‘Camları kırılan’ kurumları etkisizleştirme politikası

Memleketin camı kırılan kurumlarından İstanbul Sözleşmesi'nden dönmeye, Libya'da yükselen tansiyonu içeride ve dışarıda kullanmaktan medyada sözün bittiği yere gelmeye...

KRONOS 03 Temmuz 2020 PODCAST

İskender Öksüz, Karar: Ya mevzuat vardır, yahut keyfim. Ya bilim adamı vardır, ya “bizim adam”. Ya kanun vardır, ya şahsım. Camları kırmayın. Kimsenin babasının malı değil Türkiye.

Kübra Par, Habertürk: Kusura bakmasınlar ama İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan erkeklerin ya kadınlarla bir meselesi vardır, ya şiddeti zihninde meşrulaştırıyordur ya da sözleşmeyi okumamıştır.

Yücel Özdemir, Evrensel: Libya’nın Fransa ve İngiltere öncülüğünde bombalanmasının ardından binlerce insan katledildi, on binlercesi yerinden yurdundan edildi. Kaddafi’nin devrilmesi istikrar değil kaos yarattı. Dolayısıyla Libya üzerinde süren emperyalist paylaşımın asıl kaybedeni elbette Libya halkıdır.

Kenan Kırkaya, Yeni Yaşam: Akdeniz ve Libya’daki gerilim tırmandırılması, hiçbir çıkar yol kalmamışsa Türkiye’nin daha doğrudan bölgesel ve küresel bir çatışmanın parçası haline getirilmesi ve savaş koşullarında üretme arayışı önümüzdeki çok büyük bir olasılık gibi duruyor. Buna itiraz edebilecek bütün kanallar şimdiden kapatılıyor.

Hüsnü Mahalli, Korkusuz: Gazeteci olarak yaşayamayacaksam gazetecilik yapar gibi rol kesemem. Kendine saygısı olan biri olarak mesleğime ihanet edemem. “İdareyi maslahat” hiç yapamam. Bu benim değil iktidarın ayıbıdır. İktidarın özellikle dış politikada ülkeyi getirdiği nokta karanlığın dibidir. Onun için susmamı istiyorlar.