E madem kendi ayağı ile geldi anlatalım: Bir Şevki Yılmaz Portresi

'AK Parti kasanın ağzını açması lazım. Hazinedeki 700 ton altını harcamalı, seçimi kazanmalıyız' demese çoğumuz unutmuştuk Hasan Mezarcı'nın ekürisi, Erdoğan'ın kadim dostu ve akıl hocası Şevki Yılmaz'ı. E madem kendi ayağı ile geldi anlatalım değil mi 'Şevki Hocam'ı genç nesillere.

FİKRİ DOĞAN 05 Ocak 2022 PORTRE

Şuraya da puslu havalarda sağa sola küfreden bir karışık insan sureti koyalım. Üzerine de kendi çıkarı için dön baba dönelim hali serpiştirelim. Hah tam oldu. Mükemmel bir İslamcı portesi çizdik.’ Ressam Bob stiliyle hem de? Yaşı teyenler hatırlar, bir zamanlar TRT’de ressam Bob vardı. Geçerdi tuvalin karşısına hem sulu boya resim yapar hem de yaptığını anlatırdı. Sosyal medyada çok kullanılıyor capsleri bugünlerde.

Biz de resssam Bob’a öykündük bugün biraz. Nasıl olmuş mu, Şevki Yılmaz sureti?

Siz şimdi ‘’Bayram değil seyran değil nereden çıktı bu Şevki Yılmaz?’’ diyorsunuzdur içinizden. Hatta bazılarınız ‘Yaşıyor mu o yahu?’ diyordur belki de. Yaşıyor tabi hem de kaldığı yerden devam ediyor.

‘HAZİNEYİ BİTİRİN, HIRSIZLARA MI BIRAKACAKSZINIZ?’

Önceki gün sosyal medyada Şevki Yılmaz ismini görünce Allah biliyor içimden ‘Yine ne işler karıştırıyor acaba?’ diye geçirdim. Sonra detaylara bakınca ‘karıştırdığı’ şeyin sandığımdan da büyük olduğunu gördüm. Aşağı yukarı şöyle bir şeyler geveliyordu Şevki Yılmaz. ‘’İşte İstanbul Belediyesi işte Ankara, sırf ekonomik yönden kulağını çekti. Millet Ak Parti’den kopmuş değil. Ama mutfak yangınını anlatamadığı için ‘ben de demiştir; Ak Partiliyim ama belediye başkanları ile bunların kulağını çekeceğim.’ İşte onun için 23 Kasım seçimlerine gelmeden AK Parti kasanın ağzını açması lazım. Efendim 700 ton altınımız var, Merkez Bankası’nda şu kadar dolarımız var diyorsunuz. Ülkenin geleceğini ipotek altına alacak her türlü harcamayı yapmalıyız. Hazinedeki 700 ton altını ve diğer varlıkları harcamalı ve seçimi kazanmalıyız. Kazanamazsak bile arkadan gelenlere hiçbir şey bırakmamalıyız. Kime bırakacaksınız? Bu hırsızlara mı?”

E madem kendi ayağı ile geldi anlatalım değil mi Şevki Yılmaz’ı genç nesillere.

ERDOĞAN’IN 50 YILLIK KADİM DOSTU

Baştan söyleyelim Şevki Yılmaz, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en kadim dostlarından ve akıl hocalarındandır. Muhabbetleri daha Erdoğan Refah Partisi ile başkanı olmadan önceye dayanır. Çünkü ikisi de Rizelidir.

1955’te doğan Şevki Yılmaz, Rize’den İzmit’e göçen bir ailenin oğludur. Babası emekli bir müftü olan Yılmaz, ilk ve ortayı bitirdikten sonra İzmit İmam-Hatip Lisesi’ne gitti, Derince Lisesi’ni dışarıdan bitirdi. Milli Selamet Partisi gençlik kollarında görev alan Yılmaz, 1974’teki CHP-MSP koalisyonunda Adalet Bakanı olan Şevket Kazan’ın özel kalem müdürlüğünü yaptı.

ABDULLAH MÜFTÜOĞLU ADIYLA DOLAŞIRDI ANADOLU’DA

Hadi buraya çok fazla insanın bilmediği bir şey yazayım. Şevki Yılmaz, gençlik yıllarında Anadolu’yu karış karış gezer kendi vaaz kasetlerini satardı. O zamanlar Abdullah Müftüoğlu adını kullanan Şevki Yılmaz’ı yaşı 50’nin üzerinde olan orta Anadolu köylüleri hafızasını zorlarsa hatırlayacaktır eminim.

