Demirtaş: Cezaevinden onurumu yitirerek çıkacağıma ölmeyi tercih ederim

Demirtaş, "Ben hapisten çıkmak için uğraşmadım, o uğraşı avukat arkadaşlarım verdiler. Ben istesem bir günde buradan çıkarım, ama onurumu yitirerek, öyle bir şey yapmaktansa burada ölmeyi tercih ederim" dedi.

KRONOS 20 Ocak 2023 GÜNDEM

HDP’nin cezaevinde bulunan eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, “Ben istesem bir günde buradan çıkarım, ama onurumu yitirerek. Öyle bir şey yapmaktansa burada ölmeyi tercih ederim” dedi.

İzmir’in yerel basını İz Gazete’sinden Pınar Teke’nin sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, “Ben hapisten çıkmak için uğraşmadım, o uğraşı avukat arkadaşlarım verdiler. Ben istesem bir günde buradan çıkarım, ama onurumu yitirerek, boyun eğerek çıkmış olurum ki, öyle bir şey yapmaktansa burada ölmeyi tercih ederim. Dolayısıyla bu durum, birçok siyasi tutsak için olduğu gibi benim için de cezaevini mücadele alanına dönüştürdü” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, İzmirli seçmenlere mesaj gönderdi ve “Yine oy verin, vallahi pişman olmazsınız. Sizi hiç mahcup ettik mi?” diye sordu.

Altılı masa için de Demirtaş, “Altılı Masa diyalog için önemli ve kıymetli bir deneyimdir ama yetmez, kimsenin dışarıda bırakılmayacağı bir demokratik Cumhuriyet için daha cesur olmak gerek” dedi.

Röportajdan bir kısım şöyle:

“Bu seçimlerde de yeni bir beste ile seçmenlerle buluştunuz. İçerideyken nasıl bu kadar dışarıda olabiliyorsunuz?

Ben daha ilk günden beri içeride olmayı asla kabul etmedim, içerideymişim gibi davranmadım, düşünmedim. Dışarının dinamizminden tek bir an bile kopmadım. Bu hiç de kolay olmadı ama beni burada yalnız bırakmayan milyonların desteğiyle ruhum hep dışarıda gezip durdu. Hapse atılınca bittim, tükendim diye düşünmedim, ah vah etmedim, her gün saatlerce çalıştım, çalışıyorum. Çünkü bizim gibiler halkına hep borçludur, bu borcu ödemenin tek yolu da moralle, motivasyonla çalışmaktır.

Bir de şu var açıkçası, ben hapisten çıkmak için uğraşmadım, o uğraşı avukat arkadaşlarım verdiler. Ben istesem bir günde buradan çıkarım, ama onurumu yitirerek, boyun eğerek çıkmış olurum ki, öyle bir şey yapmaktansa burada ölmeyi tercih ederim. Dolayısıyla bu durum, birçok siyasi tutsak için olduğu gibi benim için de cezaevini mücadele alanına dönüştürdü.

Cezaevinden çıktığınızda ilk nereyi ziyaret etmeyi düşünüyorsunuz?

Aklımda hep ben buradayken yitirdiklerimiz var, ilk fırsatta onların mezarlarına gitmek isterim. Ve umarım en son ben çıkarım buradan ama çıktığımda halen içeride olan arkadaşlarım olursa ailelerine gitmek benim için borçtur.

Partiniz HDP, İzmir’de çok farklı çevrelerden de oy alıyor. Özellikle barajı geçmesi için de HDP’ye oy veren geniş bir çevre var. Esasen CHP kökenli olan bu seçmene seslenseniz ne demek isterdiniz?

“Yine oy verin, vallahi pişman olmazsınız. Sizi hiç mahcup ettik mi?” 🙂

Yeni bir kitap çalışmanız var mı? Varsa biraz bahsedebilir misiniz?

Evet, yeni bir öykü kitabım yayına hazırlanıyor, şubat başında çıkacağı söylendi bana. Kendi kendime yazdığım öyküler işte. 🙂

Edebiyatta halen çok iddialı değilim ama geliştiğimi fark edebiliyorum. Yazmaya devam edebilirsem bir gün edebi açıdan daha iddialı eserler de ortaya çıkarabileceğime inanıyorum. Ama tesis yok, alt yapı yok:) Altı yıldır 12 metrekarelik hücrede yazıyorum sonuçta. Bu son derece kısıtlayıcı ve engelleyici bir olgu tabii.

CHP başta olmak üzere Altılı Masa’dan tam olarak beklentiniz nedir?

Sadece seçimi değil, büyük demokratik geleceği de kazanmaya odaklanmalılar. Bunun için de çok daha geniş siyasal, toplumsal kesimlerle iş birlikleri, diyalog ve uzlaşma zemini yaratmalılar. Altılı Masa diyalog için önemli ve kıymetli bir deneyimdir ama yetmez, kimsenin dışarıda bırakılmayacağı bir demokratik Cumhuriyet için daha cesur olmak gerek. “AKP-MHP’nin trolleri saldıracak, oy kaybedeceğiz” diye korkmak büyük kaybettirir. Genişlemek oy da kazandırır, aydınlık yarınları da.


 

Başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere, (HDP’li Belediyelere kayyum atandığı için maalesef belediyeniz kalmadı) muhalefetin belediye başkanlarını nasıl görüyorsunuz?

Evet ne yazık ki, neredeyse tüm belediyelerimize kayyım atanarak halkın iradesi gasp edildi. Kayyım mağduru bir siyasetçiyle, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı ile aynı hücreyi paylaşıyoruz. Bu vesileyle onun da selam, sevgilerini iletiyorum. Muhalif tüm belediyeler üzerinde ağır baskılar, engellemeler, kumpaslar olmasına rağmen yine de başarılı bir performansları olduğunu düşünüyorum.

Sayın Soyer ile tanışma fırsatımız olmadı ancak kendisini buradan ilgiyle ve takdirle izliyorum. Çok değerli işler yaptığını, önemli anlarda demokratik tutum ve tavır sergilemekten geri durmadığını görüyorum. Kendisine de başarı dileklerimizi, selam, sevgilerimizi gönderiyoruz.

Neptün Hanım’ı anmadan geçersem haksızlık olur. Neptün Hanım da kadın kimliği ve ekoloji merkezli duruşuyla ciddi bir çaba sürdürüyor. Selçuk Mızraklı ile birlikte onu da ayrıca kutlamak isteriz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com