Beethoven’in Fidelio operası neden Türkiyeli siyasi mahkumlara adandı?

KRONOS 05 Ocak 2020 KÜLTÜR

Hafta içi Türkiye’de birkaç haber mecrasında yer aldı haber. Almanya’da Bonn Operası, 1 Ocak tarihinde, bu yıl doğumunun 250. yılı kutlanan Beethoven’ın Fidelio operasını Türkiyeli siyasi mahkum ve sürgünlere adamıştı.

Bu kez Berlin Operası’nın sahnelediği Fidelio’da geniş ekranda Türkiyeli siyasi mahkumların ve sürgünlerin fotoğrafları vardı. Perde tutuklu gazeteci Ahmet Altan’ın fotoğrafıyla açılmış, ekrana Altan’ın ‘Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim’ kitabından bölümler yansıtılmıştı.

İki perdelik opera devam ederken Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Selçuk Mızraklı, Abdullah Zeydan ve Aysel Tuğluk’un aralarında bulunduğu tutuklu HDP’li siyasetçilerin fotoğrafları ekranda yer aldı. Perde tutuklu olan HDP’nin eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın fotoğrafıyla kapandı ve sahnede, “Türkiye’deki siyasi tutsakların özgür kalmasını talep ediyoruz” yazılı bir pankart açıldı.

Daha en başından bilindik bir Fidelio performansı değildi bu, gizli veya çelişkili bir mesaj da içermiyordu. Müzik Yönetmeni Dirk Kaftan ve Yönetmen Volker Lösch, açıkça Beethoven’in Fidelio operası ile Türkiyeli siyasi mahkumlar arasında bağlantı kurmuştu.

BEETHOVEN’İN BASKIYA KARŞI SAVUNMASI
Peki ama bundan 250 yıl önce yaşamış Beethoven ile tüm bu isimlerin bağlantısı neydi?

Başa dönelim ve Fidelio operasının hikâyesini anlatalım. Fidelio, Beethoven’ın tek operasıdır. Daha da önemlisi Fidelio operası, belki de Beethoven’ın sarih olarak siyasi tavrını ortaya koyan tek eseridir. Opera, bestecinin kısıtlanan ifade özgürlüğüne, iktidarların yarattığı keyfi duruma ve baskıya karşı tek savunmasıdır.

Beethoven’ın gerçek bir hikâyeden esinlenerek bestelediği operanın konusu 18. yüzyılı İspanya’sında geçer. Özgürlük savaşçısı Florestan, acımasız düşmanı Vali Don Pizarro tarafından siyasi tutukluların bulunduğu bir hapishanenin karanlık bir hücresine hapsedilmiş, aç ve susuz bırakılmıştır. “Suçu” rejime yönelik eleştirisini açıkça dile getirmektir.

Başbakanın hapishaneyi ziyaret edeceğini öğrenen Vali Don Pizarro, Florestan’ı bu ziyaretten önce öldürmeyi planlar ve baş gardiyan Rocco’dan gerekli hazırlıkları yapıp bir mezar kazmasını ister.

Fakat kocası Florestan’ın nerede olduğunu öğrenen Leonore, son bir umutla Fidelio adıyla ve erkek kılığıyla gardiyan yardımcısı olarak hapishaneye girmeyi başarır. Bundan sonra kocasını kurtarmanın yollarını arar.
Neyse ki operanın hikâyesi mutlu biter: Leonore kanlı eylemi doğru zamanda cesurca engeller, vali görevden alınır, mahkumlar serbest bırakılır.

BU KEZ TÜRKİYELİ SİYASİ MAHKUMLAR KONUŞTU
İşte, bu hikâyenin içine bu kez Türkiyeli mahkumların hikâyeleri eklenmişti. Sahnede sadece fotoğraflarıyla görünmüyorlardı üstelik. Fidelio operasını yeniden yorumlayan yönetmen Volker Lösch, radikal bir karar alarak operanın metnini değiştirmiş, “suçu” iktidarı eleştirmek olan günümüzün tanıklarını konuşturmuştu. Yeni metinler, Fidelio operasının temasını tamamlıyor ve genişletiyordu.

Yönetmen Lösch operada, ‘Türkiye’deki siyasi mahkumların güncel hikâyelerine yer vererek, onların Türk cezaevlerindeki deneyimlerini ve serbest bırakılma çabalarını aktardıklarını’ belirtmişti. Lösch, Deutsche Welle‘nin sorularını yanıtlarken operanın temasını şu sözlerle özetlemişti: “Baskı ve umut, esaret ve kurtuluş mücadelesi, işkence ve özgürlük.”

Almanya’da bu yıl Beethoven yılı kutlanıyor. “Beethoven’i yeniden keşfetmek” sloganıyla 300’ü sadece Bonn’da olmak üzere ülke çapında yıl boyunca etkinlikler düzenlenecek. Galası 1 Ocak yapılan Fidelio operası ise 27 Mart tarihine kadar yedi kez sahnelenecek.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com