İnandığı değerlere vakfedilen izzetli hayat: Mustafa Şevki Kavurmacı

Hayatı 'Müslüman Saati'ne ayarlı Mustafa Kavurmacı'nın, mahkeme salonunda söyledikleri hiç tanımayanların bile bir ölümlünün arkasından "İyi bilirdik" demesi için yeterli şahitliktir: Ben alacaklarımı bile mahkemeye vermedim. İnsan izzeti ile şerefi ile yaşar."

SELAHATTİN SEVİ 20 Kasım 2022 PORTRE

İstanbul Boğazı’na nazır Çırağan Sarayı’nın toz pembe salonlarından birine kurulan podyum büyük gösteriye hazırdı. 2006 yılının en uzun günün akşamı olan 21 Haziran’da spot ışıkları; Şenay Akay, Ceylan Saner, Sema Şimşek ve Cansu Dere gibi Türk mankenlerin üzerine doğrultuğunda sadece güzelliklerini değil üzerlerinde taşıdıkları dünya modasının son trendlerini de aydınlatıyordu. Fransız moda devi Pierre Cardin 25 yıl sonra ikna edilmiş, 129 ülkede canlı yayınlanan “Dünden Bugüne Pierre Cardin” defilesinin beşinci halkasına İstanbul da eklenmişti. Etkinlik aynı yılın başında Aydınlı Grup ile yapılan ortaklık anlaşmasının da şaşaalı bir kutlamasıydı. Hani dün 81 yaşında vefat eden Mustafa Şevki Kavurmacı’nın, her bir ferdinin mahkeme kapılarında süründürüldüğü Kavurmacı ailesine ait Aydınlı Grup ile…

İnsan fotoğrafını anlatır mı? Ulaşamadığım için tarif edeyim. Defile sonunda yerli ve yabancı mankenlerle podyuma çıkan Cardin, bir ara iki ayağını da yerden kesecek şekilde zıplamış ve çektiğim üç kareden biri hareketi tam dondurmuştu. Anladığım, mutluydu…

Pierre Cardin ve Mustafa Kavurmacı

AVRUPA BİRLİĞİ VİZYONU

NTV’ye bir söyleşi veren moda ikonu Pierre Cardin, sadece modaya bakışını değil, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği hakkındaki düşüncelerini de anlatıyordu: Ben Türkiye’yi zaten Avrupalı olarak görüyorum. Birgün siz de göreceksiniz, Türkiye AB ülkesi olacak.”

Vefat eden sadece Mustafa Şevki Kavurmacı değil geriye doğru baktığımızda, Türkiye’nin AB vizyonu çoktan öldü. Demokrasi, hukuk ve insan hakları ise can çekişiyor.

15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminden sonra gencecik KHK’lı öğretmenlere hainler mezarlığını uygun gören İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın dünürü de olan Mustafa Şevki Kavurmacı iki özelliği ile biliniyordu. Mütevaziliği ve yardımseverliği…

Keşke bir zamanlar kapısını aşındıran, gezilerine giden ekonomi muhabirleri anlatsa da daha ayrıntılı öğrenebilsek, ama ne gezer. Ailenin son dönem haberlerini yapmak polis-adliye muhabirlerine kaldığı gibi kendisiyle yapılmış en derli toplu söyleşiyi de bir magazin gazetesinin muhabirine nasip olmuş.

İyi ki de olmuş…

26 Haziran 2011 tarihli Hürriyet’in Kelebek ekinde değerli gazeteci Demet Cengiz’in aktardığına göre Pierre Cardin’i temsil edecek kadar vizyon sahibi olan Kavurmacı aynı zamanda ofisinde Kâbe’de okunan 5 vakit ezanı naklen dinleyecek kadar da dindardı.

1965’te üniversite son sınıf öğrencisiyken babasının vasiyeti üzerine İstanbul’da bir manifaturacı dükkanı açmış, ardından da bütün aileyi İstanbul’a taşımıştı. Fatih’te açtığı yedi katlı Aydınlı isimli mağaza kısa sürede tanınmıştı.

POLİTİK BİLİNÇ SAHİBİ BİR ‘SAĞCI’ GENÇ

Kendisi de Aydınlı olan Mustafa Şevki Kavurmacı, o dönemlerde bir ‘sağcı’dan beklenmeyecek kadar da ‘politik bilinç’ sahibiydi: “Adnan Menderes (de), Aydınlı idi. 1960 ihtilalinin ardından Aydınlılar aşağılanıyordu. Biraz tepki olsun diye bu ismi koydum.”

Sonraki yıllarda İstanbul’a belediye başkanı olan Kadir Topbaş ile dünür olsa da siyasete mesafesini hep koruyacaktı. “Kadir Bey’i lise yıllarından tanırım. Benim için kardeştir.” diyen Kavurmacı, ” Tayyip Bey’i 40 yıldır, Cumhurbaşkanı Gül’ü de gençlik yıllarından beri tanırım. İkisi de bana ‘Ağabey’ diye hitap eder. Bülent Arınç akrabamdır. Abisinin kızı gelinimiz. Gençlik yıllarından tanışırız. Fakat dostluğumuzu öne çıkarmam. Zaten ön planda olmayı da sevmem. Kendi hayatımı da mümkün olduğunca sakin yaşamaya çalışırım. Ama kimseye dostum olduğu için de oy vermem!” sözü boşuna değildi.

Babası Halk Partili olan Kavurmacı, Erdoğan Refah Partisi’ndeyken oy vermemişti ama sonrasında desteklemişti. AKP için kullandığı rey dostluktan değil rasyonel kişiliği nedeniyleydi.

ALIN TERİ İLE HEP GURUR DUYDU

İstanbul Üniversitesi’nde iktisat, maliye ve sosyal siyaset bölümlerinde okuyan Mustafa Şevki Kavurmacı kendisini ‘sivri’ bulduğu için akademisyen olamadığını anlatıyordu. Yaz tatillerinde kunduracı kuzenimin yanında çalışıyor ama para alamıyordu. O da sırtlandığı boya sandığı ile pazarlara gidiyordu. Yaptığı iş babasının statüsüne uygun olmasa da kazancının yarısını aldığı alın terinden hep gurur duymuştu.

Zamanı, ‘Müslüman saati’ne ayarlıydı. Anlattığına göre, her sabah 5’te zinde ve dinlenmiş olarak uyanır, işe gitmeden kulluk vazifesini ifa eder, bir cüz Kuran okurdu. Bu aynı zamanda merhum babasının “bilerek üzerine hiç güneş doğmasın” öğüdüne bir vefaydı. Sonra ise gazeteler, -bazen öncesinde manevi hakikatler üzerine metinlerin okunduğu- iş toplantıları… Kendi ifadesiyle biraz okuyarak hazırlandığı uyku için gece 11 gibi yatağa girerdi.

Demet Cengiz’in yerinde ve çok yönlü sorularıyla daha yakından tanıdığımız Kavurmacı’nın dünya kadar malı mülkü vardı ama dünyada gözü yoktu. İlk otomobilini 1990’da almış, söyleşi yapıldığı sırada Audi A8’i olsa da kullanmaktan çok arka koltukta kitap okumayı tercih ediyordu.

15 BİNDEN FAZLA ÖĞRENCİYİ OKUTTU

Hobisi ise yine kendi deyimiyle el uzatmak, burs vermekti. 15 binden fazla öğrencinin okuması için destek olmuştu.

Kâh refikası hanımefendiyle kâh çocuklarıyla yılda 15’er günden toplam 30 gün tatil yaptığını kaydeden Mustafa Şevki Kavurmacı’nın tercihi Büyükçekmece’deki yazlığıydı.

Cacharel, Pierre Cardin, U.S. Polo gibi pek çok dünya markasının ya ana lisans sahibi ya da lisans temsilcisi olan Aydınlı Giyim markaları 3 kıta ve 57 ülkede 650 dolayında mağazası bulunsa da 15 Temmuz sonrası iktidarın hışmına uğradı. 12 ayrı şirketi bünyesinde taşıyan Aydınlı Grup, 2010’lu yılların ortasına geldiğinde 5 bin dolayında kişiye istihdam sağlıyordu. Şirket Türkiye’nin en büyük 200 şirketinden biri haline gelmişti ama kimin umurundaydı.

15 Temmuz’dan sonra küçük oğlu Ahmet Sait yurt dışına çıkmak zorunda kalmış, baba Mustafa ve büyük oğlu Ömer Faruk Kavurmacı, Gülen cematine yakın iş adamları konfederasyonu TUSKON aleyhine açılan davada sanık sandalyesine oturtulmuştu. Baba oğul cezaevine konuldular.

Ömer Faruk Kavurmacı, baba dostu dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kızı Kübra ile evli olduğu için dava boyunca “Damat” diye anıldı.

Uzun uzun anlatmaya gerek yok Aydınlı Grup’un uğradığı yıkımı. TUSKON üyesi bir çok şirketin dava dosyalarının arasına konulan karbon kağıtlarla çoğaltılan hukuksuz uygulamalardan onlar da nasibini aldı.

Büyükçekmecedeki Aymerkez Alışveriş Merkezi’nin açılışına AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan akademisyen Ersin Nazif Gürdoğan’a kadar onlarca popüler isim katılmıştı.

SİLİVRİ’DE TESELLİ EDEN KAVURMACI

Tanıyanlar Mustafa Kavurmacı’nın oğlu Ömer Faruk’un Silivri’de olduğu dönemde her hafta ziyaretine gittiğini, sara hastalığı bulunan oğluna moral desteği vermek için yaşlı ve hasta olmasına rağmen, ziyaretlerini hiç aksatmadığını aktarıyor.

Kavurmacı’nın, 2020 Şubat ayında 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasındaki söyledikleri ise bir ölümlünün arkasından “İyi bilirdik” demek için tanımayanlar için bile yeterli şahitliktir:

“Muhterem heyet, hayatta insanı yaşatan değerler vardır. İnsan izzeti ile şerefi ile Allah, Peygamber aşkı ile vatan sevgisi ile yaşar. Hayatımı ülkem için çalışarak geçirdim.”

Duruşma çıkışında uzatılan bir mikrofona ise, “Hayatımın hiçbir mevkiinde mahkemeyle muhatap olmadım. Çok alacaklarımı dahi mahkemeye vermeksizin sildim. Ben bu değerlerle yaşadım. Bu değerlerin yaşatılması adına müessesemde hiç bir gayrete bigane kalmadım. Ama ülkemi, vatanımı Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin geleceğini bu ve buna benzer şeylerle meşgul edilmesini hiçbir zaman istemem… Bütün güzellikler inandığını yaşayan insanların olsun” diyecekti.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram