ABD ve Avrupa Birliği Erdoğan’ı Doğu Akdeniz’de ters köşeye yatırdı

Biden’ın EastMed’den çekilmesi sonrası Erdoğan “Türkiye’nin vazgeçilmezliğinden” dem vurdu ama ABD’nin destek verdiği EuroAsia Interconnector meselesine hiç değinmedi. AB de Doğu Akdeniz’de Yunan ve Rum pozisyonlarını onaylayan projeye destek verdi. Ankara ise 'dut yemiş bülbül gibi'.

ÖMER MURAT 29 Ocak 2022 HABER ANALİZ

ABD Başkanı Biden’ın EastMed doğal gaz boru hattı projesine selefinin verdiği desteği çekmesini Ankara Türkiye’ye verilen bir destek olarak yorumladı. Ben ise durumun pek de öyle gözükmediğini, çünkü Biden yönetiminin bir yandan EastMed’e desteğini çekerken, diğer yandan Türkiye’nin dışlandığı bir başka proje olan EuroAsia Interconnector’a destek vereceğini açıkladığına dikkat çekmiştim.

Türkiye’de iktidar Biden yönetiminin EastMed’in arkasından çekilmesinden dolayı adeta “zafer sarhoşluğu” içerisinde gözüküyor. Erdoğan “Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi yok sayan hiçbir bölgesel projenin başarılı olması mümkün değildir. Coğrafyamızda da bu gerçeği zaten görüyoruz ve bunu da açıkça söyledik. Amerika’nın nihayet bu gerçeği görmesi memnuniyet vericidir” derken, ABD’nin destek vereceğini duyurduğu EuroAsia Interconnector meselesine ise hiç değinmemeyi tercih etti. E tabi şimdi halkın kafasını karıştırmaya, zafer hikayesini bulandırmaya hiç gerek yoktu.

Ne olup bittiğini anlamak için proje hakkında kısaca bilgi verelim: Asya ve Avrupa arasında bir enerji köprüsü olma hedefi güden EuroAsia Interconnector, toplamda 1.208 kilometreyi bulacak dünyanın en uzun denizaltı güç kablosu aracılığıyla Yunan, Güney Kıbrıs ve İsrail elektrik şebekeleri arasında bağlantı kurmayı planlayan bir projedir. Kablonun İsrail’den Güney Kıbrıs’a kadar olan bölümü 310 kilometre ve Kıbrıs’tan Yunanistan’a kadar olan kısmı ise 898 kilometre olacak. Maksimum 3.000 metrelik deniz derinliğinden geçecek bu 898 kilometrelik denizaltı kablosunun alanında yeni bir dünya rekorunu kıracağı belirtiliyor. İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan Enerji Bakanları geçen yıl Mart ayında projeye ilişkin bir mutabakat zabtı imzaladı.

Güney Kıbrıs Enerji Bakanı Natasa Pilides (sağda), İsrail Enerji Bakanı Dr Yuval Steinitz ve Yunanistan Enerji ve Çevre Bakanı Kostas Skrekas (solda, video konferans ile) Lefkoşa’daki EuroAsia Interconnector projesi mutabakat zabtı imza töreninde.

Projenin internet sitesinden alınan aşağıdaki haritadan da açıkça görülebildiği üzere, kablonun döşeneceği güzergah Türkiye’nin kıta sahanlığı olarak belirlediği yerden geçmektedir. Bu nedenle Türkiye, İsrail ve Yunanistan’ın Ankara Büyükelçilikleri ile AB Türkiye Delegasyon Başkanlıklarına nota vererek projeye itiraz etmişti. Ankara projenin planlanan güzergahının, Kıbrıs ve Girit adaları arasındaki bölümünün Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığından geçtiğini, bu nedenle ön çalışmalar için Türkiye’nin izninin aranması, ön çalışma gerekmiyorsa kablo döşeme faaliyetlerine ilişkin Türkiye’ye makul bir süre önceden bilgi verilmesi gerektiğini bildirmişti.

ABD’nin bu projeye desteğini açıklamasının hemen ardından bu hafta kritik bir gelişme daha yaşandı. Avrupa Birliği projeyi 657 milyon euro gibi yüksek bir meblağla finanse etme kararı aldı. Böylece projenin tüm maliyetinin üçte birini karşılayacak bir kaynak bulunmuş oldu. Ama daha da önemlisi Avrupa Birliği ilk kez resmen EuraAsia Interconnector projesini onayladığını, yani Türkiye’nin itirazlarını dikkate almadığını ortaya koydu. Ankara’dan üzerinden üç gün geçmesine rağmen konuya ilişkin hiçbir açıklama gelmedi. İnşaatına bu yıl başlanacak projenin 2025’de bitmesi, 2026’da işler hale gelmesi planlanıyor. Tabiatıyla burada kritik husus Türkiye’nin kıta sahanlığından geçecek kısmın ne zaman inşa edileceğidir.


 

Sanırım yaşananları özetleyecek deyimler “sağ gösterip sol vurmak” veya “ters köşeye yatmak” şeklindedir. Biden’ın EastMed’den çekilmesi sonrası Ankara büyük bir mutluluk içerisinde “Türkiye’nin vazgeçilmezliğinden” dem vururken, ABD ve AB Doğu Akdeniz’de deniz sınırlarına ilişkin Yunan ve Rum pozisyonlarını resmen onayladıkları anlamına gelen bir başka projeye desteklerini ilan etmiş oldular. Erdoğan hükümetinin şu ana kadar bu gelişmelere yaklaşımı ise “dut yemiş bülbül gibi” deyimimizi hatırlatmaktadır.

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com