‘İfade özgürlüğünü kullandığı için mahkûm edilenler dahil edilmeli’

KRONOS 03 Nisan 2020 GÜNDEM

ANKARA – DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye’nin 2019 yılında AİHM’de düşünce ve ifade özgürlüğünden en fazla mahkûm edilen ülke olduğunu hatırlatarak, “Anayasa tarafından teminat altına alınmış temel hak ve özgürlükleri kullanan kişilerin, terörle ilintili suçlardan ceza almasının önüne geçilmeli, bu şekilde haksız ve keyfi olarak mahkûm edilen kişiler bu paket kapsamında infazının indiriminden yararlandırılmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Yeneroğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında yarın komisyona sunulacak infaz paketine ilişkin partisinin görüşleri paylaştı. İsimleri farklı olsa da cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmaya çalışan düzenlemelerin Türkiye’de mevcut yargı ve ceza adalet sistemindeki ciddi sorunların göstergesi olduğunu belirten Yeneroğlu, cezaevinde kalma süresini belirleyen düzenlemelerle sadece doluluk oranlarının azaltılmaya çalışıldığını, bunun sebebinin de ceza adaletini sağlamak yerine taşan cezaevlerindeki kontrolü sağlamak olduğunu belirterek, “Yoksa cezaevlerinde yer olsa, belki de böyle bir düzenleme önümüze gelmeyecekti” ifadelerini kullandı.

DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

– Ceza İnfaz Kanununda değişiklikler öngören kanun teklifinin olumlu bulduğumuz bazı maddelerinin olduğunu belirtmek isterim.

– AİHM kararları dikkate alınarak, terör kavramının içi boşaltılmış, keyfi uygulamasına son verilmelidir. Alakasız bir biçimde terörle ilintili suçlar yakıştırılan gazeteciler, düşüncelerinden dolayı suçlananlar aydınlara karşı hukuksuz uygulamalara son verilmeli, şimdiye kadar yapılan yanlışların ağır faturalı bu yargı paketi ile en azından hafifletilmelidir.

– Temel haklarını kullanan hiç kimse kriminalize edilmemelidir. Temel hak ve özgürlükleri kullanan kişilerin, terörle ilintili suçlardan ceza almasının önüne geçilmeli.
– Düzenleme kabul edilirse yeni cinayetlere ve kadına şiddete kapı aralanmış olacaktır.
– Darbe girişimim sonrası ‘At izi it izine karıştırılarak’ yargı bağımsızlığı zedelendi.
– Sadece düşüncesini açıklamış kişilerin cezaevlerinde kalması hukuk devletinde kabul edilemez.
-Mesnetsiz suçlamalarla keyfi olarak cezaevlerinde tutuklu bulunan düşünce suçlularının ve gazetecilerin Yargı Paketi kapsamından yararlandırılmaları gerekir.

– Yargıya güvenin haklı olarak ciddi manada zedelendiği ve bu durumun yargı tarafından dahi kabul edildiği aşikardır. Maalesef yargı personelinin gerek nitelik gerek nicelik olarak kaliteli hizmet üretmeye yetecek işlev göremedikleri bir sistem mevcuttur. Yargı bağımsızlığının olmadığının açık olduğu bu sistemde, yargının kalitesiz hizmet üretiminin cezaevinde kalma sürelerinin kısaltılması yoluyla giderilmeye çalışılması abesle iştigaldir.

– Söz konusu Yargı Paketi ile özellikle son yıllardaki adaletsiz yargılamalardan dolayı, toplumun geniş kesimine yayılan adalet sistemine güvenin yeniden inşası gerekirken, diğer taraftan toplum vicdanını zedeleyecek belirli suçların yargı paketi dışında tutulması dengesinin sağlanması gerekir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com