Alman Die Welt gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın geliştirdiği TB2 insansız hava araçlarının ‘Azrail'den daha ölümcül’ olduğunu, fakat Türkiye kamuoyunda İHA'ların yol açtığı sivil ölülerin "ahlaki tartışmasının" yapılmadığını yazdı.
Almanya’da yayınlanan ulusal gazete Die Welt’te, Boris Kálnoky imzasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın geliştirdiği TB2 drone’ları (İnsansız hava Aracı- İHA) ile ilgili yeniş bir yorum yazısına yer verildi. Kálnoky, Türkiye’nin “azrail kadar ölümcül” İHA’lar ile “askeri üstünlük” sağladığını, ancak hava saldırılarında ölen sivillerle ilgili “ahlaki bir tartışma yapılmadığını” belirtti.
Makalesine, “Ülkede sanki Türkiye yeni bir mucize silah bulmuş gibi bir hava esiyor” yorumuyla başlayan Boris Kálnoky, cümlesine şöyle devam etti: “8 Mayıs’ta, başka bir ülkede görülmeyecek şekilde, hükûmete yakın bir medya nefesi kesilmiş bir şekilde haber veriyordu: ‘3 yeni TB2 teslimatı’ ile envantere giren drone sayısı 107’ye ulaşmıştı.”
Türk TB2 insansız hava aracının, Amerikalıların “MQ-9 Reaper” ismindeki (reaper, Azrail anlamına geliyor) drone’larıya karşılaştırılabileceği belirten Kálnoky, “Azrailden daha ölümcül” dediği insansız hava araçlarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“İkisi de insansız taktik hava araçları. Bu tür SİHA’lar genellikle bireysel hedeflere karşı seçici olarak kullanılıyor.
Örneğin, ABD’nin insansız hava aracı, Ocak ayında İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’ye ölümcül saldırıyı yaptı. Türk TB2 hava aracı da ‘Azrail’ gibi 24 saatten fazla bir süre boyunca uçabiliyor, izleyebiliyor ve hedeflere saldırabiliyor.
Ancak, Türkiye, insansız hava araçlarıyla tamamen farklı bir strateji izliyor. Türk ordusu, TB2’yi savaş alanında Amerikalılardan çok daha radikal bir şekilde kullanıyor.
Örneğin Suriye’de, Türk insansız hava aracı filosu gerçek bir hava kuvvetleri haline geldi, aynı zamanda iç savaşın yaşandığı Libya‘da kullanılıyor ve Türkiye’ye askeri başarısını sağlıyor.
TB2 farklı avantajları birleştiriyor: Kesin, ucuz ve ölümcül. Amerikalı Reaper’in tanesi 16 milyon dolarken, medya haberlerine göre, TB2’nin maliyeti sadece 6 milyon.
Düşük maliyetleri nedeniyle, bu tür insansız uçakları, aynı zamanda daha az varlıklı ülkelerin büyük askeri güçlerle karşılaşmasını sağlıyor. Örneğin Suriye’de Rusya artık Türkiye ile doğrudan karşı karşıya gelme riskini göze alamayacak.”
Erdoğan’ın bu insansız hava araçlarıyla Suriye’de Beşar Esad ve Vladimir Putin’i tehdit edebildiğini yazan Boris Kálnoky, “Drone’lar birkaç gün içinde düzinelerce Suriye ana muharebe tankını, zırhlı aracı, zırhlı obüsleri ve silahları yok etti” yazdı.
Bu hava saldırısında Suriye’nin en az 106 zırhlı aracını kaybettiğinin iddia edildiğini yazan Boris Kálnoky, “Türk ordusu ise daha büyük bir rakam vererek 151 tank ve 47 obüsü imha ettiğini iddia ediyor. Sonuç olarak, Suriye ordusu İdlib’in kuzeyindeki saldırısını durdurmak ve kazandığı bölgeden vazgeçmek zorunda kaldı.”
TB2 insansız hava araçlarının Libya’da da kullanıldığını ve sayılarının “üç ila birkaç düzine arasında değiştiğini” yazan Kálnoky, “Şimdiye kadar Hafter iç savaşta ilerde. Başkent Trablus dışında ülkenin büyük bir kısmınıda hakimiyet kurdu. Ancak Türkiye’nin müdahalesi, özellikle de Türk drone’larının kullanımı, Sarrac lehine güç dengesini değiştirmiş gibi görünüyor” yazdı.
TB2 insansız hava araçlarının “Erdoğan’ın damadı tarafından geliştirildiğini” yazan Kálnoky devamında, “Bu ise damat Selçuk Bayraktar’ın – onu ulusal bir kahraman, icadını ise Türk milli gururunun özeti yapan – kariyerini doruğu oldu” yorumunu yaptı.
Selçuk Bayraktar’ın ABD’de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde eğitim aldığı ve “ülkesine döndüğünde Türk subaylarını inşa ettiği küçük bir insansız hava aracıyla tanıştırdığı” bilgisini veren Kálnoky, 2005 yılında bu konuda “şüphelerin” olduğunu vurguladı. Bayraktar’ın bundan 10 yıl sonra çok daha büyük, silahlı ve yüksek teknolojili TB2’yi sunduğunu belirten Kálnoky, “Babasının şirketi sıçrama tahtası görevi gördü” yazdı.
Kálnoky, yazısına şöyle devam etti: “Türk ordusu aslında Amerikan uçağı satın almayı planlamıştı. Ancak, bu gerçekleşmedi: ABD Kongresi siyasi nedenlerle buna karşı çıktı. Amerikalıların Türkiye’yi zayıf tutma girişimi sonuç olarak Türkiye’yi daha da güçlendirdi. Hükümet, Amerikan silahları yerine Bayraktar’ın TB2’sini sipariş etti.”
Kálnoky, “Bu insansız hava araçları, Türkiye sınırlarının ötesinde de talep görüyor. Ukrayna zaten ilgisini dile getirdi” yazarak, 2019’da Ukrayna’nın 12 tane TB2 için satın alma anlaşması imzaladığını, bu arada bunların 6 tanesinin teslim edilip kullanım için test edildiğini belirtti.
TB2’nin “teknik zayıflığının”, “düşük taşıma yükü” olduğunu söyleyen Kálnoky, yazısına söyle devam etti:
“Amerikan ‘azraili’ 1,3 tondan çok daha fazla silah taşıyabiliyor. TB2 ise sadece 55 kilogram. Ancak, Erdoğan’ın damadı Bayraktar şimdiden yeni, daha büyük bir insansız hava aracı olan Akıncı üzerinde çalışıyor. Akıncı, 1.3 tondan fazla taşıma kapasitesiyle Amerikan drone’u kadar yük taşıyor. 9 Mayıs’ta ilan edilen ikinci prototip tamamlandı. Bu tür hafif insansız hava araçlarının dünyadaki savaş alanlarını değiştirmesi sadece bir zaman meselesi, Türkiye ise buna öncülük ediyor.
Ancak, bu yeni savaşın bir dezavantajı var. Çünkü insansız hava araçları savaşları genellikle sivil kayıplara neden oluyor. İnsansız hava araçları kimseyi tutuklamıyor veya sorgulamıyor, sadece öldürüyor.
Türkiye’de TB2’ler, Kürt gerillası PKK’ya karşı mücadelede kullanılıyor. Ankara’ya göre, PKK liderleri başarıyla ekarte edildi.
Ancak, bu da görünüşe göre ‘tali bir hasara’ yol açıyor; masum siviller hayatını kaybediyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden farklı olarak, Türkiye’de bu tür uygulamaların ahlakı veya ahlaksızlığı konusunda ise neredeyse hiç sosyal bir tartışma yapılmıyor.” (KRONOS DÜNYA)
