AKP de kabul etti: ‘Bağdadi’ istihbaratını YPG verdiyse…

KRONOS 28 Ekim 2019 GÜNDEM

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin ABD operasyonunda ölmesine açıklama yaparken, “PYD-YPG, istihbaratı kendilerinin verdiğini iddia ediyor peki neden bu Barış Pınarı Harekatı’ndan önce olmadı?” sorusunu dile getirerek, “YPG/PYD terör örgütünün varlığı DEAŞ’ı geriletmek değil DEAŞ’a zemin bulmasına sebebiyet vermektedir. YPG/PYD terör örgütüne güvenmek tam bir akıl tutulmasıdır” dedi.

Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası açıklama yapıyor. Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:

Dün ABD Başkanı tarafından DEAŞ liderinin öldürüldüğü açıklandı. Bu örgüt en çok İslam’a, Müslümanlara ve ülkemize zarar veren terör örgütü. İnsanlığa karşı suç işleyen örgüt. Bunun liderinin öldürülmüş olması terörle mücadelede dönüm noktasıdır. Umarız bütün terör örgütlerine karşı aynı mücadele devam eder. Bir terör örgütü liderinin terörle mücadele kapsamında öldürülmesi söz konusuyken başka bir terör örgütünün sözde liderinin ABD’ye davet edilmesi, Twitter’dan tebrik edilmesinin ne kadar çelişkili olduğunu görüyoruz.

‘BARIŞ PINARI HAREKATI SONRASI DAEŞ LİDERİ ÖLDÜRÜLDÜ’

Barış Pınarı başladığında herkes DEAŞ’la mücadeleyi zaafa uğratacağını iddia ediyordu. Özellikle YPG unsurları bu propagandayı yapıyorlardı. Görüldüğü gibi Barış Pınarı Harekatı’ndan çok kısa bir zaman sonra DEAŞ liderinin bertaraf edilmesi mümkün olmuştur. PYD-YPG terör örgütü madem bu kadar istihbarata sahiptiler, istihbaratı kendilerinin verdiğini iddia ediyor peki neden Barış Pınarı Harekatı’ndan önce bu olmadı? Barış Pınarı operasyonu ile tam tersine DEAŞ’la mücadelenin güçlendiği net bir şekilde görülmektedir. Bu eli kanlı vahşi örgüt Ankara Gar patlamasında, Gaziantep’te, Atatürk Havalimanı’nda, Reyna’da, Suruç’ta, Sultanahmet, Niğde’deki canlarımızın şehit olmasına sebep oldu.

Cumhurbaşkanımızın beyanları DEAŞ’ın ideolojik olarak geriletilmesine çok önemli role sahiptir. DEAŞ’la askeri olarak mücadele etmek mümkündür ama ideolojik mücadele önemlidir dendi. Müslüman bir lider bunun en çok zarar verdiğini, en çok Müslümanlara zarar verdiğini ifade ettiği zaman bu ideolojik mücadele daha etkili olmaktadır. Fırat Kalkanı Harekatı’nda sahada terör örgütü DEAŞ’la göğüs göğüse mücadele eden tek ülke Türkiye’dir. Türkiye bununla beraber başka terör örgütleriyle mücadele ediyordu. Türkiye’nin 2016-1018’de yürüttüğü Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonuyla DEAŞ ve diğer terör örgütlerinden kurtulmuştur. Türkiye bunu tek başına gerçekleştirmiştir.

‘YPG DAEŞ’E ZEMİN SAĞLADI’

İncirlik hava üssü DEAŞ’a karşı mücadelede önemli rol üstlenmiştir. DEAŞ’ın kendisine hedef olarak seçtiği Irak’taki güvenlik güçlerinin iyi mücadele edebilmesi için Türkiye ‘eğit donat’a ev sahipliği yapmıştır. Yabancı terörist savaşları dünyanın gündemindeki en önemli konulardan bir tanesidir. Yaklaşık 70 bin 480 kişi Türkiye’nin giriş yasağı listesinde yer almaktadır. Ayrıca yabancı terör savaşçılarla ilgili olarak 7 bin 445 yabancı uyruklu kişi sınır dışı edilmiştir. Net bir şekilde görülmektedir ki, YPG/PYD terör örgütünün varlığı DEAŞ’ı geriletmek değil DEAŞ’a zemin bulmasına sebebiyet vermektedir. YPG/PYD terör örgütüne güvenmek tam bir akıl tutulmasıdır.

‘DEAŞ İLE PKK VE PYD/YPG AYNIDIR’

İlk bakışı sıkıştığında bu terör örgütü DEAŞ’lıları serbest bırakma gibi faaliyet içerisine girmiştir. Bölge halkı yapılan harekattan memnundur, hayat normale dönmektedir. Kendilerine haraç vermeye zorlayan, çocukları terörist unsurları parçası haline getirmek isteyen unsurlara karşı verilen mücadeleden memnudur. DEAŞ’la yapılan mücadele neyse YPG-PKK’ya karşı da aynısının yapılması gerekir. DEAŞ terör örgütü ülkemize saldırı yaptığında bize dayanışma mesajı yayınlayanların, PKK/YPG/PYD saldırdığında göstermemesi büyük bir ilkesizliktir. Bu vesile ile mültecilerin durumu meselesi daha yoğun bir şekilde tartışıyor.

‘AB MÜLTECİLERE KARŞI DUVARLAR ÖRDÜ’

Biz geri göndermeme ilkesine insani sebeplerle yaklaşan bir ülkeyiz. Bu konuda en çok konuşan AB bu meselede en çok sınıfta kalmış mekanizmanın başında gelmektedir. Köprüler kurmak yerine duvarlar örmeyi tercih ettiler. Güvenli Bölge’de Cumhurbaşkanımızın teklifine pozitif katkı sağlamalıdırlar. İçişleri Bakanlığımızın uygulamaları çok daha yeni standartlar ortaya koymuştur. Bu da yabancı gözlemciler tarafından takdir edilmiştir. Mülteciler için dünya genelinde okullaşma oranı yüzde 71 iken Türkiye’de yüzde 93.3’dür. Biz bu çocukları eğitmezsek yarın öbür gün terör örgütleri bu çocukları insan deposu olarak kullanacaktır. Bu insanların sağ salim ve güvenli şekilde ülkelere dönmeleri sağlanması gereklidir.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram