türkiye’ye yardıma geldi. 2012’de ise ilişkiler çok kötü durumdayken iki ülke yine birbirine yardım etti: Carmel Dağları’nda yangını söndürmeye yardım için Türk askeri geldi, İsrail de depremde yardım etti. 2012, yani henüz Mavi Marmara’nın üzerinden henüz 2 sene geçmişti. İlişkiler çok kötü gidiyordu, ama yine de birbirimize yardım ettik. İnsanlar acil durumdan söz ediyorsa siyaset teferruattır. Biz iki halkın birbirine olan hislerine inanır ve dayanışma gösteririz. İktidarda kimin olduğu fark etmez. Temelde sıkıntılı durumlarda birbirimize yardımcı olacağımıza dair bir anlayış var” ifadelerini kullandı.

‘DEPREM BÖLGESİNİN SURİYE SINIRINA YAKIN OLMAIS BİZİM İÇİN PROBLEMDİ’

Deprem bölgesinin Suriye sınırına yakın olmasını kendileri açısında sorun oluşturduğunu söyleyen Lillian, “durum, depremin lokasyonu nedeniyle geçmişe kıyasla daha komplikeydi. Suriye sınırına çok yakındı. Bu bizim için bir problemdi. Ama yine de hiç çekinmedik. Hemen yerel sorumlularla temasa geçtik. Büyükelçilik ekibi önce hemen arabayla Adana’ya geçti. Sonra da sahadaki AFAD yetkilileriyle konuşunca gitmemiz için en iyi yerin Kahramanmaraş olacağı sonucuna vardık. Bunun iki nedeni vardı: Çünkü Kahramanmaraş depremden en ağır etkilenen bölgelerdendi ve İsrail’in kabiliyetlerine uygun olacağını düşündük. İkincisi, burası Suriye sınırına diğer deprem bölgesi şehirlerine göre görece uzaktı. Ama ana düşüncemiz bu değildi, önceliğimiz en çok ihtiyaç duyulan yerde olmaktı” dedi.

İsrail arama kurtarma ekibi Maraş’ta enkaz başında

‘EKİPLERİN AYRILMA KARARI TEHDİT YA DA SİYASİ NEDENLERLE DEĞİLDİ’

Büyükelçi Lillian, İsrail ekiplerinin görevi sonlandırmasıyla ilgili spekülasyonlar için de “İsrail ekibi 9 gün çalıştı. Hem arama kurtarma ekibi, hem sahra hastanesini kuran ekip 9 gün buradaydı. Buna açıklık getireyim. Bizim medikal ekibimiz orada çadırlardan bir hastane kurmadı. Ekibimiz zaten Kahramanmaraş’ta olan, bir bölümü zarar görmüş hastanede görev yaptı. Bunu da hastanedekilerin talebi doğrultusunda yaptık. Bazı açılardan bu çok faydalı oldu, çünkü güçlerimiz hastanede hemen çalışmaya başladı. Bunu yapma kararı aynı zamanda Sağlık Bakanlığı ve yerel yetkililerle anlaşmamız anlamına geliyordu. Onlar hastaneyi tekrar kendimiz işletmeye hazırız dediğinde de ekiplerimiz, arama kurtarma ekibiyle ayrıldı. Kararın tehditle ilgisi yoktu, siyasi de değildi; pratik bir karardı. Ayrılma kararı yerel yetkililerle alındı” şeklinde konuştu.


 

‘SOMUT BİR TEHDİT BİLGİSİ ALMADIM’

İsrail ekibinin tehdit edildiği yönündeki haberelere de değinen Büyükelçi Lillian, şunları söyledi: “Dezenformasyondan söz etmek mümkün. Şöyle anlatayım; İsrailli STK United Hatzallah’ın ekibinden biri, bir vatandaştan tepki görüyor. Ancak bu vatandaş, İsrail’e yönelik bir ifade kullanmamış. Böyle durumlarda insanları yargılamazsınız, her şeyini kaybetmiş insanlardan söz ediyoruz. Ancak bu olayla bağlantılı bir sorun yaşanmadı. Hatta United Hatzallah bir süre daha çalışmalarını da sürdürdü. Sosyal medyada hızlı bir şekilde yayıldı. Onlar Hatay ve başka şehirlerde görev yapıyordu. United Hatzallah sözcüsü de daha sonra görevlerini sürdürdüklerini kendisi söyledi.”

‘EKİPLER AYRILDI AMA İSRİAL TÜRKİYE’Yİ BIRAKMADI’

Lillian, İsrail’İn gelecekte de Türkiye’ye yardım edeceğini belirterek, “İsrail devletinin gönderdiği her şey AFAD ve belediyelerin talebi doğrultusundaydı. Sıcak tutacak kıyafetler dediklerinde sıcak tutacak kıyafet, uyku tulumu dediklerinde uyku tulumu gönderdik. İlaçlar konusunda da böyle. Tel Aviv’deki Türkiye Büyükelçiliği bize hangi ilaçların lazım olduğunu belirten bir liste verdi. İstenenin dışında bir şey göndermedik. Gelecekte de böyle olacak. Ekipler ayrıldı, ama İsrail Türkiye’yi bırakmadı. Gelecek aşamalarda da yardımcı olacağız. Şimdi de süreci nasıl ilerleteceğimizi dizayn etmeye çalışıyoruz” dedi.

‘ÇATIŞMA VE GEİRLİMİ ÖNLEMEK İÇİN YOLCULUĞU SÜRDÜRMELİYİZ, SEVSEK DE SEVMESEK DE’

İrit Lillian, İsrail-Türkiye ilişkilerinin sürdürülenilir olmasıyla ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi:

“Bence ilişkiler sürdürülebilir. Ülkeler arası ilişkilerin tabii ki kişisel tarafları da vardır, ancak günün sonunda önemli olan sahadaki gerçekliktir. Sahadaki durum, siyasi davranışları şekillendirir. Netanyahu seçildiğinde, geçmişte yaşadıkları sorunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan arayıp onu tebrik etti. Hükümetler arası ilişkilerin de devam ediyor olması önemli: Dışişleri Bakanımız buraya geldi, normalde iki Türk bakan İsrail’e gelecekti ancak deprem nedeniyle ertelemek zorunda kaldılar. Yakın gelecekte başka ziyaretler için de başvurular var.

Depremle aynı günde Serbest Ticaret Anlaşması üzerine Ortak Ekonomik Komite, Kudüs’te toplandı. Bakan katılacaktı, ancak deprem nedeniyle katılamadı. İlişkileri güçlendirmeye devam ediyor olmamız, iki tarafın da ciddiyetini gösteriyor.

İlk günden itibaren Türk siyasi düşüncesinde Filistin sorusunun önemli bir yer tuttuğunu farkındaydık. Bunun Türkiye Cumhurbaşkanı ve hükümeti için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Günün sonunda Filistin sorusu İsrail’de bizim hayatımızı da şekillendiren bir konu. Aynı fikirde olmadığımız birçok konu olması, ayrı yönlere gitmemiz gerektiği anlamına gelmiyor. Aksine, çatışma ve gerilimi önlemek için bu yolculuğu sürdürmeliyiz. Sevsek de sevmesek de mevcut gerçeklik bu.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com