Ahmet Şık: Cehennemin kapılarını kapatacağız, zebanileri de içeride bırakacağız

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) yeniden milletvekili adayı olan gazeteci-yazar Ahmet Şık, TİP’in izlediği stratejiyi ve neden bazı illerde ayrı listeyle seçime girdiklerini Medyascope’tan Ruşen Çakır’a anlattı. Şık, seçim sonuçları hakkındaki görüşlerini, seçimlerden sonra Türkiye siyasetinde ne olabileceğini, yeni dönemde nasıl bir siyaset izleyeceklerini aktardı.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yaşanan liste tartışmaları anlatan Şık, “Ortada ‘kriz’ var ve iki parti de bunu doğru yönetemedi, beceriksiz davrandık. Şöyle bir durum var: TİP’in tutuma dair çok ağır yazılar çıkıyor. Bir tek insan bile, ‘Siz TİP olarak ne önerdiniz?’ diye sormadı” dedi.

‘MAALESEF MÜZAKERE BİLE EDEMEDİK’

Şık, şöyle devam etti: “Bizim teklifim şuydu: Bu seçim, iktidarın bütün kötü olasılıkları bertaraf etmeye dönük çalışmasıydı. Aslında barajı düşüyor gibi gözüküp vekil çıkarma sayısını olabildiğince yükseltti. Biz de arkadaşlara dedik ki, ‘Bu seçim tek liste halinde girmeyi de, ayrı ayrı girmeyi de doğru bulmuyoruz. O yüzden karma model üzerinde anlaşabiliriz’ diye bir teklifte bulunduk. Ama maalesef müzakere bile edemedik. Sonuçta bizim çizdiğimiz pozisyon, sevgili Sabahat Tuncel’in çizdiği pozisyondan farklı değil.”

‘KEMAL BEYİN ALEVİ OLMASINI MÜEESSES NİZAM DERT EDER’

Kılıçdaroğlu’nun Alevi videosunun üzerine konuşan Şık, “Kemal Bey’in bu kadar uzun cumhurbaşkanı adaylığını açıklayamamasını -ben bunu daha önce bir programda da açıklamıştım- müesses nizamda bir çatışma halinde olması diye yorumlamıştım. Çünkü Kemal Bey’in Alevi olmasını bu ülkenin müesses nizamı dert eder. Kemal Bey’in Dersimli olmasını da dert eder. Kemal Bey’in üzerinde taşıdığı bu iki kimlik, eğer ortak cumhurbaşkanı olduğunda toplum kendisine ‘Biz bu sorunları çözmeni istiyoruz’ diyecek” dedi.

Ruşen Çakır’ın “Kılıçdaroğlu’nun ‘Hak Muhammet Ali’ demesi devrim gibi bir şey olmadı mı?” sorusuna cevap veren Şık, “Kesinlikle. Ben daha önce özür dileyecek bir şey demedim. Belli ki birtakım insanların travmalarını kaşıyan bir şeye dönüştü söylediklerim. O insanların travmaları neden kaşınıyor ve neden travma sahibi? Onu yaratan bir geçmiş var. Dolayısıyla o insanların çok haklı endişeleri var. Bu travmalar üzerinden iktidarın organize kötülük olarak her şeyi yapabileceğini söyledim” dedi.

‘BU SESSİZLİKTEN ÜRKÜYORUM’

Son 30 yılda en heyecanı olmayan bir seçim sürecinden geçildiğini söyleyen Şık, “Ben bu sessizlikten ürküyorum. Bunun iki nedeni olabilir: Ortaya çıkan verileri yanlış yorumluyoruz, iktidar çok güçlü bir şekilde seçimden çıkacak, hile hurdayla çıkacak, ya da bizim canımızı okuyacak birtakım planlar yapıyor olabilirler. Ya da, ‘Bitti bu iş, dükkanı kapatıyorum’ diyerek gidecekler” dedi.

‘CEHENNEMİN KAPILARINI KAPATIP, ZEBANİLERİ DE İÇERİ BIRAKIP…’

Şık, sözlerine şöyle devam etti: “Muharrem İnce’nin pozisyonu, hitap ettiği seçmene neden kendisine oy verilmemesi gerektiğini anlatıyor. Tamamen kişisel hırslarıyla yol alır mı bir insan? Bu kadar farklı ideolojide olan muhalefet blokları tek bir isimde uzlaşmış. Çünkü cehennemin kapısını kapatmak ve o cehennem zebanilerini o kapının arkasında bırakmak isteyen bir anlayışla birleşmişler. Muharrem İnce çıkıyor, geçmişin hesaplaşmasını seçimi ikinci tura bıraktırarak, Kılıçdaroğlu’ndan intikam almaya çalışarak ama toplamında bu ülkede yaşayan 85 milyon insanın hayatı üzerinden kumar oynayacak pozisyon biçiyor. Tam da bu nedenle İnce’nin oy almaması lazım, ikincisi de eğer memleketin çıkarıyorsa adaylıktan çekilmesi elzemdir.”