ATA İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, Çin'in Doğu Türkistan'da uyguladığı zulmün abartıldığını iddia etti: "Orasını ABD, Çin’in yumuşak karnı olarak görüyor. Bu iki tespiti yapalım, olaya gerçekçi bakalım."
ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Dr. Sinan Oğan, Babala TV’de Oğuzhan Uğur’un sunduğu Mevzular Açık Mikrofon programında Doğu Türkistan halkına Çin’in uyguladığı baskının ‘abartıldığı kadar olmadığı’nı öne sürdü. Oğan, “İki tespitim var; birincisi orada bir zulüm var, baskı var ama o baskı abarttıkları kadar yok. İkincisi, orasını ABD, Çin’in yumuşak karnı olarak görüyor. Bu iki tespiti yapalım, olaya gerçekçi bakalım.” şeklinde konuştu.
Sinan Oğan’ın açıklamaları komuoyunun büyük tepkisini çekti. Uygur Hareketi’nden açıklamada, Çin Komünist Partisi (ÇKP) öncülüğünde Doğu Türkistan’da uygulanan ve ‘soykırım’ olarak nitelenen uygulamalar hatırlatılarak şu ifadeler kullanıldı:
“31 Ağustos 2022 BM Yüksek Komiserliği raporları; 9 Aralık 2021’de İngiltere’deki bağımsız mahkemede verilen Uygur Soykırım kararı; 10 tane ülkenin ÇKP’nin Doğu Türkistan’daki baskılarının soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğine dair parlamento kararları ortadayken bunu sadece Amerika’nın Çin düşmanlığına indirgemek bizi üzdü. Özellikle Türkiye’de aileleri toplama kampında olan binlerce Uygur ve TamgaTürk’te yayımlanmış toplama kampı şahitlerinin tanıklıkları ortadayken bu durumu sadece zulüm var diye küçümsemek, diasporada yaşayan Doğu Türkistanlıları derinden yaraladı.
‘BU AÇIKLAMA TALİHSİZLİK’
Sinan Oğan’ın konuşmaları üzücü ve diasporadaki Doğu Türkistanlıları yaraladı. Sinan Oğan, Doğu Türkistanlılar arasında milliyetçi olarak biliniyordu ancak bu açıklamasını talihsizlik olarak görüyor ve bir an önce düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz.
‘1 MİLYONDAN FAZLA UYGUR SOYKIRIMA UĞRUYOR’
Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygurlar yıllardır Çin’in zulmü altında inliyor. BM’ye göre 1 milyon civarında Uygur, Çin’in ‘eğitim’ merkezi olarak tanımladığı ‘beyin yıkama’ kamplarında soykırıma uğruyor. Uygurlu sivil toplum örgütlerine göre ise sayı çok daha fazla. Erkekler hapsediliyor, kadınlar bütün dünyanın gözü önünde tecavüze uğruyor. 3-4 yaşlarındaki çocuklar, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ailelerinden alınarak sözde ‘çocuk esirgeme kurumlarına’ yerleştiriliyor. Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komisyonu’nun raporuna göre, özerk Uygur bölgesi bir gözetim kampına dönüştürüldü.”
‘BUNLAR MI ABARTI?’
Doğu Türkistan’ın sesini duyuran @Uyghur_Report adlı hesaptan yapılan paylaşımda ise, “Toplama Kampları; uydu görüntülerinde görüntülenmiş, uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarında varlığı kanıtlanmış, canlı şahitlerin tanıklıklarında içerisinde işkence, tecavüz, organ kaçakçılığının yapıldığı tesisleridir. Bunlar mı abartı?” denildi.
‘BİLGİLENDİRİLMEYE İHTİYACINIZ VAR’
Uygur Haber’in paylaşımında ise şu ifadeler kullanıldı:
“Sayın @DrSinanOgan, çok eskiden gitmişsiniz. Ondan sonra Doğu Türkistan’da neler yaşandığına ilişkin hiçbir haberiniz yok. Bilgilendirilmeye ihtiyacınız var.
‘KADINLAR KISIRLAŞTIRILIYOR, ÇOCUKLAR AİLELERDEN KOPARILIYOR’
Toplama Kampları; zorla çalıştırma, kadınların kısırlaştırılması, çocukların ailelerinden koparılması, aydın kesimi hedefe alan zorla kaybettirme gibi soykırım suçlarını, yurtdışındaki Uygurlar olarak sürekli anlatıyoruz.
‘RESMİ BELGE VE RAPORLAR VAR’
Toplama kamplarının varlığı ve camilerin yıkıldığı, uydu görüntüleri, resmi belgeler ve araştırma raporlarıyla kanıtlandı.
En azından Amerika medyası dile getiriyor, abartmıyor, eksiği var. Biz de aynısını sürekli söylüyoruz.
‘İNKARA DEVAM EDECEKSİNİZ’
Batı haberlerine güvenmeyip, bize de kulak vermeyip, TRT ve AA’nın anlatmasına veya Çin’in itirafına kadar mı inkara devam edecekseniz?”
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
OĞAN ISRARLI: ABD KAYNAKLI VE ABARTILI
ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan ise iddiasında ısrarlı olduğunu sosyal medyadan yaptığı bir paylaşımla sürdürdü. Oğan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Dünkü #babalatv konuşmamda Doğu Türkistan için meseleye Türklük ve insan hakları çerçevesinde bakarak bu zulmü gündeme getirmeliyiz dedim. Uygur Türk’ü kardeşlerimin yaşadıklarını pek çok kez dile getirdim, çalışmalar yürüttüm. Bunun yanında yıllardır strateji merkezlerinde bulunmuş biri olarak gördüğüm bir şey de var. Bu konuya ABD penceresinden bakmamalıyız. Orada bir zulüm var ama bazen bu durum ABD kaynaklı olarak abartılı ve bölgeye ait olmayan video ve fotoğraflar ile servis ediliyor. Örneğin Myanmar’daki fotolar kullanılarak yapılıyor. ABD ile Çin arasındaki kavgaya kardeşlerimizi yem etmemeliyiz, biz öncelikle oradaki zulmü duyurmalı ve engellemeliyiz mealindeki açıklamamızı çarpıtılarak gündeme getiriyorlar. Biz dün Doğu Türkistan demeye başlamadık, biz Avrasyacı falan değil, moda Türkçülüğü de yapmıyoruz. Biz özbeöz Turancıyız… Buyurun izleyin geçmişten günümüze bu konuda neler demişiz.”