1980’de Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdi. Ardından Milli Görüş Teikilatı’nın Avrupa ayağına geçiş yaptı. Avusturya ve Almanya’da Milli Görüş Teşkilatları’nda yöneticilik yaptıktan sonra 1987’de Türkiye’ye dönerek siyasete soyundu. 1987 seçimlerinde Rize’den milletvekili, 1989 yerel seçimlerinde yine Rize’den belediye başkanı ve 1991’de Rize’den yeniden milletvekili adayı olmasına rağmen 3 seçimi de kazanamadı. Ancak Milli Görüş içinde ‘etkili’ bir isimdi ve pes etmedi. 1994 yerel seçimlerinde Rize Belediye Başkanı seçilerek muradına erdi.

ARAFAT’TA ‘LAİKLİĞİ YIKALIM ‘YEMİNİ

Şevki Yılmaz’ı ‘şöhret’ yapan ise 1992’de Hac sırasında Arafat’ta yaptığı konuşmaydı. Refah Partili hacıları karşısına alan Şevki Yılmaz, boğuk sesiyle kah ağlıyor kah celalleniyordu. Hacılara yeminler ettiren Yılmaz, aynen şöyle diyordu: “Ya Rabbi!. Ya Rabbel Alemin! Bu Arafat meydanında; dünya elbisesini çıkararak, kabir elbisesine büründüğümüz bu mübarek mekânda, ‘sana söz veriyoruz, resulüne söz veriyoruz!.’ bundan böyle, sana savaş açan: sağcılık, solculuk, Kemalizm, kapitalizm, laiklik ve bütün şeytani düzenleri boykot ederek, seninle bizim aramıza İslam’dan başka, Kur’an’dan başka hiçbir nizamı sokmamak için; canımızla, malımızla, tıpkı Bilal gibi, Sümeyye gibi, senin dinin uğrunda nöbete koşuyoruz!. nöbete geliyoruz!. refah için, milli görüş için bütün gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz!.”

28 ŞUBAT’ÇILARIN EN SEVDİĞİ SİYASİ: ŞEVKİ YILMAZ

Bu ateşli konuşma yıllar sonra 28 Şubat sürecinde ‘devletin’ çok işine yarayacaktı. Peki Şevki Yılmaz duracak mıydı. Durmayacaktı tabii ki! Belediye başkanı olduktan sonra gündemden düşmeyen çıkışların adamıydı. Belediye Başkanıyken milli bayramlarda Atatürk anıtına çelenk koymayı reddetti. ‘Neden?’ sorusuna ise ‘Biz ata, ite, puta tapmayız’ diyerek cevap veriyordu. Hangi birini sayayım, TBMM mensuplarına ‘Pezevenkler’ diyen de Şevki Yılmaz’dı, Atatürk’e ‘Hayvan’ diyen de. ‘’Laiklik çoktan tarihin çöp sepetine gitmiştir. Laiklik yok ki elden gitsin. Zaten olsa da ihtiyacımız yok’’ diyen de oydu 1997’de bir televizyon programında da ‘’Türkiye’de 2.5 milyon fahişe var’’ diyen de.

CELAL DOĞAN’DAN TARİHİ KAPAK!

Durmuyordu Şevki Yılmaz. Bir konuşmasında ‘‘Çatlasanız da patlasanız da ben Hizbullah’ım, Türkiye’nin yüzde 95’i Hizbullah’tır. Hizbullah olmayanlar Hizbul şeytandır” diyordu mesela. Gaziantep’te genelev açılışında ‘Biz herkese eşitiz’ diyen dönemin Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan’a, ‘Madem eşitsin önce karını gönder oraya’ diyecek kadar da seviyeli bir tipti. Celal Doğan da genelevin olduğu caddeye ‘Şevki Yılmaz Caddesi’ adını verip intikamını alıyordu. Üstelik açtığı davadan kazandığı manevi tazminatı da genelevde çalışan kadınlara dağıtıyordu ‘Şevki Yılmaz’ın hayrına.’

HASAN MEZARCI MESİH OLDU KURTULDU!

Bir kere daha hatırlatayım. Dönem 28 Şubat’ın ayak seslerinin gümbür gümbür geldiği günlerdi ve Şevki Yılmaz bu ateşe odun taşımakla meşguldü. Haliyle 28 Şubat’ta Refah Partisi’nin kapatılmasını isteyen iddianamenin büyükçe bir bölümünü Şevki Yılmaz’ın ‘icraatları’ dolduruyordu. O zamanı bilenler bilir. Refah Partisi camiasında Şevki Yılmaz’ın iki ekürisi daha vardı. Biri Hasan Hüseyin Ceylan, diğeri de Hasan Mezarcı’ydı. Allah’tan Hasan Mezarcı kendini deliye vurup mesih olduğunu ilan edip ‘kurtuldu.’ Hasan Hüseyin Ceylan’dan ise çok uzun süredir ses çıkmıyor.

Neyse dönelim konumuza. Şevki Yılmaz’la ilgili en çok konuşulan hadise 1997’de meydana geldi. Sağa sola küfürler hakaretler eden Yılmaz Meclis’e girdiğinde CHP Milletvekili Sabri Ergül, ‘Deyyus-u ekber Dışarı’ pankartı açtı. Muhatap tabii ki Şevki Yılmaz’dı. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi’nin kapatılmasıyla birlikte onlarca isimle birlikte Şevki Yılmaz’a da siyasi yasak geldi. Yılmaz siyasi yasak daha gelmeden Almanya’ya varmıştı bile. Yılmaz, AKP iktidara, Erdoğan da Başbakanlığa geldikten 2 sene sonra 2004’te Türkiye’ye döndü. Döner dönmez Rize’de Manevi ve İktisadi Kalkınma Vakfı’nı kurdu ve 2006 yılında merkezini ve faaliyetlerini Kocaeli’ne taşıdı.

ÖZEL OKUL ZİNCİRİ SAHİBİ OLDU

Bundan sonra Şevki Yılmaz’ın ana üssü Kocaeli’ydi. Ticarete hızlı başlayan Yılmaz, 2008’de Başiskele Anaokulu’nu, 2009’da Kartepe Kreş ve Gündüz Bakımevi’ni, 2010’da İzmit Anaokulu’nu, 2012’de Gölcük Anaokulu’nu, 2013’te ise Derince Minikler Akademisi’ni açtı. Özel Nadide İlköğretim Okulu ve Özel Nadide Anadolu Lisesi ile devam etti. Kocaeli’nin hemen hemen bütün ilçelerine Kur’an kursları açan Şevki Yılmaz, bir yandan da Erdoğan’la dirsek temasını sürdürüyordu. Kendisi için milletvekilliği vizesi alamayan Şevki Yılmaz, saha oğlunu ve damadını sürdü.

KENDİ GİTTİ OĞLU KALDI YADİGAR

2014 yerel seçimlerinde Kocaeli’den aday adayı olan damadı Nedim Arsal, temayülden geçemedi. Şevki Yılmaz da damadını Kocaeli Çevre ve Şehircilik İl Müdürü yaptı. Şevki Yılmaz baktı ki damattan olmuyor 2018’de oğlu Mehmet Akif Yılmaz’ı sahaya sürdü. Oğul Yılmaz halen AKP milletvekilli. Peki baba Yılmaz ne yapıyor? Baba Yılmaz, kendisine gazete diyen Yeni Akit’te yazar, aynı isimli TV’de yorumcu. Peki 1987’de adım attığı siyasette üslup, tavır, davranışta bir değişme var mı? Aradan geçen 35 yılda Şevki Yılmaz azıcık düzelmeyi bırakın her geçen gün ağzı bozulan siyasal İslamcı tiplemesiyle hayatına devam ediyor.

SEDAT PEKER: ÇOCUKLARIMIN RIZKINI SANA VERDİM ŞEVKİ HOCA

Şimdi gelelim yazının tabiri caizse en bomba kısmına. Sedat Peker ve ifşaatını artık hepiniz biliyorsunuz değil mi? Peki Peker geçtiğimiz aylarda kendisine ‘ajan’ diyen yandaş medyaya cevap verirken ne dedi. Aynen şunları söyledi Peker, ‘’Beni öldürseniz de kurtulamayacaksınız. Bu haberi yapıyorsunuz elinizde bir tane kayıt var mı benim ajanlık yaptığıma dair. Şu kadar ajan sayıyorsunuz koruyor diye bir tanesinin resmini yayınlasanıza. Ya Şevki Hocam ya. (Şevki Yılmaz’a diyor) Atatürk’le ilgili düşüncelerin hariç çocukluğumdan beri seni dinledim. Cezaevinde yatarken çoluğumun çocuğumun rızkını dershaneler yapıyorsun diye, yurt dışından çocuklar getireceksin onlar Kur’an bülbülü olacak diye çoluğumun çocuğumun parasını yolladım. Diyemedin mi bundan ajan olmaz her şeyi yapar ajan olmaz diye…”

Eee Şevki Hoca. Hakikaten ne diyorsun bu sözlere?

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram