Depremin merkez üssü Amerika, ilk çöken para TL oldu

27 Ocak, 25 Şubat... Piyasalar merkez üssü Amerika olan depremlerle sarsıldı. Yeni tip Koronavirüs'ün (Covid-19) ilk dalgasının başladığı 2020 yılı mart ayında patlak veren kriz tekrarlanıyor mu? 10 yıllık Amerikan tahvilinin faizinin hızlı yükselişi Türkiye gibi döviz açığı olan yüksek borçlu ekonomileri nasıl etkileyecek?

TURHAN BOZKURT 26 Şubat 2021 HABER ANALİZ

"Wall Street" diye bilinen New York Borsası'nda başlayan çöküş dünyayı sarsmaya devam edecek.

Piyasalarda işlerin iyiye gidip gitmediğini gösteren 10 yıllık Amerikan tahvilinde son iki haftadır faiz kritik eşik olan yüzde 1,50’nin üzerine çıktı. Faizler yükseldikçe kriz endişesi artıyor.

Faiz kasırgasında tsunaminin yaklaşmasından endişe eden yatırımcılar ellerindeki hisse senetlerini satıp, “güvenli liman” diye tanımlanan Amerikan Hazine tahvillerinden satın alıyor. Dünya piyasalarının ortak para birimi dolara hiç olmadığı kadar talep gelmesi faizin daha da tırmanacağı anlamına geliyor.

AMERİKAN BORSASINDA EKRANLAN KIRMIZIYA DÖNDÜ

25 Şubat 2021 Perşembe günü New York Borsası’nda tahvil kasırgası koptu. Tahvilin getirisi yüzde 1,44 seviyesinden yüzde 1,60 seviyesine fırlayınca teknoloji ağırlıklı hisselerin işlem gördüğü NASDAQ yüzde 3,52 değer kaybederek 13 bin 119 puana geriledi. Sanayi şirketlerine ait hisselerin işlem gördüğü Dow Jones endeksi, yüzde 1,75 düştü.

En gözde bankaların ve holdinglerin yer aldığı S&P 500’te kayıp yüzde 2,45’i buldu. Her üç endekste satış baskısının bugün devam etmesi bekleniyor.

Doların anavatanında ekranların kırmızıya dönmesi Türkiye gibi döviz açığı bulunan ve sıcak paraya bağımlı ekonomilerde döviz kurları üzerinde baskıyı artıracak. Türkiye yurt dışından borç bulabilmek için daha fazla faiz ödemek mecburiyetinde kalacak. Hazine hâlihazırda yüzde 6-7 civarında faiz mukabili döviz borcu temin edebiliyor.

ABD borsası kırmızıya döndü.

BALİNALAR NE VAR NE YOK SATIP DOLARA KOŞACAK

Piyasaların çökmesinden endişe eden ve “balina” diye nitelendirilen yatırım bankaları ve fonlar ilk önce gelişen piyasalardan çıkacak.

Tahvil kasırgası şiddetlendikçe Borsa İstanbul’da (BİST) kayıpların yüzde 20’yi aşabileceği belirtiliyor. Amerika merkezli 25 Şubat depreminde ilk çöken para birimi Türk Lirası (TL) oldu. TL 7,24 TL’den 7,40 TL’nin üzerine tırmandı.

Bugün Türkiye saati ile 9:49’da  7,41 TL’den satılan dolar gün içinde 7,48 TL eşiğinden döndü. Euro 9,02 TL’den el değiştirdi.

Yüzde 2’den fazla düşüşle açılması beklenen BİST 100 endeksinin haftayı ağır bir kayıpla kapatması bekleniyor. BİST’te teknoloji, bankalar ve gayrimenkul yatırım ortaklığı endeksleri en fazla değer kaybedecek endekslerin başında geliyor.

Türkiye’nin risk primi (CDS) 297 baz puan seviyesine çıkarken, gösterge tahvil faizi de yüzde 14,92 seviyesinde. Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinin altın dahil 41 milyar dolar açık vermesi, cari açığın 40 milyar doların eşiğine kadar gelmesi ve 12 aylık bütçe açığının 230 milyar lirayı aşması sebebiyle TL “en kırılgan para birimi” olarak gösteriliyor.


 

Dünyanın en yüksek faizinin veren ülkeler arasında 9’uncu sırada yer almasın rağmen Türkiye’de döviz kurları kontrol altına alınamadı. 2020 yılı kasım ve aralık aylarında haftalık repo faizinin yüzde 17’ye çıkarılmasının etkisi ile 8,50 TL’den 6,90 TL’ye kadar gerileyen dolar son üç günde 7,40 TL’nin üzerine tırmandı. Başka bir ifadeyle TL, 2021 yılının ilk iki ayında kazandırdıklarını üç günde kaybetti.

25 ŞUBAT 2021: 10 yıllık Amerikan tahvilinin faizi yüzde 1,50’yi geçti.

TÜRKİYE AĞIR HASAR GÖRMÜŞ BİR EKONOMİ İLE YAKALANDI

Kurdaki düşüşe rağmen yerli yatırımcıların bankadaki döviz mevduatı Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan 235 milyar doların altına inmedi.

TL’den kaçışı ifad eden “dolarizasyon” tersine dönmediği gibi son kur artışı ile daha da hızlanacak. Döviz mevduatının 19 Şubat haftasında 142 milyon dolar artması “ters dolarizasyon var” yorumlarının doğru olmadığını ortaya koydu.

Sarsıntı devam ederken Merkez Bankası’nın elinde döviz satmak ve faizi daha da artırmak haricinde bir silah yok. Ancak kredi faizlerinin yüzde 20’nin üzerine çıkması borçlu şirketlerin ve şahısların idam fermanı oldu.


 

Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadele için konulan karantina kuralları ekonomiyi önemli ölçüde yavaşlatmıştı. Doları 7 TL’nin altına indirmek için faizin iki ayda yüzde 70 artırılması kredilerle yüzdürülen şirketler için öldürücü darbe oldu.

Yüksek faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyon (ocak sonu itibarıyla tüketici fiyatları yıllık yüzde 15 arttı) sarmalına giren Türkiye, Amerika merkezli depreme hasarlı bir ekonomi ile yakalandı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram