Erdoğan ile Perinçek arasındaki Kanal İstanbul krizi büyüyor

KRONOS 20 Aralık 2019 GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul’un yapımına en kısa zamanda başlama çağrısında bulunması yeni bir tartışma başlattı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ve uzmanlar, Kanal İstanbul projesine karşı çıkarken, Erdoğan ise bu tepkilere kayıtsız kalmaya devam ediyor.

“Aynı gemideyiz” diyerek AKP’ye destek veren Vatan Partisi’nin yayın organı Aydınlık gazetesi ise, Kanal İstanbul projesi konusunda son günlerde ciddi eleştiriler yöneltiyor.

Aydınlık’ın bir kez daha Kanal İstanbul’u birinci sayfasına taşıdı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne dikkat çekilen haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Montrö’de bize tanınan bir hak yok” ifadesi, emekli Büyükelçi Uluç Özülker ve Onur Öymen’e soruldu.

‘ANLAŞMA BİTERSE BİZ DE BİTERİZ’

Aydınlık haberinde büyükelçilerin, “Anlaşma biterse siz de bitersiniz” sözlerine dikkat çekildi.

Odatv’nin aktardığına göre Özülker, Türkiye’nin iki kurucu anlaşmasından birinin Montrö olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Türkiye’nin iki tane kurucu anlaşması vardır. Bunlardan biri Lozan Antlaşması diğeri Montrö Boğazlar Sözleşmesidir. Lozan’da boğazlar bölümü bütün çevresiyle birlikte uluslararası bir komisyonun emrine verilmişti. Yani buralar Türkiye’nin toprağıydı ama Türkiye’nin emrinde değildi. Boğazlar, Montrö’den sonra doğrudan doğruya Türkiye’nin emri altına sokuldu ve onun bir parçası olduğu tescil edildi.”

İsmet İnönü’nün “Boğazlara çok dikkat edin orada Türkiye’nin her türlü hakkı hukuku vardır. Bunun kaybedilmemesi için her türlü mücadeleyi verdik. Bundan sonra da teyakkuz halinde olmak gerekir” sözünü hatırlatan Özülker, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Bugüne kadar verilen mücadelelerle boğazları kendi toprağımız olarak idame ettirdik. Montrö Sözleşmesi, Atatürk’ün emriyle 1933 yılında ortaya atılan bir Türk talebinin sonucudur. O zamanlarda Hitler güçlendi, Stalin daha tehlikeli hale geldi. Bütün bu koşullar altında Atatürk, ‘Bu topraklar uluslararası statüden çıkarılıp Türk toprağı haline getirilmelidir’ dedi. Bunun gereği yapılsın diye Milletler Cemiyeti’ne gidildi. Tüm anlaşma devletleri ile görüşüldü. Çok büyük mücadeleler verildi. Savaş arifesinde de olunduğu için ülkeler bize daha müzahir davranmak zorunda kalmışlardır. Bugün aynı sonucu almak çok zordur. Şunu da aklımızdan çıkarmamak gerekir ki; ABD Montrö’de imzacı değildir ama zımmen en büyük baskı ondan gelmektedir. Kimseye ‘boğazlardan serbest geçiş bitmiştir. Bundan sonra para vererek geçeceksiniz’ diyemezsiniz. Bu anlaşma ihlali olur. Anlaşma biterse siz de bitersiniz.”

‘BOĞAZLARI MONTRÖ İLE KAZANDIK’

Emekli Büyükelçi Onur Öymen de, Montrö ile ilgili yapılan açıklamaların “doğru dürüst incelenmeden uzmanlarla konuşmadan” yapıldığını belirterek “Açın Lozan’ın Boğazlar Sözleşmesini ve Montrö Boğazlar Sözleşmesini yan yana koyun ne kazandığımızı görürsünüz” ifadesini kullanıyor.

“Lozan’dan önce boğazlar işgal kuvvetlerinin elinde. Lozan’da bir çok şey kurtardık ama boğazlar bir komisyona teslim ediliyor” diyen Öymen, şunları kaydediyor:

“Montrö ile bu komisyon kaldırıldı, Boğazlar tekrar askeri statüye açık hale geldi. Bunlar başlı başına güvenlik alanında mükemmel şeyler. Halka farklı bir düşünce yansıtılmak istenirse söylenebilir bunlar. Lozan içinde buna benzer ifadeler kullanıldı. Şimdi de Montrö’yü beğenmiyorlar. Montrö’süz bir yönetimin daha iyi olacağını düşünüyorlar. Halbuki bu dehşet verici bir senaryodur. Yeni bir anlaşmaya kadar Montrö geçerlidir. İkinci olarak Montrö dönemindeki uluslararası koşullar olmadığı için Türkiye’nin isteklerini kabul ettirme ihtimali sıfıra yakın. Montrö’nün öneminin olmadığını söylemek kendi ayağımıza ateş etmek gibi bir şey. 36’dan beri titizlikle korumaya çalıştığımız bir anlaşma bu.

Montrö’nün ortadan kalması durumunda ortaya çıkacak tabloya bir bakın. Bu en çok ABD’ye yarar. Çünkü kayıtsız bir şekilde giremedikleri tek deniz Karadeniz. Kanal İstanbul devreye girer girmez bu tartışma çıkacaktır. Montrö, boğazlar için hazırlanmış bir anlaşma. Karadeniz’e giren bir gemi Kanal’ı kullandığı zaman kendini Montrö’ye bağlı sayacak mı? Saymayacak. Savaş gemilerinin durumu ne olacak? Kaza durumunda ne olacak? Savaş durumunda ne olacak? Siyasetçilerin bunu hiç gündeme bile getirmemesi ve yabancıların oyununu bozması gerekir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram