Bir başkandan fazlası: Süleyman Seba

Beşiktaş’ın onursal başkanı Süleyman Seba, erken veda etmek zorunda kaldığı futbolculuk kariyerindeki başarıların yanına başkanlık döneminde kazandığı 22 kupayı eklemişti. Onun tek derdi Beşiktaş’tı. Sadece bir ricası vardı: “Üzüldüğümüz çok şey oldu yuttuk, oturduk. Yalnız, Beşiktaş’ı üzmesinler.”

SENA GÖKÇE 05 Nisan 2022 PORTRE

FOTOĞRAF: SELAHATTİN SEVİ

Hakkı Yeten’le birlikte Beşiktaş’ın iki onursal başkanından biri olan Süleyman Seba, hayatını Beşiktaş’a adamıştı. Futbolculuk kariyeri 8 yıl sürse de 16 yıllık yöneticilik dönemi, Beşiktaş’ı başarıdan başarıya koşturmuş ve onun adını Beşiktaş tarihine altın harflerle yazdırmıştı. Annesi oğlu için şöyle diyordu: “Ben biricik çocuğumu Beşiktaş’a kaptırdım.”

YEŞİL SAHALARDA ÇUBUKLU İLE 8 YIL

Futbola mezun olduğu Kabataş Lisesi’nin futbol takımında başlamıştı Seba. Henüz ilk yıllarında Beşiktaş Genç Takımı’na girdi. 1946-47 sezonunda Fenerbahçe derbisi ile ilk maçına çıktı ve Beşiktaş maçtan 4-3 mağlup ayrıldı. Seba ilk golünü bu maçta kaydederek teknik ekibin dikkatini çekmişti. Süleyman Seba 1947-48 sezonunda kariyerinin en etkili sezonunu geçirdi. 27 Kasım 1947’de Beşiktaş ile İsveç’in AIK Solna takımı arasında oynanan müsabaka ile açılan İnönü Stadyumu’nda ilk gol Süleyman Seba’dan geldi. Bu sezondan sonra Süleyman Seba diz sakatlığından çok çekti. Menüsküs sebebiyle futbolculuk kariyerine 28 yaşında veda etmiş olsa da 1949-1954 yılları arasında oynanan 5 sezonda 4 kez mutlu sona ulaşan Beşiktaş’ın kadrosunda yerini almıştı.

FUTBOLCULUĞUYLA DEĞİL BAŞKANLIĞIYLA EFSANELEŞTİ

Her ne kadar yeşil sahalara erken veda etmek zorunda kalsa da futbol ile bağı hiç kopmadı. Siyah-beyaz ile bağı ise daha da güçlendi. 1957 yılında Beşiktaş’ın kongre üyesi oldu. 6 yıl sonra, 1963’te yönetim kuruluna girdi. 1984’te ise Beşiktaş’ın altın çağını yaşayacağı başkanlık dönemine başladı. Mehmet Üstünkaya’dan devraldığı başkanlığı 16 yıl sürdürecekti.

Beşiktaş, Süleyman Seba yönetiminde müzesine 22 kupa götürerek ihtişamlı bir dönem geçirdi. Ancak Seba için maç kazanmak, kupa kaldırmak gibi başarılardan daha önemli şeyler vardı: İyi insan olmak, ahlaklı ve dürüst olmak…

Artık Türkiye’de kulüp yöneticilerinin birçoğu zengin iş adamlarından oluşuyor. Seba ise memur maaşı alan ve mütevazı hayat yaşayan bir başkandı. Bu mütevazı yaşantısına rağmen Beşiktaş’ın borcunu kapatmak için evini ipotek ettirmesi siyah-beyaza olan tutkusunu gözler önüne seriyordu. O Beşiktaş’ı tutmuyordu, Beşiktaş ile hayata tutunuyordu.

Süleyman Seba’nın uçak korkusu vardı. Buna rağmen takımını Almanya’da yalnız bırakmaya niyeti yoktu. Günler süren yolculuğun ardından Almanya’ya vardı ve takımını destekledi. Bunu yaparken de kulübün aracını kullanmadı. Hakkı gözetmeyi iyi bilirdi…

“UÇAKTA TRABZONSPORLULAR VAR!”

Süleyman Seba sadece Beşiktaşlıların değil tüm spor camiasının saygınlığını kazanmıştı. Çünkü o büyük küçük güçlü güçsüz demeden herkese saygı gösterirdi. Beşiktaş’ın o dönemdeki stoperlerinden Ulvi (Güveneroğlu), Süleyman Seba’nın rakibe olan saygısını şu anı ile dile getiriyor: “Şampiyon olduk dönüyoruz, o zaman da Trabzonspor’un başkanı Sayın Mehmet Ali Yılmaz Bey’di. Tabii ki, şampiyonluk için bir kutlama yapılacaktı. Uçakta rakip takımın başkanı ve futbolcuları olduğu için -bizimle beraber dönüyorlardı İstanbul’a- Süleyman abi rencide olmasınlar diye o büyüklüğü gösterip, bizim şampiyonluk kutlamamızı orada yaptırmadı. Onun da ne kadar büyük bir insan olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.”

