Arınç: Cemaat kalkışma yapabilir yönünde istihbarat hiç olmadı

Gündeme dair açıklamalarda bulunan Bülent Arınç, 15 Temmuz'a kadar hiçbir istihbarat kurumundan Gülen cemaatinin darbe yapacağına dair not gelmediğini söyledi.

KRONOS 25 Haziran 2020 GÜNDEM

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç, katıldığı programda kendisine yöneltilen Gülen cemaati ile ilgili sorulara, “Hiçbir istihbarat raporunun, hiçbir emniyetin, askeriyenin istihbaratlarında bunlar 15 Temmuz gibi bir kalkışma yapabilirler diye bir notun gelmediği MGK toplantılarına katılmış biri olarak söylüyorum. Eğer bizi aldatmışlarsa, bizi yanıltmışlarsa bu suç bizim değil” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi, AKP kurucusu ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Haber Global’da ‘Jülide Ateş’le 40’ programına konuk oldu.

Kurulan yeni partilerin başarılı olmayacağını düşünen Arınç, “Çünkü AK Parti’den ayrıldılar. Tek başlarına yüzde 10’u aşmaları hayal. Ama ittifakların içinde yer alırlarsa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sıkıntı çıkabilir” ifadelerini kullandı.

‘HDP SEÇMENİYLE PKK’YI AYIRMAK LAZIM’

CHP’nin İstanbul özelinde yerel seçimlerdeki başarısını da yorumlayan Arınç, “İstanbul’u büyük fark yaparak ikinci seçimde kazandı. Bunu görmemek için deli olmak lazım. Biz geç kaldık. Bunu itiraf etmemiz lazım. Bu ayrı bir şey. Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanması kendi stratejisi ve Kılıçdaroğlu’nun tutumuna bağlı. Bu strateji Türkiye’nin her yerinde netice verebilir. PKK desteği değil, HDP seçmeninin desteğiyle kazandığı dört dörtlük. Burada bir hata yapılmış olabilir. HDP seçmeniyle PKK’yı aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır. İstanbul’daki Kürt seçmen veya HDP seçmeni tercihini ondan yana kullandı” dedi.

Bülent Arınç’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Nur Cemaati üyesi değilim sadece derslerine gittim. Namazlar kılınır Risale-i Nur’dan bir bölüm okunur ve onlar bunun anlamını söylerlerdi. Ben sadece dinleyiciydim. Bir süre devam ettim. Fethullah Gülen’in ortaya çıkması daha sonradır.

Jülide Ateş’in “Gülen cemaatine bağlı mısınız” sorusuna “Bu bana yapılan en büyük iftira olur” diyen Arınç, şöyle konuştu:

“Bu sözün arkasından başkalarına da sormanız gerekir. Türkçe olimpiyatlarının hepsine katıldım. Meclis Başkanıyken ödül de koydum. Çünkü Türkçe’nin konuşulması, Türkçe’nin uluslararası bir dil haline gelmesi, İstiklal Marşı’nın okunması bizi etkiliyordu. Bunların okullarına da gittim. O okullarda da Türkiye aleyhine hiçbir faaliyet sezinlemedim. Benim söylediğim sözleri Binali Yıldırım da söyledi, Sayın Recep Tayyip Erdoğan da söyledi. Çünkü biz inanıyoruz. Biz zahire göre hareket ederiz. Zahire göre derken dış görünüşüne bakarız. Kimsenin kalbini yarıp da bakmadık. Hiçbir istihbarat raporunun, hiçbir emniyetin, askeriyenin istihbaratlarında bunlar 15 Temmuz gibi bir kalkışma yapabilirler diye bir notun gelmediği MGK toplantılarına katılmış biri olarak söylüyorum. ”

‘DAMADINIZIN SEMPATİSİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ’

“Biliyordum tabii. Sempatisi derken onların okullarına hayranlık duymuştu. Bunun ötesinde milyonlarca insanın yaptığını söylüyorum ben. Türkçe olimpiyatlarında ne konuştuysam konuştum hiçbirisini inkar etmem. Ama siyasi olarak, maddi olarak ne verdim ne aldım. Şu televizyonlarda konuşan emekli albaylar vs. Hiçbir şey bilmiyorlar. Hepsi aldatıldı. Bugün en çok bağıranlar zamanında en çok onunla içli dışlı olanlardı.”

‘TARAF’IN YAYINLARINDAN MEMNUN OLDUM’

Ben “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” sözünü 2009 Mart ayında mali seçimler yapılırken Van’da söyledim. Bu aylar yeni yeni bazı gazetelerde şu ortaya çıktı, bu ortaya çıktı, şurada cunta planları yapıldı… Bunların konuşulduğu bir zamandı. Cuntacılık Türkiye’de bir gelenektir. AK Parti iktidara geldi, cunta heveslileri bizi vesayet altına almak istediler. Biz onlara karşı direndik ve başardık. Dolayısıyla bu planlar programlar özellikle Taraf gazetesinde yayınlanmaya başlayınca ben bu faaliyetlerin deşifre olmasından fevkalade memnun oldum ve bu sözleri söyledim. Bu sözlerin Ali Tatar’la ya da bir başkasıyla ilgisi yok. Bu o tarihlerde Balyoz’du şuydu buydu 2 çanta dolusu belge gelip de onların üzerinden Fatih Camii şöyle olacak, Süleymaniye sorusu böyle olacak, ıslak imzalı bir takım belgeler ortaya döküldüğünde ‘Türkiye bağırsaklarını temizliyor bu operasyonlarla’ dedim. Fakat bu operasyonlarda savcı ve hakim rolündeki alçaklar sonradan herkesi aynı potaya koyunca iş çığırından çıktı. Ve ortaya bir hukuk rezaleti çıktı.

‘KOZMİK ODA’NIN MAĞDURUYUM’

“Bu konuda en iyi tanıklık yapacak kişi İlker Başbuğ’dur. Başbuğ’a defalarca sordular. Kendisi de bu konuda kitap yazdı. Bu kitabında söylediği şudur; “Bir karar almışlardı kozmik odaya girilmesiyle ilgili. Biz bunu uygulamak istemedik. Bu konuyla ilgili dönemin Başbakan’ı Sayın Erdoğan’a gittik. O da, ‘Bu yanlış anlaşılır. Yani burada bir şeyler mi gizliyorlar? diye düşünürler. Siz mümkünse bu kararın uygulanmasını kabul edin’ dediğini söylüyor. Ve onun üzerine girdiler” diyor.”

‘BİZ OLMASAK ERDOĞAN EKSİK KALIRDI’

“Karşısında değilim. Ne kadar yanındaysam o kadar yanındayım. Ben siyasette kendi başarımla geldim. Erdoğan başımızda olmasaydı başarılı olamazdık. Biz olmasaydık o da eksik kalırdı. Aramızdan gidenler olabilir bu yaşanmıştır. Bu işin doğasında var.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com