HDP: AYM’nin reddi, iddia edildiği gibi usulden değil esastantır

HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisi hakkında açılan kapatma davasında AYM’nin iddianameyi iade etmesini “AYM'nin reddi, iddia edildiği gibi usulden değil, esastandır” sözleriyle yorumladı. Günay, AYM’nin iddianamenin mesnetsiz olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

KRONOS 01 Nisan 2021 GÜNDEM

HDP Sözcüsü Ebru Günay

HDP Sözcüsü Ebru Günay, Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı ve sunduğu iddianameyi iade etmesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

‘MESNETSİZ, TEMELSİZ, DAYANAKSIZ…’ 

Basın toplantısı düzenleyen Ebru Günay, “Eldeki ilk bilgilere göre AYM dosyayı usulden inceleyerek iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesine karar verdi. AYM’nin dosyayı incelemesi için atadığı raportör, partimize dönük kapatma davasının usuli eksikliklerle dolu olduğunu belirterek iddianamenin iade edilmesi yönünde görüş bildirmişti zaten. AYM ise saçmalıkları sadece şekli yönden kabul edilemez bulmadı, aynı zamanda iddianamenin mesnetsiz, temelsiz olduğunu ve bir hakikate dayanmadığını da ortaya koymuş oldu” şeklinde konuştu.

‘BU İDDİANAME HUKUK METNİ DEĞİLDİR’

Ebru Günay’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: “Bu kadar saçmalıklarla dolu, absürt, hezeyanlar barındıran bu metnin hukuki bir metin olmadığını ilk günden beri söylüyoruz. AYM bu kararı ile başından beri dile getirdiğimiz gerçekleri bir kez daha teyit etmiş oldu. Bırakın bu metnin bir hukuk metni olmasını, herhangi bir polis karakolunun hazırlayacağı bir tutanağın ciddiyetinden dahi yoksundur. AYM iktidarın partimize karşı yürüttüğü intikam siyasetini deşifre etmiştir

Görevlendirilen raportörün raporu ve AYM kararları bizler açısından, ‘Bu kadar hukuk garabeti de fazla’ anlamına gelmektedir. Elbette bu nihai karar değil ancak AYM bu karar ile iktidarın partimize karşı yürüttüğü intikam siyasetini deşifre etmiştir.

‘KANUNU-BÜROKRASİYİ ŞİDDET AYGITLARINA ÇEVİRDİLER’ 

Bu iddianame hukukî değil, siyasidir. Partimizin temsil ettiği tüm toplumsal kesimleri, yürüttüğü muhalif duruşu hedefleyen ve tamamen siyasi intikam amaçlı gündeme getirilmiş bir davadır. Daha önce de belirttik. Tüm baskı ve zorbalıklara, tüm siyasi kırım operasyonlarına rağmen HDP inandığı yoldan ayrılmadığı için, tüm özel savaş politikaları boşa çıktığı için; kısaca HDP ve onun mücadelesine güçleri yetmediği için zulüm yolu ile kapatmaya gidiyorlar. HDP ile siyaseten baş edemedikleri için kanunu-bürokrasiyi şiddet aygıtlarına çevirip bize yöneltiyorlar. İşin özü budur.

‘AYM’NİN REDDİ, İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ USULDEN DEĞİL ESASTANDIR’

“AYM verdiği kararda, ‘partinin yetkili organlarına atfedilen eylemlerle’, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nda yer alan, ‘odak haline gelmesi’ kuralı arasındaki ilişkilendirmelerin yapılmadığına işaret ediyor. Bu tespitin öyle iddia edildiği gibi usulen bir ret değil, aksine esastan bir tespit olduğunu görüyoruz. ‘Odak olma’ dosyanın temel iddiasıydı. Bu konuda AYM delilleri yetersiz bulmuştur.

Dolayısıyla bu esastan bir değerlendirme ve ret kararıdır. AYM kararından da anlaşılacağı gibi ortada iddialar var, suçlamalar var, siyasi hezeyanlar var ama iddianameyi hazırlayanlar bunu delillendirememişler. Çünkü hepsi tepeden tırnağa yalan.


 

‘İKTİDAR ORTAĞININ DİLİ DARBECİNİN DİLİDİR’

İktidarın küçük ortağı ‘HDP’nin kapatılması yetmez AYM’nin kapatılması da acildir’ diyerek kendisinin istediği yönde karar vermeyen yargıyı tehdit etmeye başladı. Bu bir siyasi partinin dili değil, yargıyı hedef alan bir darbecinin dilidir. Bu ülkede daha önce “anayasa kitapçığı” fırlatıldığı gerekçesiyle yer yerinden oynadı ama şimdi iktidar ve ortağı mütemadiyen anayasayı ihlal ediyor, AYM’nin kapısına da kilit vurmaktan bahsediyor ama belli çevreler bu durum normalmiş gibi yaklaşıyor.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram