DEVA Partisi lideri Babacan, “Türkiye şuanda ekonomide pik yapıyor” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a cevap verdi. “Ekonomi pik yaptıysa vatandaş niye bu halde?”
DEVA Partisi’nin KHK politikası nasıl? Babacan KHK’lılar ilgili neler söylüyor?
ANKARA – Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına katılarak güncel gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ‘doları 7 liranın altında tutmak için 120 milyar doların kibrit çakılarak yakıldığını’ söyledi. Babacan, hisse piyasalarında yabancı oranın yüzde 30’dan yüzde 5’e düştüğüne işaret ederek, piyasadan 12 ay içerisinde 14 milyar doların yurt dışına çıktığını belirtti.
Babacan, 2019 yılının başından bugüne kadar Merkez Bankası’nın rezervlerindeki değişimin yaklaşık 120 dolar olduğunu belirterek, “Bu ne uğruna yapıldı? Çünkü para politikası yanlış bir yerde tutuluyor çünkü Merkez Bankası artık bağımsız değil. Merkez Bankası yanlış ve inat uğruna bir noktada tutuluyor. Bakın çok güzel yönetiyoruz, kur da artmıyor demek için kamu bankaları başta olmak üzere farklı metotlarla Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini sata sata erittiler” dedi.
“12 AYDA 14 MİLYAR DOLAR GİTTİ”
Bu yolla yabancıların kolayca Türkiye’den çıkmasına yardımcı olunduğunu kaydeden Ali Babacan, “Hem de iyi değerden aldı gitti. 12 ayda yabancı yatırımcılar bizim hisse senedi ve bono piyasasından 14 milyar dolarlarını alıp götürdüler. Bizim bono piyasasında uluslararası yatırımcıların payı yüzde 30’dü, şu anda yüzde 5’e düşmüş durumda. Bizim içeriye sattığımız hazine borçlanma kağıtlarını yabancılar gelir alırdı, Türk lirasına güvenirlerdi. Yüzde 30’lük pay indi yüzde 5’e. Satıp çıkıyorlar, satıp çıkıyorlar çünkü daha kötüsünden korkuyorlar. Kuru 7 liranın altında tutmak için 120 milyar doları kibriti çakıp yaktılar” yorumunda bulundu.
“HALKTAN KOPTULAR, SARAYA HAPSOLUYORLAR”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Tüketici güven endeksinin yüzde 82 çıktığına dair açıklamalarına da değinen Babacan, “Halktan bunlar koptular. Saray’a, Külliye’ye gittikçe hapsoluyorlar. Otoriter bir rejimse öyle olur. Ne olur? Propaganda makinesiyle uğraşırlar. Ki yeni düzenlemeyle bu propaganda makinesinin yetkilerini çoğalttılar. Hayali bir Türkiye’yi ‘kandırabildiğimiz kadar bir toplum kesimine anlatabiliriz’ diye. Hepsi beyhude çaba, insanımız gerçekleri görüyor. İnsanlar yaşıyor, hissediyor. Rakamı ister 80 açıklayın ister 90” ifadelerini kullandı. Babacan, güven endeksinin 100’ün altında olmasının ‘zaten işler kötü’ anlamına geldiğini kaydetti. Babacan, “100 bunun ortalaması. Tüketici güven endeksi 100’ün çok üzerine olmalı ki geleceğe doğru beklentiler iyi olsun” dedi.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİYLE TÜM VERİLER TEPETAKLAK”
Babacan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte tüketici güven endeksinin yüzde 90’lardan aşağı düştüğünü belirterek, “Bütün grafikler öyle. Türkiye’nin hangi verisini ele alırsanız alın, 2018 Haziran’ından itibaren tepetaklak. Toplam çalışan sayısına bakın, Türkiye’nin üretimine bakın, halkın güvenine bakın, enflasyon, Türk lirasının değeri, hayat pahalılığı, işsizlik. Çünkü bütün yükü bir kişinin üzerine yüklediğiniz zaman o kişi yönetemiyor” şeklinde konuştu.
“EKONOMİ PİK YAPTIYSA VATANDAŞ NİYE BU HALDE?”
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye şuanda ekonomide pik yapıyor” şeklindeki sözlerine de cevap veren Babacan, şunları kaydetti: “Bunlar daha iyi günler. Eğer acilen tedbir alınmazsa çok daha kötüsünü görürüz. Doğruları da anlatıyoruz. ‘Kur arttı sana ne’ diyorlar. Bu halkı bu kadar cahil yerine koymamaları lazım. İşsizliğin bu kadar tepe yaptığı bir noktada, ‘Türkiye ekonomisi pik yapıyor, tepe noktada’ diye bir Cumhurbaşkanı söyleyebiliyorsa artık ondan sonra söylediklerinin bir kıymeti kalmıyor. Halktan bu kadar kopuk, halktan bu kadar uzak bir açıklama, felaket bir durum. Gerçeklerden artık kopup başka bir mecraya girmek demek. Ekonomi pik yaptıysa vatandaş niye bu halde?”
“TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU ADALET SORUNUDUR”
Babacan, özgürlüklerin kısıtlama altında olduğunu kaydederek, “Türkiye’nin bugün en önemli sorunu adalet sorunudur. İnsan hakları sorunudur. Özgürlüklerle ilgili sorunlardır. Meslektaşlarınız şu an pek çok kanalda, pek çok kanalda, pek çok web sitesine korkuyorlar, yazamıyorlar, söyleyemiyorlar. Hükümetten bir telefon geliyor, gazeteci o gün işsiz kalıyor. Özgürlükler problemleri açıkça konuşmak için önemli. Problemi konuşmayı yasaklarsanız hiçbir zaman çözüm safhasına geçemiyorsunuz” açıklamasında bulundu.
