Biden’ın Ukrayna’ya F-16 verme nedeni ‘Üçüncü Dünya Savaşı’ korkusu mu?

Moskova’nın savaşı yeniden başlatarak kaldığı yerden devam etmeyi aklından geçirmemesi için, çatışmaları alevlendirmenin maliyetinin kendisi için çok ağır olacağını görmesi gerekiyor. Zayıflamış bir Ukrayna, Rusya’nın iştahını her zaman kabartacaktır.

ÖMER MURAT 23 Mayıs 2023 GÖRÜŞ

Daha iki ay önce Kiev’e talebi doğrultusunda F-16 savaş uçağının verilmesine kapıyı kapatan ABD Başkanı Joe Biden geçen hafta sonu birdenbire kararını değiştirdi ve Japonya’daki G-7 Zirvesi sırasında Ukrayna’ya F-16 gönderilmesine yeşil ışık yaktığını duyurdu. Bu baş döndürücü değişimin, Biden Yönetiminin önümüzdeki sonbaharda müzakerelerle bir ateşkese varılmasına yönelik hedefiyle ilgili olduğu anlaşılıyor.

Zelensky bir yıldan fazladır işgalci Rus ordusuna karşı kullanmak üzere Batılı müttefiklerinden ısrarla kendilerine F-16 verilmesi talebinde bulunuyordu. Biden Yönetimi de buna her defasında hayır diyordu. Dünyada iki bin kadar F-16 uçağı bulunuyor, bunların yarısı ABD’nin, diğer yarısı ise Türkiye gibi ABD’yle müttefik veya ortak ülkelerin askeri filolarında yer alıyor. Bu ülkelerin Washington’un izin vermemesi halinde F-16’ları üçüncü ülkelere satma hakkı yok. Biden şimdi Avrupalı müttefiklerine bu izni vereceğini ilan etti. ABD’nin bizzat Ukrayna’ya F-16 gönderip göndermeyeceği ise henüz belli değil. Ukraynalı pilotlara gerekli eğitimler verilmeye hemen başlanacak. Ukrayna Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili, F-16’ları önümüzdeki Ekim ayı gibi ülke semalarında uçurmayı planladıklarını açıkladı. Yani F-16’lar Ukrayna’nın bir kaç hafta içinde başlaması beklenen karşı taarruzu için hazır olmayacak.

ABD Başkanı Biden Ukrayna’ya F-16 verme kararını Japonya’nın Hiroşima şehrinde düzenlenen G7 Zirvesi’nde açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanlığı dost ülkelerden kıdemli F-16 pilotlarına geçiş sürecine katılmaları için sessiz bir çağrı yaptı. Bu nedenle F-16’ların Ukrayna’ya Washington’un öngördüğü takvimden daha erken gönderilebileceğinden de bahsediliyor. Çünkü F-16’ların asıl bağışçıları Danimarka ve Hollanda gibi daha küçük Avrupalı NATO üyeleri olacak. Bu ülkeler geçmişte Ukrayna’ya silah sevkiyatında başı çekmiş ülkeler ve bunu tekrar yapabilirler.

Savaşın çapı büyüdükçe ABD’nin Ukrayna’ya verdiği askeri desteğin boyutları da artıyor. Ukrayna, Rus işgaline karşı savaşma iradesini canlı tuttukça Batılı müttefikler de daha gelişmiş silahlar gönderme kararlılığını sürdürüyor. Örneğin işgalin başında Ukrayna’nın acilen Stinger füzelerine ve tanksavar sistemlerine ihtiyacı vardı, Batı bunları verdi. Savaş ülkenin güneyine ve doğusuna, büyük açık ovalara kaydığında, Ukrayna ordusu gelişmiş topçu ve hava savunma sistemlerine ve 155 milimetrelik obüs mermilerine ihtiyaç duydu, Batılı ülkeler hemen bunları da temin etti.

F-16 hamlesi, Ukrayna’nın beklenen karşı taarruzunun Rusya’ya pes ettirecek ağırlıkta bir darbe vurmayacağı ihtimalinin Batı’da kabullenilmeye başlamasıyla yakından ilişkili. Ukrayna’nın şimdiye kadar gösterdiği başarılı direnişe rağmen Batılı yetkililer savaşın sürüp gitmesinden endişe ediyor.

Biden Yönetimi, F-16’ların bir süre daha (en az 6 ay kadar) çatışmada önemli bir rol oynayacağına inanmadığını belirtiyor. Bu durumda F-16’ların gönderilmesiyle neyin hedeflendiği sorusu ortaya çıkıyor. Anlaşılan o ki, Washington Ukrayna’nın karşı taarruzu sona erdikten sonra sonbaharda uzun vadeli bir ateşkese varılması için şimdiden zemini hazırlamaya çalışıyor.

F-16 Viper, Broward County, Florida, ABD.

The New York Times ABD Yönetimi’nin Ukrayna’da önümüzdeki dönemde Kore’dekine benzer bir ateşkes öngördüğüne değiniyor. Bunun gerçekleşmesi halinde, sonrasında Ukrayna’nın Rusya karşısında uzun dönemli caydırıcı bir askeri güce ihtiyacı olacağı hesaplanıyor. Bu ne demek? Savaşın bugün geldiği aşamada yakın dönemde Ukrayna’nın Rus ordusunu topraklarından çıkartamayacağı, Rusya’nın ise işgalini meşrulaştırabilmek için Ukrayna ordusunu dize getiremeyeceği giderek daha fazla anlaşılıyor. Böyle bir durumda, savaşın dünya ekonomisi, özellikle de Avrupa ekonomisine yönelik olumsuz neticelerini ortadan kaldıracak bir ateşkese ulaşılması önem kazanıyor. Putin idaresi de artık savaştan iyice yorulduğu, taze asker ve silah kaynağıyla yeni bir strateji belirlememesi halinde sahada durumu değiştiremeyeceğini kabullenmeye başladığı ve muhtemelen böyle bir ateşkesi içeride büyük bir zafer olarak sunmakta zorlanmayacağı için buna yanaşabilir.

Ateşkes sırasında Rusya’ya yönelik yaptırımların büyük bölümünün sürmesi planlanmakla birlikte bunun başlı başına Ukrayna’yı böyle bir sonucun kendi çıkarına olacağına ikna etmesi zor. Çünkü çatışmaların sona ermesi sonrasında elde edeceği “nefes aralığında” Rusya’nın kendisini toparlayarak bir kez daha saldırıya geçeceği anı kollayacağı tahmine müsait. Moskova’nın savaşı yeniden başlatarak kaldığı yerden devam etmeyi aklından geçirmemesi için, çatışmaları alevlendirmenin maliyetinin kendisi için çok ağır olacağını görmesi gerekiyor. Zayıflamış bir Ukrayna, Rusya’nın iştahını her zaman kabartacaktır.

Ukrayna’nın Donetsk bölgesinde Komar kırsalında işgalci Rus ordusuna karşı savaşan Ukrayna askerleri.

İşte Ukrayna ordusunun gelişmiş silahlarla caydırıcı bir güce kavuşturulması gerektiği bu fikre dayanıyor. Putin’i yaptırım prangalarından kurtulmak için ülkeyi işgal ederek Kiev’de kukla bir hükümet kurup, sonra bu hükümete Kırım ve Donbas’ın Rusya’ya ilhakını kabul ettirip, ondan sonra da Batı’ya dönüp “Bakın Ukrayna durumu kabul etti, artık yaptırımları sürdürmenin bir anlamı kalmadı” deme hayalinden vazgeçirmenin yolu, yeni bir işgale teşebbüs ederse bunun Rusya için bedelinin ilkinden daha da ağır olacağını görmesini sağlamak… F-16 gibi kritik savaş uçaklarının verilmesi Ukrayna’yı muhtemel bir ateşkesi yenilgi olarak değil, uluslararası hukuka göre egemenliği tanınmış topraklarında yeniden hakim duruma gelebilmek için yürüteceği uzun mücadelenin yeni bir merhalesi olarak görmesini sağlayacak… Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan şu ana kadar söz verdikleri her silahı teslim ederek Ukraynalıları karşı taarruzlarında savaş alanında ilerleme kaydedebilecek bir konuma getirdiklerini, şimdi ise Ukrayna ordusunun Rus saldırganlığına karşı caydırıcı olabilmek ve kendini savunabilmek için gelecekteki ihtiyaçlarının neler olacağı üzerinde durduklarını belirtiyor.

Biden, F-16’ların Rusya semalarında uçmayacağına, Rus topraklarına saldırı düzenlemeyeceğine, sadece Ukrayna topraklarındaki işgalci Rus ordusuna karşı kullanılacağına ilişkin Kiev’den teminat aldıklarını vurguladı. Washington savaşa yönelik siyasetini şöyle özetliyor: Ukrayna’ya egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyabilmesi için gereken her türlü desteği vermek, ama bunu bir “Üçüncü Dünya Savaşı” çıkmasından kaçınacak şekilde yapmak.

Ukrayna’nın Donetsk bölgesini işgal eden Rus ordusu füze atarken…

Ukrayna savaşında bir yenişememe hali var. Putin’in bu açmazı çözmek için elinde sadece iki seçenek kaldı, ama ikisinin de bir dünya savaşını tetikleme riski olduğundan o noktalara gitme çılgınlığını yapıp yapmayacağı belirsizliğini koruyor. Bunlardan ilki NATO ülkelerinin altyapısını çökertmek için müthiş siber silahlarını kullanmak, ikincisi Batı’yı Ukrayna’ya yardım etmekten vazgeçireceği umuduyla (Ukrayna’da) nükleer silah kullanma tehdidini artırmak.

Putin şu ana kadar Ukrayna altyapısına yönelik yoğun siber saldırılar tertiplemekle birlikte Batılı ülkelere aynısını yapmaktan kaçındı. Bu tutumu Rus liderin NATO ülkelerini tahrik ederek onları doğrudan çatışmanın içine çekme riskini almak konusunda isteksiz davrandığını gösteriyor. Öte yandan Çin lideri Xi Jinping’in nükleer silah tehdidini kullanmamasına ilişkin altı ay önce açıkça uyarıda bulunmasının ardından Putin’in bu konuda sessizleşmesi de dikkat çekti. Putin’in yine de iyice köşeye sıkıştığını hissettiği anda bu seçeneği gündemine alması ihtimalini düşük bulmayan uzmanlar da az değil.

Ruş işgali sonrası Ukrayna’nın Irpin kentinde daha önce sivillerin yaşadığı bir apartman…

Biden için işin bir de iç siyasete bakan boyutu var. ABD’de başkanlık seçimlerine 18 ay kaldı. Seçime kadar Ukrayna’nın açık bir zafer kazanması veya çatışmaların bir ateşkesle sonuçlanması Biden’in popülerliğini artıracaktır. Özellikle Irak ve Afganistan maceralarından sonra Amerikan halkında “dünyanın uzak köşelerindeki” savaşlara müdahil olma arzusu dibe vurmuş durumda. Ukrayna’da ABD askerlerinin savaşmıyor oluşu Biden’ı rahatlatmakla birlikte Washington’un onmilyarlarca doları Kiev’e askeri yardım olarak akıtmasının Amerikan halkının hoşuna gittiği söylenemez. Biden F-16 verme kararıyla Putin’e önümüzdeki bir buçuk yıl boyunca Ukrayna’ya gereken her türlü yardımı yapmaya ne denli kararlı olduğunu mesajını iletiyor. Hedefi Putin’in Rus ordusunu Ukrayna’da bataklığa sapladığını kabullenmesini ve muhtelemen bazı yaptırımların kalkması karşılığında sonbaharda bir ateşkese razı olmasını sağlamak…

  • Ömer Murat, Dış Politika ve Siyaset Uzmanı, Eski Diplomat
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com