Türkiye 20 milyar dolarlık ilk nükleer satralinde Rusya’ya tam bağımlı

Türkiye, önümüzdeki günlerde Akkuyu’da Rus teknolojisi ile inşa edilen nükleer santrale yüklenecek yakıtların ülkeye geleceğini duyurdu. Avrupa Birliği ise üye ülkelerin Rusya’dan nükleer yakıt ithalini yasaklamayı tartışıyor.

EMİR KORKMAZ 23 Nisan 2023 DÜNYA

Erdoğan ve Putin (FOTOĞRAF: OZAN KÖSE / AFP)

Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra bu ülkeden gaz, petrol ve kömür ithalini sona erdirdi. Birlik kararları çerçevesinde Rusya’ya karşı geniş bir yaptırım listesi yayınlandı. Bu çerçevede kömürden petrole ve havyara kadar uzanan geniş bir listedeki ürünlerin ithaline yönelik yaptırımlar getirildi. Ancak nükleer santrallerde kullanılan uranyum için henüz bir yasak getirilmedi. Rus uranyumu olmadan, AB üyesi bazı ülkelerde Rus teknolojisi ile inşa edilen bazı nükleer enerji santralinin çalışmasının imkansızlığı, uranyumun yaptırım listesine alınması konusunda tartışmalara yol açıyor. Birlik, nükleer yakıt tedariği için Rusya dışında kaynakların arayışını hızlandırdı.

URANYUM SATIŞINDAN BÜYÜK GELİR

AB, savaşın başlangıcı ile bu ayın başına kadar Rusya ile ilişkili toplam 1200’den fazla bireysel yaptırım uyguladı. Başta oligarkların özel varlıkları ve Rus devlet bankasının birkaç yüz milyar avro değerindeki döviz varlıkları donduruldu. Avrupa, Rusya ekonomisine zarar verebilecek en az on yaptırım paketi hazırladı. Bu kadar detaylı yaptırım listelerinde çarpıcı olan şey ise henüz herhangi bir yaptırım listesinde olmayan uranyum. Rusya’nın nükleer endüstrisi, Kremlin’in kasasına döviz getiren anlaşmalar yapmaya devam ediyor, hala Avrupalılarla iş yapmayı sürdürüyor. Ukrayna savaşındam kaçanların sığındığı bazı üye ülkeler, hala nükleer santralleri için Rus uranyumu, Rus yakıt elementleri ve Rus nükleer enerji teknolojisi satın almayı sürdürüyor.

YENİ YAPTIRIM LİSTESİNE HAZIRLIK

Yaşanan bu çelişkili durumu masaya yatıran Avrupa Birliği yetkilileri, Alman ekonomi bakanı Yeşiller partili Robert Habeck girişimiyle yaşanan bu durumu değiştirmek istiyor. Geçtiğimiz haftalarda Kiev’i ziyaret eden Habeck, Ukraynalılar’ın Rusya’dan gelen uranyuma yaptırım uygulanmasını istediğini açıkaldı. Kendisinin de bu yönde atılacak bir adımı destekleyeceğinin altını çizen Habeck ‘’Rus devleti uranyum işinden çok para kazanıyor ancak bu ithalatı hemen yasaklamak çok kolay değil. Aynı petrol ve kömürlde olduğu gibi bir geçiş dönemi ile böyle bir karar alınabilir. Mesela altı ay içinde alınan nükleer materyal azaltılabilir, ve sonra dokuz ay içinde bitirilir’’ Böylece Habeck’in sözlerinden, bir sonraki, on birinci yaptırım paketinin Rusya’nın nükleer endüstrisine yönelik olması ihtimali güç kazandı.

BEŞ ÜLKEDE RUS SANTRALİ VAR

Rusya, işgalin başlamasından sonra doğalgaz başta olmak üzere enerji sektöründeki bağımlılıkları bir baskı aracı olarak kullandı. İşgal ile bir süre doğalgaz başta olmak üzere enerji tedarikinde sorunlar yaşansa da, Avrupa Birliği üyeleri, hızla alternative kaynakları devreye aldılar. Birliğin Rus doğalgazına bağlılığı neredeyse sona erdi. Nükleer konusunda da 27 üye ülkenin temsilcilerinin detaylı tartışmalar yapması gerekiyor ve bu müzakerelerin sert geçmesi de muhtemel. Zira beş AB ülkesi, Rus tipi reaktörlere sahip nükleer santraller işletiyor. Bunlar, Macaristan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Finlandiya. Bugün bu beş ülkenin hepsi Rus devlet şirketi Rosatom ile işbirliğini devam ettiriyor.

DOĞALGAZ’DAKİ GİBİ ALTERNATİFLER DE VAR

Uzmanlar, nükleer konusunda aynı doğalgaz ve kömürde olduğu gibi alternatiflerin olduğu görüşünde. 2021’de AB, doğal uranyumun yüzde 20’sini Rusya’dan, yüzde 24’ünü Kazakistan ve Özbekistan’dan aldı. Bunun yanında bir miktar daha pahalı olsa da, uranyum tedarik edilebilecek diğer ülkeler Kanada, Avustralya ve Güney Afrika. Uranyum dışında Rusya, zenginleştirilmiş uranyumda da küresel kapasitenin üçte birine sahip ancak bu alanda da batılı alternatifler bulunuyor.

15 SANTRAL RUSYA’YA BAĞIMLI

Alternatif konusunda sıkıntı yaşanabilecek üçüncü alan ise Rusya’ya önemli ölçüde bağımlı olunan yakıt unsurları. AB üyesi beş ülkenin bu alanda Rusya’ya önemli oranda bağımlılığı göze çarpıyor. Sovyet tasarımı nükleer enerji santrallerine sahip beş Doğu Avrupa ülkesinde, yakıt elemanlarının tek üreticisinin Rusya olduğu 15 nükleer enerji santrali bulunmakta. Bu da kuşkusuz Rusya’ya önemli bir bağımlılık anlamına geliyor. Bu nedenle Almanya’nın önderlik ettiği yaptırım planlarına karşı eski doğu bloku üyesi dört ülkenin itiraz etmesi muhtemel. Bunnla birlikte Fransa’nın da Rusya’ya karşı yaptırımlara karşı olmak için nedenleri var. Aralık 2021’de, dünyanın en büyük nükleer santral işletmecisi olan Fransız EDF’nin bir yan kuruluşu olan Framatome, Rus devlet şirketi Rosatom ile uzun vadeli bir stratejik anlaşma imzaladı. Kısa bir süre sonra, 2022’nin başlarında Başkan Emmanuel Macron, Rosatom’a Fransa’daki nükleer santraller için özel türbinler üreten şirkette yüzde 20 hisse teklif etti. Yani Fransa’nın Rus nükleer enerji sektörü ile çok yakın iş bağlantıları var ve eğer yaptırımlar listesine alınırlarsa, Fransa’nın türbinlerini sattığı önemli bir pazarı kaybetmesi anlamına geliyor.

FİNLANDİYA EN AZA İNDİRDİ

Finlandiya, halihazırda Rusya’ya bağımlılığını en aza indirmiş durumda. İşgalin başlamasıyla alternatif kaynaklar arayan Helsinki yönetiminin Rus Rosatom ile ilişkilerini minimuma indirdiği bildiriliyor. Buna karşılık birliğin ekonomik açıdan en kırılgan üyeleri arasında yer alan Macaristan, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, enerjilerinin önemli bir kısmını elde ettikleri nükleer santrallerin aksamasından endişe ediyor. Almanya ise bir yaptırım paketi sunmadan, Rusya’ya bağımlılığı en aza indirecek alternatifler üzerinde çalışmalara başladı. Dört ülkenin santrallerinin Rusya kaynaklı yakıt dışında çalışmaya devam etmesi için arayışlar sürüyor.

TÜRKİYE GÖBEKTEN BAĞLI

Avrupa Birliği, Rusya kaynaklı yaptırımlar listesine nükleer enerji ürünlerini de eklemeyi tatışırken, Türkiye ise 20 milyar dolarlık ilk nükleer satralinde tamamen Rusya’ya bağımlı durumda. Akkuyu’da inşa edilen santrale nükleer yakıtın 27 Nisan’da geleceğini duyuruldu. Bu yakıtın yerleştirileceği birinci ünitenin ise, en erken 2025 yılında işletmeye alınması bekleniyor. İnşaatından teknolojisine ve yakıtından sistemine kadar tamamen Rus devletine ait Rosatom kontrolündeki Akkuyu Santrali’nin yaşanacak gelişmelerden nasıl etkileneceği ise belirsizliğini koruyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com