5 ŞAMPİYONLUK 8 ‘ŞEREFLİ İKİNCİLİK’

16 yıllık başkanlık döneminde 5 kez şampiyonluk kupasını kaldıran Süleyman Seba, 8 sezonda ise ikinciliğe abone oldu. Türkiye futbol literatürüne yeni bir terim eklemişti: Şerefli ikincilik. Şerefli ikinciliğin hikayesi ise şöyleydi: 1992-93 sezonunun son haftasına Beşiktaş ve Galatasaray 63’er puan ile girer. Son haftada Galatasaray rakibi Ankaragücü’nü 8-0 yenerek averaj farkı ile şampiyonluğa ulaşır. Süleyman Seba ‘şike’ iddialarının öne atıldığı bu duruma “Şerefli ikincilikler şaibeli şampiyonluklardan yeğdir” diyerek son noktayı koyar.

BEŞİKTAŞ’A KAZANDIRDIKLARI KUPALARLA SINIRLI DEĞİL

Seba’nın 16 yıllık başkanlığında 5 Süper Lig, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 6 Türkiye Spor Yazarları Kupası kazandı Beşiktaş. Ancak kazanımlar sadece kupalarla sınırlı değildi. Süleyman Seba başkanlık döneminde kulübe birçok tesis de kazandırdı. Beşiktaş’taki Fulya Tesisleri bu dönemde yapıldı. Takımın antrenmanlarını yaptığı Ümraniye’deki Nevzat Demir Tesisleri’nin yapımına da Seba döneminde başlandı. Kulüp binası Akaretler’e taşındı. Çilekli Tesisleri ve Beşiktaş Koleji’de bünyeye katıldı.

Süleyman Seba başkanlıktan ayrıldıktan sonra Dikilitaş’ta bulunan kapalı spor salonuna ismi verildi. Akaretler ve Maçka arasındaki caddenin ismi Süleyman Seba Caddesi olarak değiştirildi. Ayrıca Beşiktaş’ta bulunan Şairler Parkı’nın girişine Süleyman Seba heykeli yapıldı.

VEDA…

Süleyman Seba 13 Ağustos 2014’te tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Spor camiasını kedere boğan günde binlerce insan Seba’yı son yolculuğuna uğurlamak için inşaat halindeki İnönü Stadyumu’nda toplandı. Stadın karşısındaki Bezmiâlem Valide Sultan Camii’inde kılınan cenaze namazında kalabalık nedeniyle cadde trafiğe kapandı.

Beşiktaş’ın efsane oyuncularından Feyyaz Uçar Seba’ya şu mektubu yazmıştı:

“Ayda yılda bir gelirdi. Yeter de artardı bu geliş. Hepimizi karşısına alır, lafını ortaya söylerdi. Unutulmayacak sözler miydi yoksa onun sözleri mi unutulmazdı, anlamazdık. Sık değiştirmediği kahverengi ceketinin üst cebindeki mendili hep biz kirletirdik. Ya akan burnumuzu ya da kaçan gollerin ardında döktüğümüz gözyaşlarımızı silerdi o mendil. Çocuktuk işte… Ama büyük başkan bizi adam yerine koyar o şanlı formayı ısrarla bize giydirirdi. Adalelerimiz gözüksün diye kısa tuttuğumuz şortumuzu ve malzemeci Ahmet abimizden ‘Ne eeedecen’ deyip verdiği tozlukları giyip, çivili kramponlarımızı da yandan bağladığımızda hakikaten koca adamlar gibi dururduk. Aslında bizi adam yapan o formaydı. ‘Şeyini şey yaptınız’ dediğinde biz neyi kastettiğini bilirdik. Lafını kısa keser, söylediğini de unutmazdı. Belki de hiçbir şeyi unutmadığı için unutulmaz olacak Sayın Seba. Ekranı da pek sevmezdi. Ne önünü ne de arkasını. Onu yazmak o kadar zor ki… Niye ki bu çabam? Onu altın harflerle yazan tarihten daha iyi anlatamam ki… Ben, Metin-Ali’nin Feyyaz’ı, Rıza’nın ön direk takipçisi, Şifo’nun pas duvarı, Les Ferdinand’ın çapraz koşucusu, Samet abinin kibarı ben… Seni o aramıza giren herkesten çok seviyorum ve biliyorum ki sende bu başına buyruk, inatçı evladını seviyorsun… Gitme büyük başkan sakın gitme… Çünkü ben sana gelemedim…”

“Beşiktaş’ın müzesinde tek bir haram kupa yok” diyen efsane başkan, Beşiktaş’ın senin yolunda. Huzur içinde uyu…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram