CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, ‘AKP hükümetinin istihbarat devleti kurmak için her yöntemi denediğini’ söyledi. Yeşil, “Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, aradan altı ay geçmeden tekrar aynı yasayı getiriyorsunuz, tekrar geri çekiyorsunuz. Bu acele niye?” diye sordu.
ANKARA – CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil, İçişleri Komisyonu’na getirilen Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun teklifini değerlendirdi. Yeşil, halkın esas sorunu yoksulluk ve işsizlikken AKP’nin bununla ilgilenmediğini belirterek, “İstihbarat devleti kurmak için her yöntemi deniyorlar” dedi.
Yasanın hazırlanış şeklini eleştiren Yeşil, “Hukuksuzluğu kim yapıyorsa yapsın onun karşısında hepimizin durması bir borçtur. Bir yasa çıkarılırken bilimsel anlamda alt komisyonlarda ve Anayasa Komisyonunda veya Adalet Komisyonunda tartışılmalıdır. Ben yaptım, ben ettim mantığıyla olmamalı. Her yasayı aynı şekilde getiriyorsunuz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkeye fayda sağlayacak doğru bir düzenleme varsa her zaman arkasında dururuz. İnsan haklarını ihlal eden, toplumsal yaşamımızı yok eden hangi anlayış varsa ‘insanım’ diyen her kişi onun karşısında olmalıdır” dedi.
Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, aradan altı ay geçmeden tekrar aynı yasayı getiriyorsunuz, tekrar geri çekiyorsunuz. Bu acele niye? Türkiye’nin temel sorunu yoksulluk ve işsizlikken, hep beraber omuz omuza vermemiz gereken bir süreçten geçerken, ne hikmetse ya bekçi yasası, ya istihbarat yasası, ya güvenlik yasası geliyor. Ancak bunlar topluma yarar getirmiyor. İstihbarat devleti kurmak için her yöntemi deniyorlar” dedi.
“SİZ BİR YANDIYSANIZ ON BİNLER HÂLÂ YANIYOR”
Komisyonda yasanın ele alınma biçimine de eleştirilerde bulunan Yeşil, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir gün kala bu yasayı getiriyorsunuz; hukukçu arkadaşlarımız ilgili konuları belirtiyor, tamam, sağ olsunlar ama bu Anayasal bir sorunsa o zaman Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesi lazım, alt komisyonlarda görüşülmesi lazım, bilgi ve beceriyi hep beraber ortak bir akılla ortaya koymamız lazım. Dün ‘Yassıada Kanunu’ dediğiniz kanun nasıl ki oy birliğiyle, güç birliğiyle çıktıysa, devletimize verilen bir zarar varsa, böyle bir olay varsa; hayhay, canla, başla hemen. Ama siz herkesi kendinize göre ‘Benden değilsen zararlısın’ diye bir mantıkla yorumluyorsunuz. Daha düne kadar siz bu muameleden dert yanıyordunuz -arkadaşımızın dediği gibi- yirmi sene önce her gittiğiniz yerde o takımdan herkes -millî görüş takımı diyordunuz ya- dert yanıyordu, istihbarat yaptı, bilmem ne oldu. Bunları yaşadık. Siz bir yandıysanız; sol, demokrat, yurtsever insanlar on bin sefer yandı, hâlâ daha yanıyor.”
