Almanlar’ın yüzde 31’i demokrasiye inanmıyor

Fransa’da aşırı sağcı Marine Le Pen’in elde ettiği seçim zaferinin şoku tartışılırken Almanya’da da benzer “sağa kayma” belirtileri ortaya çıktı.

KRONOS 11 Nisan 2022 DÜNYA

Münih kenti sokakları...

Almanya’nın en saygın kamuoyu araştırma kuruluşlarından Allensbach’ın açıkladığı bir anket, Fransa’daki aşırı sağa kayışın bir benzerinin Almanya’da da olabileceğine işaret ediyor.

Ankete katılanların yüzde 31’i, Alman siyasetinin belirlenmesinde vatandaşların söyleyecek hiçbir şeyi olmadığını ifade ederken, “sahte bir demokraside yaşadıkları” değerlendirmesini dile getirdi.

YÜZDE 28 DEMOKRATİK SİSTEMİN “TEMELDEN” DEĞİŞMESİNİ İSTİYOR

VOA’nın haberine göre; ankette ülkenin batısı ile doğusunda elde edilen sonuçlar ise daha da çarpıcı. Batı Almanya’daki eyaletlerde halkın yüzde 28’i “sahte bir demokraside yaşadığına” inanıyor. Almanya’nın doğusundaki eyaletlerde bu görüş, katılımcıların yüzde 45’i, yani neredeyse her iki kişi tarafından temsil ediliyor.
Ankete göre, Almanlar’ın yüzde 28’i de Almanya’daki demokratik sistemin “temelden değiştirilmesi gerektiğini” düşünüyor.

Allensbach araştırma kuruluşu tarafından yapılan değerlendirmede, halk arasında aşırı sağcı tutumların, komplo teorilerinin ve demokrasiyi tehlikeye atan görüşlerin giderek yayıldığı ve bu sürecin yeni tip koronavirüs (Covid-19) kısıtlamaları ile yeni bir ivme kazandığı vurgulanıyor.

DEMOKRASİ KARŞITLIĞI COVİD’LE ARTTI

Covid-19 kısıtlamalarına ve aşı zorunluluğuna karşı iki yıldır on binlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenleyen “Querdenker” (Aykırı Düşünenler) hareketinin tahminlerden çok daha güçlü bir şekilde yayıldığını savunan Allensbach uzmanları, özellikle “orta direk” olarak tanımlanan kitlenin demokrasiye olan inancını kaybettiğini, siyasetçilerin sözlerini ve söylemlerini ciddiye almadığını, hatta prensip olarak reddettiğini, her üç Alman’dan birinin demokrasi karşıtı olmasının ise en ürkütücü gelişme şeklinde görüldüğünü açıkladı.

Almanya’daki iç istihbarattan sorumlu Alman İstihbarat Dairesi (BND), “Querdenker” hareketini Aralık 2020’de beri aşırı sağcı ve anti-semitist propaganda yaptığı iddiasıyla gözlem altında tutuyor. İki yıla yakın bir süredir gelenekselleşen şekilde Pazartesi akşamları gösteriler düzenleyen harekete, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) de destek veriyor. Nitekim mecliste maske zorunluluğunu yerine getirmekte direnen 82 AfD milletvekilinden 22’si Federal Meclis’in oturumlarını, uzun bir süre oturum salonuna alınmadıkları için tribünden izlemek zorunda kaldı.


 

‘AŞIRI SAĞA KAYIŞ KAYGI VERİCİ’

Bu arada, Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi lideri Marine Le Pen‘in kalması ile ilgili Alman basınında çıkan yorumlarda, 24 Nisan’daki ikinci turdan kimin galip çıkacağını kestirmenin çok zor olduğuna dikkat çekildi.

Le Pen’in seçilme şansının 2017’deki seçimden çok daha yüksek olduğunu belirten çok sayıda yorumcu, Macron’un favori olduğunu, ancak Fransa’daki aşırı sağcı ve göçmen karşıtı seçmen oranının yüzde 30’un üzerine ulaşmasının Fransa ile birlikte Avrupa’nın geleceği açısından endişe verici bir gelişmenin sinyalini verdiğini vurguladı.

Süddeutsche Zeitung gazetesindeki yorumda, Fransa’nın “çok kültürlü ve cumhuriyetçi siyaset çizgisinden hızla uzaklaşarak, azınlıkların dışlanmasının doğal olarak algılandığı, ırkçı ve popülist siyasetçilerin politik gündemi belirlediği bir ülkeye dönüştüğü, bunun başarılı olmasının Almanya’daki ileriye yönelik gelişmeler açısından da kaygı verici olduğu” ifade edildi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com