DEVA’dan SGK’nın KHK ayrımcılığına: Sosyal ölüme itmektir

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, OHAL KHK’ları ile işlerinden atılan ya da işyeri kapatılanlara SGK tarafından uygulanan kod 36 ve kod 37’ye tepki göstererek, “Bu durum olağanüstü hali kalıcılaştırmakta ve binlerce vatandaşımızı sosyal ölüme itmektedir” dedi.

KRONOS 22 Nisan 2021 GÜNDEM

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde ilan edilen Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işten çıkarılan veya işyeri kapatılan kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından “kod”la fişlenmesini, bu nedenle özel sektörde dahi iş bulamamasını eleştirdi, ayrımcılık vurgusu yaptı.

KOD 36 VE KOD 37 

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilk kez 1/9/2016 tarihli ve 2016/20 sayılı Genelge ile düzenlediği ve 24/4/2019 tarihli ve 2019/9 sayılı Genelge ile son halini verdiği sisteme göre; OHAL KHK’sı ile işyeri kapatılan ya da kamu görevinden çıkarılan kişilerin işten çıkarılma nedenleri ile ilgili kısma sırasıyla 36 ve 37 kodlarının işlendiğini kaydeden Yeneroğlu, “İş başvuruları sırasında işten çıkış nedenini gösteren bu kodların işveren tarafından görülmesi nedeniyle bu kişiler özel sektörde de iş bulamamakta ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır” dedi.

‘HUKUKEN VE VİCDANEN KABUL EDİLEMEZ’

Bu durumun “damgalı vatandaş” kategorisini ortaya çıkardığını vurgulayan Mustafa Yeneroğlu, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun farklı işten çıkış kodları öngören bu genelgesiyle devlet tarafından damgalı bir vatandaş kategorisini hayata geçirmiştir. Birçok ilde özel sektör işverenlerine belediye zabıtası ve vergi denetimi gibi araçlarla baskı yapıldığı hepimizin malumudur. Özel sektörün bu kişilere iş vermemesi yönünde bir baskı ve teşvik sistemi oluşturulması hukuken ve vicdanen kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

‘KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI’

Haklarında herhangi bir kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olmasa dahi kolsa fişlenen kişilerin oluşturulan siyasi konjonktür nedeniyle istisnalar ve kişisel bağlantılar dışında özel sektörde bile iş bulamadıklarını belirten Yeneroğlu, şöyle devam etti: “Kişiler hakkındaki FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları yönündeki varsayımların bir genelge ile ayrımcılık sebebine dönüştürülmesi Anayasa’da düzenlenmiş olan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır. SGK kodlarının sosyal sigorta sistemindeki standart sonuçlardan başka sonuçlar doğurması ayrımcılık yasağını ihlal eder. Anayasa’nın çalışma hakkı başlıklı 49. maddesinde, devletin çalışma hakkı ile ilgili yükümlülükleri ortaya koyulmaktadır. Buna göre devlet, yeni engeller getirmekle değil, ‘çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek için gerekli tedbirleri almakla’ görevlidir. Bir temel hak ve hürriyet olan çalışma hakkı, bir genelgeyle düzenlenen özel SGK kodları nedeniyle uygulamada birçok insan açısından kullanılamaz hale geldiği için temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceğine dair Anayasa’nın 13. maddesine de aykırıdır.”


 

‘İKTİDAR, İNSAN HAKLARI SORUNLARINA KARŞI KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ’

Düzenlemenin ölçüsüz olduğunu kaydeden Yeneroğlu, “Sosyal ve psikolojik etkileri bir tarafa, bireylerin hayatlarını devam ettirebilme imkânlarını da ellerinden almakta ve özel hayata saygı haklarını ihlal etmektedir. İktidar, OHAL KHK’ları ile ortaya çıkan çok ciddi insan hakları sorunlarına karşı kör, sağır ve dilsiz kalmayı ve çözümsüzlüğü sürdürmeyi tercih etmektedir. Oysa bırakın KHK sorununa çözüm bulmayı, üstüne bir de vatandaşların özel sektörde çalışmalarının da önüne engeller koyulmasıyla ülkemizin hukuk ve insan hakları yarası derinleşmektedir. Ötekileştirme kültürü yerleşik bir hal almakta, toplumsal barış her geçen gün daha da zedelenmektedir” dedi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com