‘Bağımsız Türk Yargısı’nın kafası mı karışık, ilişkileri mi?

KRONOS 19 Şubat 2020 GÜNDEM

Ayşe Yıldırım, tedavi sürecinde annesini yanında isteyen hasta bir çocuktan söz ediyor, Artı Gerçek’te ; ‘Ahmet’in durumu iyi değil. Ahmet giderek zayıflıyor. Ahmet’in zamanı daralıyor. Bir çocuk hepimizin ve annesinin gözleri önünde ölüme terk ediliyor. Ve bu çocuğun durumu, annesinin sesi yeterince duyulmuyor. Korkmayın, Ahmet’e ve annesine ses verirseniz ‘terörist’ olmazsınız. Biraz vicdanınız kaldıysa tabii.’

Osman Kavala’nın ‘Gezi’den tahliye beklerken ’15 Temmuz’ göz altısıyla karşılaşmasına dair, Halil Berktay; ‘Bu kadarını kimin midesi kaldırır, bilemiyorum artık. Sosyal medyada birileri, yakında Patrona Halil isyanını çıkartmakla da suçlayabilirler diye yazmış. Haklı. O derecede absürd. O derecede yapay. Yukarıdan bir talimat gelecek (veya geldiği varsayılacak), ne yapıp yapın, bu adamı sakın bırakmayın da bir kere daha mahcup olmayalım diye. Yargının yeni statüko ile özdeşleşmiş bir kesimi de, ulu’l-emre itaat uğruna bütün ülkeyi geri zekâlı yerine koyacak.’ ifadelerini kullanıyor, Serbestiyet’te.

Habertürk’te Nagehan Alçı’ysa; ‘Eğer komplolara inansaydım bu yaşananların Türkye’yi özellikle bir yere sürüklemek için yapılmış korkutucu bir operasyon olduğunu düşünürdüm. Öylesne hayatın olağan akışınia aykırı, Türkiye’yi zora sokacak, telafisi zor bu gelişmelerin…’ diyor.

Mevcut ortamda her an sıcak çatışma haberlerinin gelebileceği gerginlikteki İdlib özelinde dış politikayı ele alıyor Gazete Duvar’da İslam Özkan; ‘Kurumsallığın yerine şahsiliğin, liyakatin yerine sadakatin geçtiği yerde bürokrasi inşa edilemez; ağırbaşlı, oturaklı bir bürokrasisi (hariciyesi) olmayan bir ülkenin de sahadaki gelişmeleri ölçüp tartabilmesine imkan tanıyan, kendi gücüyle mütenasip bir strateji geliştirmesi de ketlenmiş demektir.’.

Eren Keskin, ifade özgürlüğü konusundaki çifte standarttan bahsediyor, Yeni Yaşam’da; ‘Eğer Nedim Şener ve onun gibiler suçlanıyorsa, savcılar hemen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve mahkeme pratiğini hatırlayıp buna göre karar veriyorlar. Oysa aynı savcılar, bizim yargılandığımız dosyalarda ifade özgürlüğünü unutuyorlar.’.

Independent Türkçe için kaleme aldığı yazıda yakın geçmişte satılanlara rağmen artan dış borcu hatırlatıyor Hakan Gülseven: ‘Her şeyi sattılar ama dış borç giderek yükseliyor… Niye?..” Sanırım bu soruyu dört işlemi yapabilen herkes kendi kendine soruyordur. Neticede hepimiz dolaylı ve dolaysız bir sürü vergi ödüyoruz, ödediğimiz vergiler nereye gidiyor diye de düşünüyoruz… Peşinen söyleyeyim, sorunun cevabı, bu gidişatın değişmesi açısından kilit önemde.’.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/190220-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram