Churchill’in gölgesi

Winston Churchill’in yirminci yüzyılın en önemli liderlerinden olduğu düşünülür. İngiltere’de başbakanlık yaptığı dönemde muhalefeti yatıştırmış, Almanya’nın İngiltere’yi bombalamasına meydan okumuştur. Siyasi mahareti, ustaca dile getirilmiş aforizmaları ve akılda kalan konuşmalarıyla hatırlanan Churchill, İngiliz tarihinin en zorlu döneminde, II. Dünya Savaşı’nda ülkesinde başbakanlık yapmıştı.

Geoffrey Wheatcroft’un Churchill’s Shadow: The Life and Afterlife of Winston Churchill (Churchill’in Gölgesi: Winston Churchill’in Yaşamı ve Sonrası) adlı kitapta hem iyi hem kötü hatırlandığı yanlarıyla çiziliyor Churchill’in resmi.

Wheatcroft, kendi siyasi tutumlarıyla bile yer yer çelişen bu ünlü siyasetçinin ne kadar kötü bir askeri stratejist olduğunu anlatıyor. Hayatı boyunca ülkesinde de çoğu zaman memnuniyetsizlikle karşılanan Churchill, 1908’de ilk kez kabineye atandığında bir gazeteci onu “İngiliz siyasetindeki en ilginç kişisel spekülasyon problemi” olarak tanımlamış. Kitapta da bugün yüzyıla yakın bir zaman sonra tam olarak anlaşılmayan bir figür olarak beliriyor ünlü devlet adamı.

Etkili liderlerin etrafında zamanla oluşan miti Churchill’in kendisinden ayrıştırmayı hedefleyen kitapta, özellikle Gelibolu konusu, emperyalist ve ırkçı tutumları, Siyonizmi desteklemesi, İrlanda konusu ve Avrupa’nın birleşmesi konusundaki tutumu da her boyutuyla inceleniyor. Kitap efsaneye dönüşmüş bir liderin gölgesine nüanslara ve tarihî bir kişiliğin karmaşık yanlarına özenle eğilerek bakıyor.

Geoffrey Wheatcroft’un kitabı Norton tarafından yayımlandı.