“84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye’nin son 20 ayda 4 Merkez Bankası başkanı ve 4 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başkanı gördüğünü kaydederek, “Kilit roldeki insanların bu kadar sık değiştirilmesi yanlıştır.” dedi.

KRONOS 23 Mart 2021 GÜNDEM

Türk Lirası’nın dolar karşısında mum gibi erimesini ve Borsa İstanbul’da hisselerin yüzde 10’dan fazla değer kaybettiğine işaret eden Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert sözlerle yüklendi.

Babacan, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın arka kapı formülleri ile ucuza satılan 130 milyar doların akıbetinin ortaya çıkarmak istediği için azledildiğini iddia etti.

FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu “Çalar Saat” programının konuğu olan Babacan, “Son 20 ayda 4 Merkez Bankası başkanı ve 4 TÜİK başkanı gördük. 1990’larda ki koalisyonlarda bu kadar Merkez Bankası başkanı değişmezdi.” dedi.

“TEK İMZA İLE MERKEZ BANKASI BAŞKANININ GÖREVİNE SON VEREBİLİYOR”

Babacan şöyle devam etti: “Türkiye’ye istikrar getireceğini söyleyen partili Cumhurbaşkanlığı sistemi tamamen başlı başına bir istikrarsızlık sebebi olmuş durumda. Şu an tek bir imza ile Merkez Bankası başkanının görevine son verilebiliyor. Böyle bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması mümkün değil.”

Kilit roldeki insanların ve kurum başkanlarının sık değiştirilmesinin yanlış olduğunu kaydeden Babacan, “Böyle bir yönetim olamaz. Türkiye’nin yaşadığı sorunların temelinde bu kötü yönetim var. Şu anki sistemde 84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda.” dedi.

“GEZİ PARKI ÜZERİNDEN TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYOR”

İstanbul Taksim’de Gezi Parkı’nın mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesiyle ilgili bir soruya da Babacan, “Gezi Parkı’yla ilgili atılan adım, ısrara ve inada dayalı bir yönetimin ürünü. Bu ısrarda kutuplaştırma amacı da var. Şu an Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemediği için ülkeyi kutuplaştırmak istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.


 

“130 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ REZERVİNİ KİME, HANGİ FİYATA SATTINIZ?”

Merkez Bankası rezervlerinin -71 milyar dolara gerilemesinden Erdoğan’ın sorumlu olduğunu belirten Babacan, “130 milyar dolarlık rezerv kaybı Türkiye tarihinde bir ilk. 2018 seçimlerinden sonra taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan beraberce bu ülkenin 130 milyar dolarlık rezervini erittiler. Tamamen karanlıkta yapılan döviz satış operasyonları bunlar. Yılların emeği olan bu 130 milyar doları iki yıl gibi kısa bir zaman içinde kime, hangi fiyata, nasıl sattınız? Açıklasınlar.” şeklinde konuştu.

NACİ AĞBAL’IN GÖREVDEN ALINMASI

Naci Ağbal’ın görevden alınmasıyla ilgili gündeme getirdiği “130 milyar doları araştırıyordu.” şeklindeki açıklaması hatırlatılan Babacan, “Bu soru çok sorulunca Merkez Bankası başkanı, bununla ilgili bir raporlama, araştırma talimatı vermiş, görevden alınmasının sebebinin bu olduğu konuşuldu. Özellikle altını çizdim, bu bir rivayettir diye. Ama açıklama yapmak zorundalar.” ifadelerini kullandı.

“MİRASYEDİLİKLERİ YÜZÜNDEN ESNAFA DESTEK VERECEK PARA BIRAKMADILAR”

Babacan, şöyle konuştu: “Şu an Merkez Bankasının piyasaya 138 milyar dolar döviz borcu var. Cumhurbaşkanı 92 milyar dolar döviz rezervi var diyor da neden bunun borç alınmış bir rezerv olduğunu söylemiyor? Çünkü piyasaya döviz satılırken borç alınıp konmuş kasaya. Halbuki bu rezervler kara gün geldiğinde esnafa, vatandaşa destek olmak için tutulan rezervlerdir.”

“KARANLIKTA YÜKSEK KURDAN FAYDALANANLARI ORTAYA ÇIKARACAĞIZ”

“Cuma günü Merkez Bankası başkanının görevden alınacağını bilen insanlar varsa, kurun artacağını bilmeleri çok zor değil.” diyen Babacan, “Böylesine saçma sapan, güveni yıkan bir kararla kurun artacağını herkes bilir. Cuma günü duyan insanlar döviz aldılarsa pazartesi günü epey bir para kazanmışlardır. Bunun denetimini yapması gereken yine devletin kurumlarıdır ama bütün bu kurumlar artık zayıfladılar. Kim aldı, kim sattı, bunlar ancak sonradan öğrenilir. İnşallah bir seçim olacak da bizler yetkili bir konuma geleceğiz, hepsini ortaya çıkaracağız.” ifadelerini kullandı.


 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: “KADINLARIN AHINDAN KORKUN”

Babacan, İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası bir sözleşmenin iptali, normal bir kanundan daha zordur. Bu ülkenin hukuku, yasaları kimsenin oyuncağı değil. Biz DEVA Partisi olarak çok sayıda imzayla Danıştay’a dava açma sürecini başlattık. Danıştay’daki vicdan sahibi insanlara sesleniyorum: İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması sebebiyle bir tek kadının canı yanarsa, bunun vebali sizin de üzerinizedir. Kadınların ahından korkun. Bu kararı alan çıkıp açıkça ‘Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır’ desin. Söyleyemiyorlar, ancak zihinlerinde bu var! Hep karınlarından konuşuyorlar.”

“İDDİALI SÖYLÜYORUM, GÖREVE GELELİM BU ÜLKE ÇABUK TOPARLANIR”

Babacan şöyle konuştu: “Şu anda ülke bir kabus yaşıyor. Ama bu ülke bir kabustan uyanma hızıyla birden bire rahatlar. İddialı söylüyorum, bu kadar kötü konumda dahi ülke çok çabuk toparlar. Yeter ki işin ehli insanlar göreve gelsin ve güven ortamı yaratılsın. Dünyada para bol, bu para oluk oluk akar ülkeye. Eğer siz doğru yönetmez, yanlış karar alırsanız bu yüksek faizi bu millete ödetirsiniz.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram