‘Erdoğan, toplumu 17-25 Aralık’ın darbe olduğuna inandırdı ama…’

Erdoğan'ın eski doktoru Turhan Çömez, ortaya çıkan rüşvet skandalının 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından farklı olduğunu belirterek, "O dönemde elindeki medya gücüyle karşısına bir hedef koydu ve sürecin Erdoğan ve AKP iktidarına karşı bir darbe girişimi olduğuna toplumu inandırdı" yorumunda bulundu.

KRONOS 02 Eylül 2022 GÜNDEM

17-25 Aralık bakanları

Ucu Saray’a kadar dayanan rüşvet ağının 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları dönemine benzetilmesine eski bir AKP’li’den, Erdoğan’ın eski doktoru Turhan Çömez’den ‘düzeltme’ geldi. Sürecin bu kez farklı olduğunu savunan Çömez, ortaya dökülen bilgi ve belgeler nedeniyle üzerinin bu kez örtülemediğini söyledi. Çömez’e göre Erdoğan, 17-25 Aralık’ta elindeki medya gücünü kullanarak, yaptığı manipülasyonlar sayesinde kendisine ve partisine karşı “darbe girişimi” olduğuna toplumu inandırdı. Çömez’e göre bu kez durum farklı ve AKP tabanı da ortaya dökülenler nedeniyle kendini aldatılmış hissediyor.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın eski doktoru ve AKP’li eski vekil Turhan Çömez, Sedat Peker’in iddialarının ardından gelen istifaları değerlendirdi.

Bir dönem Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden biri olan Çömez, Sedat Peker’in gündeme getirdiği iddiaların ardından gelen istifalar için “Saraya kadar çöreklenmiş yapıların yolsuzluğa batarak lüks hayat sürüyor olmaları aldatılmışlık duygusu uyandırdı” dedi.

’17-25 ARALIK’IN DARBE OLDUĞUNA TOPLUMU İNANDIRDI’

Sözcü’den Ruhat Mengi’ye konuşan Turhan Çömez, “17-25 Aralık döneminde dahi herkes korundu, şimdi ise istifalar geliyor. Bunun nedeni ne?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Birincisi 17-25 Aralık’taki süreci Erdoğan çok profesyonelce yönetti. O dönemde elindeki medya gücüyle karşısına bir hedef koydu ve sürecin Erdoğan ve AKP iktidarına karşı bir darbe girişimi olduğuna toplumu inandırdı. Toplum da; en azından muhafazakâr taban ve AKP’ye oy verenler de Erdoğan’ın bu söylemlerine inandılar ve sürecin bir montaj olduğunu ve bunun profesyonelce yurtdışından yönetildiğini, arkasında FETÖ’nün olduğunu düşündüler ve buna ikna oldular. Erdoğan da bundan bir mağduriyet üretebildi.

‘BU SEFER FARKLI’

Fakat bu seferki olay böyle değil, çünkü işin içerisinde çok gerçek fotoğraflar, belgeler var, kişiler çok gerçek. Sadece konuşmanın ötesinde bilgiler, belgeler var, videolar ortaya çıkıyor, kişilerin kendi arasındaki kirli ilişkiler ortaya çıkıyor, istifalar var, yurtdışına kaçmaya çalışan insanlar var, bu arada yakalanan ve hapse atılan insanlar var. Aile içerisindeki kavgalardan ortaya dökülmüş ifşaatlar ve itiraflar var.

‘İSTİFALARIN ARKASINDA ERDOĞAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’

Tüm bunlara baktığımızda 17-15’ten farklı bir süreç yaşıyoruz, zaten ben bugün ortaya çıkan istifaların da arkasında Erdoğan olduğunu düşünüyorum. O bu süreci mutlaka analiz ettirmiştir, hızlı anket çalışmaları yaptırmıştır, bunun aleyhine döndüğünü görmüştür, okumuştur ve bu sebeple muhataplarına istifa talimatı vermiştir. Süreci artık yönetemeyeceğinin farkına varmıştır, ilişkilerin kirliliği ve giriftliği toplum nezdinde başka bir anlam ifade etmeye başladı ve artık inandırıcı oldu.”


 

‘PEKER’İN ELİNDE NE OLDUĞUNU KESTİREMİYOR’

Erdoğan’ın yaşanan skandallarla ilgili sessizliğini de değerlendiren Çömez, “Birkaç sebeple; birincisi konuyu küçültmek ve örtmek istiyor çünkü konuşması halinde konunun daha da büyüyeceği kaygısı var. Öte yandan karşı tarafın elinde neler olduğunu, hangi bilgilerin Türkiye’den Peker’e ulaştığını ve ulaştırılacağını henüz kestiremiyor. O bakımdan olayı biraz daha etkisiz ve önemsiz hale getirmek için sessiz birkaç istifayla ve üzerinde hiç konuşmayarak kapatmaya çalışıyor” dedi.

‘BUNDAN ÖNCE MANİPÜLASYONLARLA TABANI İNANDIRMIŞTI; BU KEZ BÜYÜK BİR ALDATILMIŞLIK DUYGUSU VAR’

Erdoğan’ın bu defa süreci yönetme kapasitesi olmadığını söyleyen Çömez, “Bundan önce yapmış olduğu çıkışlarla, manipülasyonlarla ve medya marifetiyle toplumu büyük ölçüde kendine inandırmıştı, en azından taraftarlarını inandırmıştı. Ama bu kez AKP tabanında bile büyük bir hayal kırıklığı var, kırgınlık var, öfke ve aldatılmışlık duygusu var. Özellikle ekonomik krizin bu kadar derinleştiği bir dönemde Ankara’daki çevrelerin, saraya kadar çöreklenmiş kimi yapıların inanılmaz rakamlardan bahsediyor olması, şatafatlı ve lüks bir hayat sürüyor olmaları tabanda çok büyük öfke uyandırdı. Bunun altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com