Alman Jeolog Friedrich: Maraş’ta tehlike geçti, Adana riskli, İstanbul için tarih vermek imkansız

Türkiye'nin "Teke Tek" programından sonra tanıdığı ünlü Alman jeolog Prof. Anke Friedrich, Münih'deki ofisinde Kronos'a konuştu: HAARP'ın deprem oluşturma yeteneğine dair kanıt yok. Kahramanmaraş'ta tehlike geçmiş durumda. Adana, başka bir fay hattı nedeniyle tehdit altında. İstanbul için tarih vermek imkansız.

BİLAL BALTACI 01 Mart 2023 KRONOS ÖZEL

Fotoğraflar: Bilal Baltacı

Masanın üzerinde İstanbul’dan getirilmiş baklava ve Kahramanmaraş’tan getirilmiş bir taş var. Jeoloji departmanının mutfağında masalar kare şeklinde düzenlenmiş. Diğer tarafta şef Anke Friedrich oturuyor. Türkiye’den yeni dönmüş ve e-mailler ve aramalar nedeniyle bombardıman altında. “Adana’da bir şirketim var. Satmalı mıyım?” diye soruyor bir Alman-Türk. Başka birisi İstanbul hakkında ne söyleyebileceğini merak ediyor. Bir hafta öncesine kadar sadece ilgili gazeteciler arıyorlarmış. Şimdi Türkiye’nin ünlü jeoloğu Celal Şengör ile birlikte ülkenin en çok izlenen TV programlarından birine katıldığından beri insanlar Almanya ve Türkiye’den sürekli yazıyorlar.

“Teke tek” Fatih Altaylı’nın hazırlayıp sunduğu Türkiye’nin en tanınmış televizyon programlarından biri.

“Teke Tek” programına katılmasının tamamen tesadüf olduğunu söylüyor. “Celal ile birbirimizi devamlı ziyaret ediyoruz. Kahramanmaraş ve Gaziantep’teki yıkıcı depremden sonra tekrar vakti gelmişti” diyor Friedrich. Şengör’le evinde çay içerken, telefonlar birbiri ardına çalmaya başlamış. Hatay’daki şiddetli artçı deprem olduğunu öğrenmişler. Herkes Şengör’le konuşmak istemiş. Ve Şengör, Alman uzmanı bir sonraki gün Beyoğlu’na götürmüş, Habertürk merkezinin bulunduğu yere. Kronos, sakin tarzı ve derin uzmanlığı ile bilinen Münih Ludwig-Maximilians-Universitesi’nin Jeoloji ve Çevre Bilimleri Bölümü başkanı Prof. Dr. Anke Friedrich ile konuştu.

Komplo teorileri: Haarp, ışıklar, patlamalar vs.

Türk toplumunun bir kısmı komplo teorilerine inanma eğilimindedir. Depremin ardından sadece birkaç saat içinde, gökyüzünde parlak ışıklar ve yüksek sesli patlamalar gösteren videolar ortaya çıkmaya başladı. Bu videoların bazıları Türkiye’deki depremlerle ilgisi yoktu ve farklı doğal olaylarda farklı zamanlarda kaydedilmişti. Diğer videolar gerçekten bölgeden gelmişti ve devrilen elektrik direklerini gösteriyordu. Ulusal ve uluslararası komplolar teorisyenleri sosyal medyayı postalarla doldurdu. Hatta Erdoğan’ın müttefiki Devlet Bahçeli bile, bölgeye geç gelmesinin ardından “Bu büyük felaket, bana sırlarla dolu bir olay gibi görünüyor” diyerek dış güçlerin müdahalesine işaret ediyor.

Ancak sosyal medyadaki birçok kişi için sırlar yoktu  ve hemen adını koydular: HAARP.

Bir öğretim üyesi arıza haritasını işliyor.

HAARP, Alaska’da ABD Savunma Bakanlığı’nın bir araştırma tesisi olan bir anten ağı. Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar göndererek iyonosferi incelemeyi ve elektromanyetik dalgaların nasıl etkileşime girdiğini anlamayı amaçlıyor. Ancak, HAARP’ın kasıtlı olarak deprem oluşturma yeteneğine dair bilimsel kanıt yok. Friedrich, “Bu tür depremlerin insan müdahalesi ile oluşamayacağını kesin bir dille ifade etmek istiyorum” diyerek herhangi bir yanlış anlaşılmayı önlemek istiyor. Yüksek sesle çatırdama ve parlak ışıklar dünya genelindeki deprem tanıkları tarafından bildirilmektedir, diyor bilim insanı.

Bu taş deprem bölgesinden direkt alındı ve analiz için Almanya’ya götürüldü.

Yetersiz sayıda paläoseismolojik çalışmalar

Friedrich, Türkiye’deki yüksek sismik aktivite ve uzun deprem tarihi nedeniyle daha fazla paleosismolojik çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu çalışmalar, jeologlar, paleosismologlar ve diğer bilim insanları tarafından birlikte yürütülüyore ve Türkiye’deki sismik aktivitelerin zaman içinde nasıl geliştiği ve gelecekteki depremlerin nasıl olacağı konusunda önemli bilgiler sağlıyor.

Araştırmacı bilim insanı, Alman hükümetine dahi başvurmayı düşünüyor. Yardıma ihtiyaç duyulduğunda yardımcı olabileceğini söylüyor. Yıllardır Türk meslektaşlarıyla birlikte araştırma yaptığını ve biriktirdikleri bilgileri derinleştirmeye hazır olduğunu belirtiyor. “Gerçek dostlarız. Dostlar olarak acınızı paylaşıyoruz ve sıkıntılı zamanlarda yalnız bırakmıyoruz” demişti Almanya Başbakanı Olaf Scholz. Kim bilir, belki de yakında Friedrich ve ekibini Anadolu’da görürüz.

İstanbul’da yaklaşan tehdit

Kahramanmaraş ve Gaziantep bölgesinde tehlike çoğunlukla geçmiş durumda. Friedrich, sarsıntı haritasının kuzey ve güney uçlarına işaret ediyor. Bingöl bölgesi ve Suriye’ye doğru devam eden bölgede hala büyük depremler oluşabilir. Adana, başka bir fay hattı nedeniyle tehdit altında. İki büyük depremin Adana’daki fay hatlarını etkileyip etkilemeyeceği henüz bilinmiyor. Ancak orada da bir deprem bekleniyor. Friedrich, çalışma grubuyla bunu araştırmayı planlıyor.

Hatay’daki artçı depremin ardından oluşan fay haritası.

Bilim insanı sık sık metaforlara başvuruyor, çünkü insanların açıklamalarını daha iyi anlamalarına yardımcı olduğuna inanıyor. Meteorologlar yarın yağmur yağacak mı diye öngörü yapabilirler, ancak hangi yağmur damlasının balkonuna düşeceğini tahmin edemezler. Bu, İstanbul’daki depremin nerede ve ne zaman olacağına dair soruya verdiği cevap.

İstanbul’daki hükümet binaları depreme dayanıklı hale getirildi

“1 Ocak’ta konuşsaydık, Kahramanmaraş’taki deprem riski hakkında da yarın veya 50 yıl sonra olabileceğini söylerdik” diye açıklıyor bilim insanı. Naci Görür’ün tarihsel analizini önemsiyor ve depremlerin aynı yerlerde periyodik olarak gerçekleştiğine de inanıyor. İnsanların panik yapmak yerine, mantıklı önlemler alması gerektiğini söylüyor. Gerektiğinde Alman ve diğer uluslararası inşaat uzmanlarını da çağırmanın da mümkün olduğunu ekliyor. Çünkü Övgün Ahmet Ercan’ın İstanbul’daki depremin ancak 2075 yılında olacağına dair sözlerine pek inanmadığını söylüyor. “Bir zaman belirleme teknolojimiz yok” diyor Alman bilim insanı.

Yazı tahtası, kağıt, sismografik haritalar ve çeşitli kalemler. Bir derste olduğu gibi, profesör neler olduğunu açıklıyor.

Bir yapı uzmanı olmasa da, riskli bölgelerde yaşayan insanlara duvarların ve çelik yapıların gücünü kontrol ettirmelerini tavsiye ediyor. Zemin katından daha büyük üst katları olan evlerde ise taşıyıcı kolonların taşıyıp taşıyamadığına özellikle dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Yeni yapılarda sismik izolasyona dikkat edilmeli. Ayrıca mevcut binalar üçgen veya X şeklindeki desteklerle güçlendirilebilir. Bu önlemlerin hiç yapılmadığı söylenemez. “Çok sayıda hükümet binasında bu önlemlerin uygulandığını yanından geçerken gördüm” diyor Friedrich.

Haberi Almanca okumak için tıklayın.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram