Bir istifa denemesi: Unutulan salgın karmaşası ve infaz düzenlemesi

KRONOS 13 Nisan 2020 GÜNDEM

Zülfikar Doğan, Ahval: Soylu, oluşan kaosta, kargaşada sürekli Cumhurbaşkanını işaret etti, talimatı Erdoğan’ın verdiğini söyledi. Kamuoyu tepkisi dizginlenemez hale gelince de siyaseten kurban edilmeyi kabule, sorumluluğu üstlenmeye mecbur edildi. Aslında ucu açık salgınla mücadele sürecinde sürekli gecikmeli kararlarla kamuoyunda giderek artan tepkilerle karşı karşıya kalan iktidar, olası daha uzun süreli sokağa çıkma ve karantina mecburiyeti öncesinde 48 saatlik bir deneme yaptı. Ortaya çıkan tablo, kaos-kavga görüntüleri, sokağa çıkma yasağı ya da ülke çapında karantinanın iki-üç hafta olması durumunda, işsiz, parasız, ekmeksiz eve kapatılacak kitlelerin nasıl tepki vereceklerini iktidara gösterdi ve endişeye sevk etti. Toplumdaki bu tepkilerin havasını-gazını almak için de “istifa et, kabul etmeyeyim” senaryosu yazıldı.

İrfan Aktan, Gazete Duvar: Erdoğan tarafından kabul edilse de edilmese de, bir taktik olsa da olmasa da Soylu’nun istifası, gerçek düşmanla karşı karşıya kalan AKP’nin geleneksel söyleminin ve yapay düşman-zafer stratejisinin iflasının bir yansıması olarak görülebilir. Yapay düşmanlarla savaşmaya alışkın bir iktidarın gücü de yapay olur. Oysa gerçek düşmanla savaşmak, gerçek güç gerektiriyor. O güç de ancak organizasyonla, feragatle, iç bütünlükle, ittifakla, dayanışmayla, dolayısıyla kutuplaşmamış olmakla mümkün. Zira kendisi gerçek olan ve gücünü de tüm insanlığa gösteren korona virüsü, hem bulaştığı hastaların hem de siyasi iktidarların görünen değil, hakiki gücünü sınıyor.

Özlem Akarsu Çelik, Gazete Duvar: OHAL sürecindeki hukuksuz uygulamalardan hâlâ süren kayyım atamalarına, muhalefet partisi liderlerini terör örgütleriyle iş birliği yapmakla suçlamaktan CHP’li belediyelerin bağış toplamasına engel olmaya kadar hukuki açıdan tartışmalı pek çok karara imza attı Süleyman Soylu. Erdoğan’ın kendisinden vazgeçmemesi, Soylu’nun bu performansına yakın gelecekte de ihtiyaç duyacağı için olabilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soylu’nun istifasının yaratacağı depremi göğüslemek yerine istifayı reddederek kendi gücünü göstermek istese de büyük yara aldı. Soylu, AK Parti’deki “vazgeçilmezliğini” tescil ettirmiş oldu ama her iki taraf da böyle bir restleşmenin açtığı yaraların kolay iyileşmeyeceğini iyi biliyor.

Emma Sinclair Web, Bianet: Hükümet politikalarını sosyal medya üzerinden eleştiren insanlara gözdağı vermek amacıyla savcılık soruşturması veya ceza yargılaması başlatmak Türkiye’de olağan bir uygulama ve savaş veya ulusal kriz dönemlerinde bu uygulamanın daha da hız kazanması sık sık görülen bir durum. KOVİD-19 küresel salgını da buna bir istisna teşkil etmiyor. Savcıların “halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla … sağlık … bakımından alenen tehditte bulunma” suçunu teşkil ettiğini değerlendirdikleri sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alınarak, haklarında savcılık soruşturması veya ceza yargılaması başlatılmış yüzlerce insan var. Bunlardan bazıları mahkemeye çıkacakları günü, tutuklu olarak cezaevinde bekliyorlar.

Celallettin Can, Independent Türkçe: Ayrımcı infaz yasası Meclis’te! Günlerdir TBMM’de cumhurcu iktidarın ayrımcı infaz yasası tartışılıyor. Bırakalım AK Parti hatiplerini, MHP hatipleri dahi bir nokta geliyor, infaz yasasının adalet ve hukukla ilişkisini kuramıyor, savunamıyorlar. Tıkanıyorlar; “teröre karşı” türünden yuvarlak lafızlarla işin içinden sıyrılmayı tercih ediyorlar. “İtaat et, rahat et!” düsturu hükmünü sürdürüyor… Ayırımcı infaz yasası Meclisten geçecek, realite bu… Ancak infaz yasasındaki ayırımcılıklar kendi içinde o kadar çok ve bu çoklukların hepsi tek tek o kadar aşikar ki… Yaşamak ve yaşatmak için! Sözün özü: İnfazda adalet ve eşitliğin çiğnenmesini ağır bir bedel bekliyor muhtemelen. Cumhurcu iktidar ya bunun ayırdında değil ya da başka bir hesapları var…

Barış Soydan, T24: IMF, Koronavirüs salgınından etkilenen ülkelere acil yardım imkanı sağlayacağını açıkladı. Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin bu kapsamda IMF’den alabileceği paranın büyüklüğünü 9.5 milyar dolar olarak hesaplıyor. Bu, IMF’nin Koronavirüs salgını için, yumuşak koşullarla verdiği para. Daha fazlası için Türkiye ile IMF arasında sert şartlar içeren bir stand by anlaşmasının imzalanması gerekiyor…
Bir atasözü: Kırk katır mı, kırk satır mı? Amerika mı, IMF mi? Yoksa hiçbiri mi? Peki öyleyse dış ödemeler dengesi ne olacak?

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/130420-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram