Ankara Barosu: İşkence iddiaları savcılık soruşturmasında

KRONOS 12 Temmuz 2019 GÜNDEM

Eski Dışişleri Bakanlığı personeline yönelik gerçekleştirilen Gülen cemaati operasyonunda gözaltına 105 eski çalışana yapılan işkence ile ilgili olarak Ankara Barosu’nun hazırladığı rapora, önceki gün Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce tarafından verilen yanıttaki, ‘İşkence iddialarının FETÖ tarafından organize edildiği’ iddiasına Ankara Barosu sert tepki gösterdi.

Ankara Barosu tarafından oluşturulan heyet, 27 Mayıs’ta Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosu’na giderek gözaltındaki şüphelilerle görüşme yapmış ve bu görüşme sonucunda hazırlanan raporda, Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’nde karanlık bir odaya sokulan beş kişiye işkence yapıldığı öne sürülmüştü. Emniyet ise iddiayı reddetmişti.

10 Temmuz’da toplanan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda bu rapordaki iddialarla ilgili olarak soruları yanıtlayan İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, ‘bu iddiayı ortaya atan avukatlardan birinin anne babası ve kardeşinin byLock kullanıcısı olduğu, babasının tutuklu, ağabeyinin firari olduğu, bir başka avukatın byLock kullanıcısı olarak tutuklu bulunduğu’ iddiasını ortaya attı. İnce, Komisyon Başkanı Hakan Çavuşoğlu’nun “İşkence iddialarını FETÖ mü organize ediyor” sorusuna ise “Aynen öyle, uluslararası bağlantılar var bu konuda” yanıtı verdi.

Bunun üzerine Ankara Barosu, bir açıklama yayınlayarak, hukukun üstünlüğünü savunanları Gülen cemaati ile ilişkilendirerek algı yaratılmaya çalışıldığını ve Baro’nun raporunda yer alan iddiaların savcılık tarafından soruşturulduğunu ifade etti.

Ankara Barosu Başkanlığı tarafından yayınlanan açıklama şöyle:

“TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun 10.07.2019 tarihli toplantısında, İçişleri Bakan Yardımcısı ile MHP Eskişehir milletvekilinin, baromuz tarafından 28.05.2019 tarihinde yayımlanan işkence iddialarına ilişkin raporu hakkında; insani ve mesleki değerlerimizin tarihimizin hiçbir döneminde kesişmemiş olmasından ve kandırılmamış olmaktan büyük onur duyduğumuz malum terör örgütüne ilişkin imaları; artık alışık olduğumuz insan haklarını, hukukun üstünlüğünü savunan her kesimi FETÖ ile ilişkilendirerek algı yaratma çabalarının trajikomik bir örneğidir.

Baromuzca yayımlanan rapor Avukat Hakları Merkezimiz, Cezaevi İzleme Kurulumuz ve İnsan Hakları Merkezimizden görevlendirilen beş meslektaşımızın Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Soruşturma Bürosundaki bir kısım şüpheliyle yüz yüze yapılan görüşmeler neticesinde düzenlenmiş olup, raporun sonuç kısmı yapılan görüşmelerden elde edilen veriler ışığında işkence iddiasına ilişkin ciddi veriler bulunması nedeniyle bu konuda etkili bir soruşturma yapılması talebini ve bu soruşturmada neler yapılması gerektiğine ilişkin tespitleri içermektedir. Bu rapor neticesinde de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/93760 sayılı soruşturma numarası ile soruşturma başlatılmış bulunmaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında raporun vahim içeriğinin bir ihbar kabul edilip gerçeğin ortaya çıkartılması için gerekli işlemlerin başlatılması yerine içi boş, niyeti malum FETÖ ithamlarıyla karalanmaya çalışılan Ankara Barosu; yaşamını ortaya koyarak çağdaş, demokratik, laik hukuk düzeni mücadelesi veren Muammer Aksoy’un başkanlığını yaptığı; aydınlığa, tam bağımsızlığa, ilericiliğe, çağdaşlığa ulaşma mücadelesinde katledilen Uğur Mumcu’nun üyesi olduğu, Cumhuriyet şehitleri veren ve onların mücadelesini dünya durdukça yaşatacak barodur.

Ankara Barosu, ülke tarihinin en karanlık sayfalarında lanetle anılacak olan kumpas davalarında, hukuk adına hukuk için savaşan ve bu savaştan bir saniye geri durmamış ve durmayacak barodur.

Silivri’de, Hopa’da, Hatay’da; Soma’da ya da Aladağ’da ve Türkiye’nin dört bir yanında adalete ihtiyaç duyan kim varsa onun yanında bir anıt gibi duran barodur.

Bu sebeple adını insanlık ve Cumhuriyet ilkelerine düşman herhangi bir oluşumla aynı cümlede anma cüretini göstermeden iki değil bin kere düşünülmesi gereken, rüştünün ispatı her türlü tartışmadan azade bir meslek örgütüdür.

Herkes bilmelidir ki; Ankara Barosu olarak katledilen Cumhuriyet aydınlarımızın ışık oldukları yolda, laik Cumhuriyet’in izinde ve en önemlisi Mustafa Kemal’in kılcal damarlarımıza kadar sirayet ettiği ve hiç kimsenin silmeye muktedir olmadığı ve de olamayacağı varlığı ile daha aydınlık bir gelecekte, insan onuruna yaraşır bir hukuk devletinde yaşamak için çalışıyoruz.

Bu nedenle, Cumhuriyetin kurucu değerlerine düşman bir terör örgütüne ilişkin en ufak bir imayı dahi sahibine aynen ve hatta misliyle iade edeceğimizi tüm kamuoyu önünde bir kez daha gururla ve saygılarımızla tekrarlarız.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram