17-25 Aralık’ın tek davası da kapandı

KRONOS 27 Kasım 2019 GÜNDEM

CHP milletvekilleri 17-25 Aralık tarihlerini Yolsuzluk Haftası ilan etmişler ve Halkbank şubesi girişine ayakkabı kutuları fırlatmıştı. CHP'li Gürsel Tekin, "17-25 Aralık sadece Türkiye'de değil, dünya tarihine geçecek bir iktidarın bakanlar kurulunun üçte biri, bir devleti nasıl soyuyor." demişti.

Türkiye gündemini sarsan ’17-25 Aralık soruşturmaları sonrası’ açılan tek davada karar çıktı. Anıtlar Kurulu görevlileri, mimarlar ve firma sahiplerinin yargılandığı, dönemin Fatih belediye başkanı Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir dahil 21 sanıklı davada mahkeme sanıkların beraatine hükmetti.

Karara, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü itiraz etti. 57 sayfalık gerekçeli karara ise rüşvet diyalogları girdi.

Diken’den Ali Yılmaz’ın haberine göre, 17-25 Aralık süreciyle ilgili yürütülen soruşturmaların hemen hepsinde takipsizlik kararı verilmişti.

Gülen cemaatine mensup polis ve yargı üyelerinin kumpası olarak bakılan dosyalara ilişkin süreçte, Fatih ve Beyoğlu gibi belediyelerdeki tarihi binaların otele dönüştürülmesinde, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu görevlilerine rüşvet verildiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada iddianame hazırlandı.

Savcı Ekrem Aydıner’in hazırladığı 21 sanıklı dava İstanbul 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aralarında Günseli Aybay, Oğuz Ceylan, Celalalettin Basatemur, Nesrin Çiçek Akçıl, Şenol Şirin, Murat Akagündüz, Hasan Soysal, Sevinç Doğan, Zeki Koçhisarlılar, Raşit Şentürk’ün de olduğu tüm sanıklar beraat etti. Karar, soruşturma sürecinde toplanan delillerin hukuku aykırı olmasına dayandırıldı.

Beraat kararına İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü itiraz etti. İtiraz sonrası dosya, İstanbul Bölge Adliye Mahmemesi’ne gitti.

‘ECE AJANDASI BİNASI’

Öte yandan dava konusu tarihi binalara ilişkin yürütülen görüşmelere ilişkin teknik ve fiziki takibe ilişkin tüm ayrıntılar dosyada yer adı.

Davaya konu tarihi yerlerden biri de ‘Ece Ajandası’ binası ve yanındaki dört binaydı. Fatih Hobyar Mahallesi’ndeki binaları yerine otel yapmak isteyen işadamı Celalettin Basatemur, daha önce Anıtlar Kurulu’nda çalışan Mimar Sevinç Doğan’la çalıştı.

Dava dosyasına göre söz konusu otelin yapılması için 4 Nolu Koruma Bölge Kurulu yetkililerine rüşvet verilmesi için Basatemur, Doğan’ın hesabına 120 bin lira gönderdi. Rüşvete aracılık etmesi için devreye giren isimlerden biri de öğretim üyesi Hüseyin Başçetinçelik’ti.

Dava dosyasına, rüşvete ilişkin çok sayıda ‘tape’ ve fiziki takip tutanağı da girdi.

‘İŞİ ÇÖZ 10 KAĞIT ALIRSIN’

Bir görüşmede Başçetinçelik, Doğan’a, dönemin İstanbul 4 Nolu Koruma Kurulu müdürü Günseli Aybay’ı kastederek, “Sevinç, ben kendisine ‘Bu işi çöz 10 kağıt alırsın’ dedim. Sen yarın 5 kağıt ver” dedi. Anılan konuşmada geçen 5 bin lira, Doğan tarafından Aybay’a verildi.

2 Ekim 2012 tarihli bir görüşmede ise Günseli Aybay, Başçetinçelik ile yaptığı konuşmada kendisine söz verilen paranın getirilmesini ima ederek, “Sen bir şey söylemiştin. Onu çözebilir miyiz. Beni karıştırma sen çöz diyecektim” diyor. Aynı gün Doğan’ı arayan Başçetinçelik ise 5 bin liranın Aybay’a verilmesini istiyor. Binalarla ilgili gerekli onayın alınması için dönemin İstanbul 4 Nolu Koruma Kurulu başkanı Oğuz Ceylan ile de temasa geçiliyor.

5 BİN DOLAR

8 Şubat 2013 tarihli bir görüşmede Sevinç Doğan, Şenol Şirin’e “Ben sana kaç lira vereceğim şimdi” diye soruyor. Şirin ise “5 bin dolar” diyor. İkili, görüşmenin devamında binadaki yıkım işleminin pazar günü yapılmasını görüşüyor. 1 Ekim 2012 tarihli Balkı-Şirin görüşmesindeyse Şirin, Balkı’ya “Sen bugün bu işi hallediyorsun değil mi” diye soruyor. Balkı ise “Bugün en geç yarın” diye yanıt veriyor. Bu yanıta Şirin ise “Bugün halletmeye çalış adamlar bekliyor vallahi” diyor.

Dava dosyasına giren bir diğer bina Özcoşkunlar İnşaat’a ait Beyoğlu’ndaki tarihi bina oldu. Anılan binada, kanuna aykırı yapılan işlemler için, Beyoğlu belediyesinde çalışan Murat Akagündüz, bina sahibinden 50 bin lira aldı ve mimar Ali Tunç’a verdi.

Tunç bu esnada, hanın içindeki bir kişiye “Rüşvet alan adam hacca gidebilir mi Ahmet” diye soruyor. Tunç daha sonra, aldığı 50 bin lirayı İstanbul 2 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nda görevli raportör Hasan Soysal’a teslim etmek için kendisiyle temasa geçiyor ve “Bende emanetin var. Onu şey yapacağım. Bekle beni bir yerde, handa buluşalım” diyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram