Ağbal’a Saray darbesinin perde arkası

Ne yazık ki Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, 3 Mart'ta yayımladığım makalede işaret ettiğim tuzağa düştü. Kendisinin nasıl göreve getirildiğini ve Erdoğan'a rağmen karar alamayacağı hakikatini çabuk unuttu. Faiz lobisinin Türkiye’deki temsilcilerinin “Oley!” tezahüratlarına aldandı ve bileti erken kesildi.

TURHAN BOZKURT 20 Mart 2021 YAZARLAR

Merkez Bankası’nda yine sıradan bir gece… Naci Ağbal da iki selefi (Murat Çetinkaya, Murat Uysal) ile aynı akıbete maruz kaldı. Saray’ın gece yarısı darbesi ile kapının önüne konuldu.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gece yarısı kararnamesi ile Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevinden azledildi. Yerine hemşehrisi ve eski AKP Bayburt milletvekili Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu getirildi.

Ağbal, Memduh Aytün (21 Temmuz 1960-7 Kasım 1960) ile Nihat Bülent Gültekin’in (2 Eylül 1993-31 Ocak 1994) akabinde “en kısa süre koltukta kalan Merkez Bankası Başkanı” unvanı ile tarihe geçti. Kavcıoğlu, TCMB’nin 25’nci başkanı oldu.

Merkez Bankası Kanunu’na göre her bir başkanın görev süresi 5 yıldır. Süre bittiğinde aynı ismin ikinci kez başkanlığa tayin edilmesine herhangi tahdit getirilmemiştir. “Başkanın ölümü ya da malullük” halleri haricinde görevden azledilmesi mümkün değildir.

Ancak Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün akabinde Olağanüstü Hâl (OHÂL) rejiminde yayımladığı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) istinaden TCMB’ye de müdahale hakkını kendinde görüyor.

Para otoritesi, kanuna ve anayasaya aykırı KHK ile  Saray’ın elinde oyuncağa döndü.

NACİ AĞBAL’I KİMLER TUZAĞA DÜŞÜRDÜ?

1931’de kurulan Merkez Bankası’nda başkanların ortalama görevde kalma süresi 3,9 yıldır. Ancak Murat Çetinkaya’nın “O kadar söyledim, faizi indirmedi.” diyerek azledildiği 10 Temmuz 2019’dan bu yana  başkan 4’üncü defa değiştirildi.

Ağbal’ın 5 ay bile dolmadan yaka paça kapının önüne konulmasının sofistike bir sebebi yok. Tek sebebi var, o da Erdoğan’ın verdiği mesajları kale almaması. 8 Kasım 2020’de birkaç aylığına verilen çeki “açık çek” zannetme gafletinin bedelini ödedi.

18 Mart Perşembe günü haftalık repo (politika) faizini yüzde 17’den yüzde 19’a çıkarması Erdoğan’ın siyasi ajandasının ortasına el bombası atmaktan farksızdı.

Faizin artması ile reel kazançlarına kazanç eklenecek çevrelerin tuzağına bilerek ya da bilmeyerek düşen Ağbal’ın kararının tutarsızlıkları olması bardağı taşıran son damla oldu.

Nitekim 19 Mart Cuma günü Borsa İstanbul’un seans içinde yüzde 3’e yakın değer kaybetmesi ve gün sonunda tabelada yüzde 1,5 kayıp yazması Ağbal’ın karavana atış yaptığını gösteren ilk işaretti.

Yüksek faiz liginde Avrupa’da 1’inci dünyada 7’nci olan Türkiye için faiz artışından bir gün sonra Borsa’nın çökmesi tek kelime ile fiyaskoydu.

3 MART’TA NACİ AĞBAL’I UYARMIŞTIM!

Haddizatında Erdoğan, AKP tabanından gelen “Faizler çok yüksek, perişan olduk. Faiz lobisini ihya ettiniz.” serzenişleri karşısında 8 Kasım 2020’de verdiği faiz çekini geri almaya karar vermişti.

O gün damadı Berat Albayrak’ın Instagram’dan istifası ile şiddetlenen sarsıntıda yeni bir kur şokuna mani olmak için sıcak para baronlarına yüksek faiz vermekten başka çaresi yoktu. Üstelik “Bahara kadar ne yap et doları düşür” şartı ile Ağbal’a verdiği çekte faiz limiti yüzde 18’di. Bunu Erdoğan kadar Ağbal da biliyordu.


 

3 Mart 2021’de “Erdoğan o çeki birkaç aylığına vermişti” başlıklı makalede Ağbal’ın Saray’ın “Faizi artırma” imalı mesajlarını hafife alması hâlinde her an her şey olabileceğine işaret etmiştim.

O makaleden kısa bir iktibas: “Ağbal farkında olmayabilir, ancak Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) teşkilatlarında “Hani faiz artınca enflasyon düşecekti!” soruları yüksek sesle dile getiriliyor.

Kongreleri için ziyaret ettiği şehirlerde AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Faizler daha da artarsa tamamen biteriz. Batıyoruz.” mesajları verilirken, Ağbal’a verilen birkaç aylık çekin vadesinin dolduğu anlaşılıyor.

Hemen birileri, “Hükûmet ne derse desin. TCMB özerk değil mi?” diyebilir. Kâğıt üzerinde öyle olabilir. Ancak başkanın görev süresi dolmadan gece yarısı kararname ile değiştirildiği bir merkez bankasının özerkliğinden bahsedilemez.”

YANDAŞ MEDYADAN AL SARAY’IN HABERİNİ!

Ne yazık ki Ağbal o makalede işaret ettiğim tuzağa düştü. Kendisinin nasıl göreve getirildiğini ve Erdoğan’a rağmen karar alamayacağı hakikatini çabuk unuttu. Faiz lobisinin Türkiye’deki temsilcilerinin “Oley!” tezahüratlarına aldandı.

18 Mart’ta Londra’nın ballı faizden memnun para baronlarının telkinlerine kulak veren Ağbal bir bakıma Kamikaze dalışı yaptı. Faizin 200 baz puan artırılması ne enflasyonu düşürecek ne de TL’de kalıcı bir toparlanmaya vesile olacak.

Kararın Saray’da nasıl makes bulduğunu anlamak için hükûmetin Pravdası gazetelerin haberi veriş şekli hayli aydınlatıcı olabilir.

Esasında AKP’nin devr-i iktidarında ihale rekortmeni olan ailelerin başında gelen Albayrak ailesine ait Yeni Şafak gazetesinin dünkü nüshasında “Bu operasyonu kim adına çektiniz?” başlıklı manşet haber olabileceklerin ilk işaret fişeğiydi.

Perşembe akşam saatlerine doğru kulislerde Ağbal’ın suyunun ısındığı konuşulmaya başlamıştı bile. Öyle ya! Erdoğan’ın 24 Mart Çarşamba günü Olağan Kongre için geri sayım yaptığı bir dönemde faiz resti çekmek kimin haddine!

İlk başkanlık kabinesi kurulur kurulmaz 2018 yılı ağustos ayında Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na getirilen Naci Ağbal, Erdoğan tarafından 7 Kasım 2020’de Merkez Bankası Başkanlığı’na tayin edilmişti. Ağbal o koltukta 4 ay oturabildi.

“ERDOĞAN, AĞBAL’A ATEŞ PÜSKÜRDÜ” İDDİASI

Faizin artırıldığı perşembe akşamı Erdoğan’ın Ağbal’ı Saray’a çağırdığı ve ağzına geleni söyledikten sonra odasından kovduğu iddia edildi. Ağbal’ın biletinin kesildiği, ancak kararnamesi için bir gün daha bekleneceği de bir başka iddiaydı.

Nihai karar Erdoğan’ın iki dudağının arasında olduğu için -kendim dahil- kimse bu bilgiye teyit etmeden yayımlama riskini de üzerine almadı, alamadı.

Kararname piyasaların kapalı olacağı hafta sonu Resmi Gazete’de yayımlanacak ve yatırımcılara kararı sindirmesi için birkaç gün vakit tanınacaktı.

Kanunen özerk ve bağımsız harkeket etmesi icap eden TCMB’de 21 ayda üç başkanı azleden Erdoğan usul ve esastan ziyade algıya dönük hassasiyetini bu krizde de elden bırakmadı. Esasında doğru ya da yanlış alınan her kararın altında Erdoğan’ın tensip ve rızası var.

Başka bir ifadeyle “Ağbal başarılı mıydı, değil miydi?” sorularının hakikatte karşılığı yok. Birileri anlamamakta ısrar etse de 2016’dan beri Merkez Bankası da Saray’ın şubelerinden sadece biri.

FAİZ İNDİRİMİ SEZONU AÇILIYOR

Şimdi ne mi olacak? Kasada -71 milyar dolar açık var. Elde avuçta ne varsa son iki yılda arka kapıdan tanıdıklara satıldı. Ne dolar düştü ne faiz. Enflasyon tırmanıyor. Buna rağmen 15 Nisan’dan itibaren faizde indirim sezonu açılacak. Erdoğan’ın önceliği seçim. Yüksek faizle seçimi kazanamayacağını bilecek kadar siyasetin kurdu.

İlk hamlede faiz yüzde 17’ye, hatta biraz altına indirilecek ki Erdoğan’a rağmen atılan son adımın izleri silinsin.

Öyle ya da böyle yeni TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun önünde başka bir çıkış yolu yok.

Kavcıoğlu’nun niçin tek yön biletle yola devam edeceğini de bir fıkra ile anlatalım:

Ormanlar kralı aslan, kurda emreder:
-Haydi, avları âdilane şekilde taksim et!

Kurt “Peki!” der ve başlar taksime:
-Dana aslan kralımızın, kuzu kurdun, tavuk da tilki kardeşin…

Aslan, kurda bir pençe vurur. Kurt, ağzı burnu kanlar içinde yere yıkılır. Aslan sonra tilkiye döner ve:
– Haydi, sen âdilane bölüştür!

Tilki “Başüstüne kralım.” der:
-Tavuk, kralımızın sabah kahvaltısıdır, kuzu öğle, dana da akşam yemeğidir.

Aslan memnuniyetle gülümser, tilkiye sorar:
-Bu kadar âdilane taksimat yapmayı kimden öğrendin?

Kurnaz tilki, yerde al kanlar içinde yatan kurdu gösterip der ki:
-Efendim, işte şu yerde yatan kırmızı kurdeleli kurt kardeşten öğrendim.

İletişim için:
e-posta: [email protected]
Twitter: @turhanbozkurTV

YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/